12 Eylül’e gidiş 9: Milliyetçi Cepheler

19 Temmuz 2018 Perşembe

12 Mart 1971 Askeri Darbesi’nden sonra, bu darbenin kendisine karşı yapıldığını belirterek askerlere karşı tavır alan Bülent Ecevit, bu tutumuyla, sadece İsmet İnönü’yü yenerek CHP Genel Başkanlık koltuğuna oturmakla kalmamış, aynı zamanda, Süleyman Demirel’e kızan Celal Bayar’ın Ferruh Bozbeyli başkanlığındaki Demokratik Parti adına Adalet Partisi’nin oylarını bölerek, onu ikinci sıraya düşürmesiyle, 1973 seçimlerinden birinci parti çıkarak Başbakan olmuştu.
Başbakanlığı sırasında, Kıbrıs’taki soydaşlara karşı uygulanan soykırıma ve Nicos Sampson’un Yunanistan Albaylar Cuntası Hükümetinin desteğiyle yaptığı darbeye karşı Türkiye’nin 20 Temmuz 1974’teki müdahalesini gerçekleştiren Ecevit, tarihe “Kıbrıs Fatihi” olarak geçti.
1975’te, Erbakan’ın kaprislerinden bıktığını söyleyen Ecevit, “Kıbrıs Fatihi” unvanının da desteğiyle, Ferruh Bozbeyli’nin göz kırpan tavrına inandı ve Demokratik Parti ile hükümet kuracağı umuduyla koalisyonu bozdu.

***

Ama bu arada Din/Tarım toplumunun çağ gerisi siyasal temsilcileri ve emperyalist güçler de boş durmuyorlardı:
1) ABD’nin desteğiyle “söz dinlemeyen müttefik Eceviti yola getirmek için...
2) Ferruh Bozbeyli’nin Demokratik Partisi parçalanmış...
3) Demokrat Parti’nin devamı olan Süleyman Demirel’in Adalet Partisi güçlendirilmiş...
4) Ve birbirinin seçmenlerinden oy istedikleri için “Düşman kardeşler” olan, Dinci Sağın temsilcisi Necmettin Erbakan, Milliyetçi Sağın temsilcisi Alparslan Türkeş ve Orta/Liberal Sağın Temsilcisi Süleyman Demirel arasında hükümet kurma müzakereleri başlatılmıştı.

***

Demirel, Erbakan ve Türkeş, Din/Tarım toplumu güçlerinin ve kültürünün temsilcileri olduklarından ve aynı tür seçmene yönelmiş bulunduklarından, geçmişte aralarında çok sert kavgalar yaşanmış ve ciddi düşmanlıklar doğmuştu.
Hem değişik programlardan dolayı, hem de eski düşmanlar oldukları için müzakereler çok uzun sürdü.
Bu müzakereler sonunda, Süleyman Demirel yeniden başbakan olmak uğruna:
1) Güvenlik ve asayiş konularını Meclis’te üç milletvekili olmasına karşın Milli Hareket Partisi’nin lideri Alparslan Türkeş’e...
2) Milli Eğitimi de dinci eğitimi savunan Milli Selamet Partisi’nin Genel Başkanı Necmettin Erbakan’a teslim etti.
Sonuç: Tırmanan terör, bozulan ekonomi, ve beyni yıkanan genç kuşaklar oldu.
Bu süreç Ecevit’e 1977 seçimlerinde yüzde 41.4 oy getirdi ama, düzenin ayarı öylesine bozulmuştu ki, onu Ecevit de düzeltemedi ve işler daha kötüye gitti:
12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’nin ayak sesleri duyulmaya başlamıştı.

***

TÜRKİYE ÇOK PARTİLİ DÜZENE GEÇTİKTEN SONRA, SAĞ İKTİDARLAR VE ASKERİ DARBELER DEMOKRASİNİN ALTINI OYDU:
DİREN DEMOKRATİK CUMHURİYET...
DİREN ONU KURAN VE SAVUNAN CHP!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları