Mimar Sinan Konservatuvarı

27 Haziran 2018 Çarşamba

Geçen günlerde MSGSÜ Devlet Konservatuvarında bir kıyamet koptu: Okulun Akaretler’deki binası beş gün içinde boşaltılmalıydı.
Bugünkü Mimar Sinan Konservatuvarı, Kültür Bakanlığı’na bağlı olarak 1981’de İstanbul’da kurulan bir yüksek kurumdu. Ersin Onay, İlhan Usmanbaş ilk müdürleri arasındaydı. O sıralarda İstanbul Belediye Konservatuvarı’ndan yüksek derece diploması almak için Ankara’da sınava girildiği günlerdi. Kuruluşunun on beşinci yılında, Dolmabahçe Sarayı Baltacılar Dairesi’ne taşınmış ve YÖK kararıyla Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’ne bağlanmıştı. Otuz iki yıldır o binada eğitim veren kurumda pek çok öğrenci yetişip dünya sahnelerine açıldı. Türk Müzik hayatının nice ünlü hocası orada ders verdi: Cemal Reşit Rey, Adanan Saygun, Bülent Tarcan, İlhan Usmanbaş, Atıfet Usmanbaş, Aydın Gün, Azra Gün, gibi. Bugün Avrupa’da bestecilik ödüllerini kazanan Zeynep Gedizlioğlu gibi bir kompozitörümüz oradan yetişti. Ayrıca halen o kurumda hoca olan Hasan Uçarsu ve Özkan Manav da yurtdışında seslerini duyuran bestecilerimiz.
Dünkü toplantıların sonucunda bu değerli kurumda günlerdir yaşanan taşınma tedirginliğinin bir süre askıya alınacağı anlaşılıyor. Konservatuvarın müdürü flüt sanatçısı Ayla Uludere şöyle diyor: “Bizim çalışmalarımıza uygun bir yer göstersilsin, hemen taşınalım.”

Rozhdetsvensky günümüzün en büyük şeflerindendi
Müzik dünyası geçen hafta ünlü Rus şef Gennady Rozhdetsvensky (1931-2018)’yi yitirdi. Moskova’da ölen şef, Eski Rus ekolünü temsil eden, disiplini kadar neşesiyle eşi bulunmaz bir sanatçıydı. Ünlü piyanist Viktoria Postnikova ile evliydi. Oğlu ise ünlü kemancı Sasha Rozhdetsvensky.
Bu şefin Ayla Erduran’ın yaşamında da önemli bir yeri vardır: Londra’daki Royal Albert Hall’de onun eşliğinde bir konser verecek ve BBC canlı olarak yayımlayacaktır. Heyecan içindedir. Şef kollarını kaldırır, tam orkestraya start vereceği sırada onun kulağına eğilerek: “Ayla, şimdi sevgili Brahms’ı çalıyoruz” der. Bu uyarı, genç kemancı için müthiş bir motivasyondur. O anda etrafındaki insanlar, sahne, salon hepsi yok olmuş, Brahms’ın tılsımlı dünyasına girmiştir. Daha sonraki yıllarda Lahey’de Glazunov’un keman konçertosunu da onun yönetiminde çalacaktır. Rozhdetsvensky, 1990’da İstanbul Atatürk Kültür Merkezi’nde bir konser yönettiğinde solisti olan oğlu Sasha, ilk kez Çaykovski’nin konçertosunu orada çalar. Sasha, sonradan Türkiye’de pek çok oda müziğine katıldı, Türk sanatçılarla karma konserler verdi.
Gennady Rozhdetsvensky uzun yıllar Bolşoy Tiyatrosu’nun şefliğini yapmış ve pek çok Rus bestecisinin eserini yönetmişti. BBC Senfoni, Moskova Radyo Orkestrası gibi toplulukların da sürekli şefliğini yapmıştı. Şnitke, Gubaydulina gibi modern Rus bestecileri nice yapıtlarını ona adamışlardı. Elli yıldan fazla komünist rejimda yaşamış, Lenin Ödülü’nü ve Halkın Sanatçısı ünvanını almıştı. Net vuruşlarıyla, kendine has sempatisiyle ayrıcalıklı bir şef olarak tanındı. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Eski bayramlar 10 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları