Lucescu, yeni kadrosuyla futbolda ülkemize yeni bir süreç ve çalışma getirmeye gayret ediyor. Dünya futbolunda yüksek pas yüzdesiyle oynayan takımlara karşı dik ve uzun paslarla çıkan rakipler, tehlikeli oldukları kadar golcüleriyle de sonuca gidebiliyor.

Dün akşam İsveç’in sahasında görüntü olarak Milli Takımımız karşısında mahkûm olduğunu görmemize karşın gol atma konusunda yeteneklerinin bizden ileri olduğunu gördük. Az atak ama etkili vuruşlar ve bilinçli karşı ataklar yaptılar. Takımımızın üstün pas tekniği karşısında savunmada dikkatliydiler. Bizim özellikle Ömer’in getirdiği toplarla kanattan etkili olmaya çalışmamız ve sağ kanadı da kullanarak yan ortalarla gol arayışımız İsveç savunmasının önlemini bozamadı. Cenk, İsveç savunmasının markajından kurtulamayınca çok etkili bir kafa vuruşu dışında beklediğimiz golün sahibi olamadı. Takımımız ataktayken dikkatimizi çekecek bir konu, Okay’ın defansın ortasında, Çağlar ve Kaan’la oluşturduğu üçlüyle oynadı. Önündeki kalabalık orta alanla yeni bir taktiksel başarı geliştirmek için 2. bölgede atak ve savunma, çabuk top kullanma, verkaçla son derece isabetli oynayan kadromuzun tamamlayıcı olarak şut ve gol atma becerisini göremedik. İsveç’in kapalı ve inatçı savunma becerisi de dikkat çekti.

Kalede Sinan başarılıydı. Claesson’un golünde geç kalmasına rağmen topun kurtarılamayacak yere gitmesi de Sinan’ın şanssızlığıydı. Teknik yönden dikkat çeken en önemli konu, Ay-Yıldızlıların dün gece hem taktik hem de deplasmanda oynamalarına rağmen formanın hakkını vermek için gösterdikleri inançlı ve inatçı çabaydı. Bu durum, genel oyun planına yansıdı. Bunu sevindirici bir gelişme olarak görüyorum. Kısa sürede Lucescu’nun yapmak istediği, yepyeni bir kadro oluşumunda genç oyunculardan kurulu ekibimize doğru futbol oynatma gayretiydi. Bunun karşılığını da Emre Akbaba’nın golleriyle aldı. 2-0’dan 3-2’ye gelebilmek ve oyun sisteminden ödün vermemek, moral olarak çökmemek çok kolay değil. Son yıllarda oynadığımız maçlarda takımımızın bu kadar inatçı olduğunu göremedik. Bu bir müjdedir. Kanımca genç kadronun doğru olduğunun parolasıdır. O zaman hep birlikte ‘teşekkürler Lucescu’ demek gerekir.