Çiğdem Toker

Tıbbi cihaz alımı 81 milyonu ilgilendirir

24 Haziran 2018 Pazar

Bir süredir Sağlık Bakanlığı’nca açılmış önemli bir ihaleye dair gazetecilik soruları soruyoruz.
Ülke genelinde on binlerce adet tıbbi görüntüleme cihazının satın alınacağı bir ihale bu.
Evet doğru; açık ve ilan edilmiş bir ihale bu. İlgililer parasını verip şartname alabiliyorlar.
(Zaten tersini yazmadık.) Dahası, Sanayi İşbirliği Projesi (SİP) kapsamında. Bu da bir “yerlilik ve millilik” motivasyonu içeriyor.
Fakat bu bir toplu alım ihalesi. Ve şartnamede tekliflerin ABD Doları üzerinden verilmesi koşulu var.
Kamu kaynaklarının etkin kullanımını sorgulayan bu konuda yazdığımız yazılar, yerli sektörden gelen yakınmalara dayalıydı.
Şöyle bir şey oldu: Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın geçen hafta OSTİM ziyareti sırasında, bir üreticinin Bakan’a hitaben yaptığı bilgilendirici ve sitem dolu konuşmanın ardından, ihale tarihi 4 Temmuz’dan 24 Temmuz’a ertelendi. Türkiye’yi engelliyormuşum!
Dün telefonuma bir açıklama düştü. Açıklama aslında Sağlık Bakanlığı yetkilisinin alanı izleyen sağlık muhabirleri ile iletişim amacıyla kurduğu gruba gönderilmiş (artık böyle).
Ankara büromuzun genç ve başarılı muhabiri Şeyma Paşayiğit’ten açıklamayı bana da iletmesi rica edilmiş...
Mesleki bir okuma alışkanlığı gereği önce son satırlara baktım.
Şöyle bitiyordu:
“Basında, ihalenin beklenen maliyetlerinin çok üzerinde gerçekleştirileceğine dair yer alan iddialar tamamen asılsız ve gerçek dışıdır. Yapılan bu tür haber ve yorumların, ülkemizin, sağlık sanayiinde söz sahibi ülkeler arasına girmesini engellemeye yönelik olduğu değerlendirilmektedir.”
Bildiğim kadarıyla bu konuda başka bir meslektaşım yazı yazmadı.
Dolayısıyla, Türkiye’nin sağlık sanayiinde söz sahibi ülkeler arasına girmesini engellemeyi amaçlayan kişi ben oluyorum.
Bir kere bu ithamı kesin bir dille reddediyorum.
İkinci olarak altını çiziyorum:
Bakanlık açıklamasında, bu büyük alımın neden “kısmi teklife kapalı” olduğu sorusunun cevabı yok. (Yerli üreticiden “cihazların alt bileşenlerinin” alınmasıyla, bitmiş tam bir cihazın satın alınması arasındaki farkın ne olduğu konusunda bir fikrim var...)
Yanı sıra TL’nin dolar karşısında tepetaklak değer kaybettiği ve liderlerin ekonominin toparlanması sözünü verdiği böyle bir dönemde, milyarlık tekliflerin neden ABD Doları üzerinden verilme şartı koşulduğunun yanıtı da yok.

Yerli firmalar neden kapandı?
Okurumdan mektup var. Adı bende saklı kalmak zorunda.
Çoğu kişi, çoğu şirket gibi o da başına bir şeyler geleceğinden korkuyor çünkü.
“Biz üreticilerin sesi oluyorsunuz” diye teşekkür ediyor ve devam ediyor. Yazdıkları, hepimizi ilgilendiren haber. Özetleyerek paylaşıyorum:
- Türkiye’de 10 yıl öncesine kadar sadece radyoloji cihazı üreten 8 firma vardı. Türkiye genelindeki bütün kamu alım ihalelerine girebiliyorlardı. Bu sayede hem üretim kalitemizi geliştiriyor, hem de yan sanayiye katkıda bulunuyorduk.
- Sonra Sağlık Bakanlığı toplu alım yapmaya karar verdi. Yüzlerce cihaz tek tek partiler halinde alndı. En küçük alım 10 milyon dolar. Bunların hiçbirine yerli üreticiler katılamadı. Çünkü 10 milyon dolarlık bir alımda, “Firmaların tek seferde yüzde 25 iş deneyim belgesi olmalı” şartına uyan yerli üretici yoktu. Ayrıca 10 milyon dolarlık bir alıma ait yüzde 3, yüzde 6 banka teminat limitlerimiz yok.
- Üreticilerin çoğu kapandı, bazıları ithalata başladı. Tıbbi cihaz üreten bu sekiz fabrika CHP döneminde değil, AK Parti döneminde kapatıldı.
Sözün özü, üretici okurumuz Sağlık Bakanlığı’nın toplu alım politikası nedeniyle tıbbi cihazların Türk Malı olmadığını, yerli malı olması halinde milyar dolarların yurtdışına çıkmayacağını vurguluyor.
Sağlık Bakanlığı bu okurumuzun da Türkiye’nin sağlık sanayiinde büyümesini engellediğini düşünüyor mudur acaba?

Çillerler’in enerji şirketi
Eski başbakanlardan Tansu Çiller, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kampanya mitingine katılınca gündeme geldi.
Çiller’in oğullarının Suoz Enerji Grup adlı şirket ile yenilenebilir enerji alanında faaliyet gösterdikleri yazıldı. Aslında daha öncesinde şirketin tanıtım toplantısı yapılmıştı.
Bu kez işin Ticaret Sicili kısmıyla ilgilendik. Konuya dair haberlerden sanki şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Mert Uçuran Çiller ile CEO’su Berk Uçuran Çiller tarafından kurulduğu gibi bir izlenim doğmuştu.
Oysa sicil kayıtlarına göre Suoz Enerji, 500 bin TL sermaye ile Tansu Çiller ile Özer Uçuran Çiller tarafından kurulmuş.
Sermayeyi oluşturan 500 bin TL, 250’şer bin TL olarak iki kurucu tarafından taahhüt edilmiş. Sermayenin 125 bin TL’si nakden ödenmiş. Kalanı da 24 ay içinde ödenecekmiş.
İşin özeti: İddialı bir büyüme hedefi koyan şirketin asıl sahipleri, Tansu Çiller ve Özer Uçuran Çiller.

Ankara Gar Müzesi İzmir’e
Cumhuriyet mirası Ankara Gar binası ve kapatılan TCDD Müze ve Sanat Galerisi’yle ilgili önemli bir ileti aldım.
İzmir’de 2002 yılından bu yana kent haberciliği yapan kentyasam. com ve yerel gazete Ege Telgraf’ta yazılar yazan bir meslektaşımdan.
Demiryollarını yakından izlemiş ödüllü gazeteci meslektaşımın adı Saadet Erciyas.
İlettiği haber ve bilgiyi, sizlere iletmek bir borç.
Tarihi Ankara Garı’nı da içine alan, Devlet Demiryolları’na (TCDD) ait yaklaşık 50 bin metrekarelik alanın Maliye Hazinesi’ne devrinden sonra Ankara’daki müze ve sanat galerisinin 25 Mayıs’ta kapatıldığını duyurduk. İşte kapatılan TCDD Demiryolu Müzesi ve Sergi Salonu’ndaki eserler, Alsancak’taki TCDD İzmir Demiryolları Müzesi’nde değerlendirilecekmiş.
Saadet Erciyas imzalı haberde, TCDD Genel Müdürlüğü’nce Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’ne 21 Mayıs 2018 tarihli bir yazı gönderildiği açıklanıyor. Yazıya göre Ankara Gar Müzesi’ndeki eser ve objeler bundan böyle kuruma ait İzmir Müzesi ve Sanat Galerisi’nde değerlendirilecekmiş.
Saadet Hanım, İzmir’deki müzenin butik nitelikli olduğunu ve oradaki alanın Ankara’dan gelecek “parça”lar için yetersiz kalabileceğini söylüyor.
Haber de önemli, uyarısı da.
Ankara’yla özdeşleşen bir tarihsel ve kültürel mirasın yeri neden değiştirilir?
Bugün siyaset yazmamız yasak.
Fakat bu soru, tam da Cumhurbaşkanlığı seçim günü sorulası ve cevap beklenesi bir sorudur.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları