Tarımda çıkış yolu var mı?

21 Eylül 2018 Cuma

Tarım konusuna 2 hafta önce kaldığımız yerden devam... Hepimizin bildiği gerçek şu: Tarım ürünlerine ödediğimiz fiyat sürekli artıyor. Limonun kilosu hâlâ 12-15 lira; dünyanın incir, fındık, antepfıstığı üretiminde ilk sıralarda olmakla övünüyoruz ama 10 liradan aşağı taze incir göremedik. Antepfıstığının kilosu 125 liradan satılıyor kuruyemişçide.
Bu artışın sebepleri masaya yatırılmadan sadece tarım desteklerinin artırılması gibi geçici önlemlerle konunun çözülmesi mümkün değil.
Hadi biraz hafıza tazeleyelim, geçen yıl haziran ayında neler olup bittiğine dair...
Buğdayda yüzde 130 olan gümrük vergisi 45’e, arpada yüzde 130 olan vergi 35’e, mısırda yüzde 130’dan 26’ya düşürüldü. Yetmedi, yüzde 135 olan ithal canlı hayvan gümrük vergisi 26’ya, yüzde 225 olan hazır et vergisi 40’a düşürüldü.
Bu ne anlama geliyordu? O zaman bu köşede yazmışız (30 Haziran 2017): Hükümet, yerli üreticiye “Kardeşim, sen bu işlerle boşuna uğraşma. Başka ne yaparsan yap. Ben yurtdışındaki çiftçiyi beslerim. Halka daha ucuz ithal et, ithal buğdaydan ekmek, makarna yediririm” demeye getiriyor.
Sonuç karşınızda şimdi. Dahası bir de nur topu gibi şarbon hastalığı, ithal canlı hayvanlardan...
Yine o yazıda şunu söylemişiz: AKP iktidarı artan enflasyonun sorumlusu olarak gördüğü gıda fiyatlarını düşürmek için tarım ve hayvancılığı ölüme terk ediyor.
Türkiye’yi ithalat cenneti haline getirerek gıda fiyatlarını düşürmek mümkün mü?
Kesinlikle hayır.
Zaten fiyatlar da düşeceğine arttı.
Sadece ithalat yüzünden değil tabii ki. Sıralayalım diğer sebepleri de:
1- Tarımsal üretim, nüfus ve tüketim artışı oranında artmıyor. Bunun farklı nedenleri var. Kente göç, köylerin boş kalması, özellikle gençlerin tarımla uğraşmak istememesi de nedenlerin arasında ve asla gündeme getirilmiyor.
32 milyon dönüm arazinin atıl durumda olduğunu ve şu an sulanmayan 7-8 milyon dönüm arazinin ekilememe riskiyle karşı karşıya olduğunu da belirtelim.
2- Üretici ve tüketici fiyatı arasındaki büyük uçurumu denetleyen yok. 1 ay önce Gaziantep’te tüccarın üreticiden 30-35 liraya satın aldığı antepfıstığının bugün markette 125 lira olmasının nedeni ne? Bir dost anlattı. Libya’da çalıştığı dönem, Kaddafi yılları... Bir yıl yumurta fiyatları aşırı derecede artıyor. Kaddafi emir veriyor: Fahiş fiyattan yumurta satan herkes kapısına “Ben eşeğim, halkı kazıklıyorum” diye yazacak. Mecburen yazıyorlar ve fiyatlar birden düşüyor.
3- Üretim planlaması ve stok kontrolü yok. Biliyorsunuz haziran ayında patates-soğanın kilogram fiyatı 6-7 liraya kadar çıkmıştı. Şöyle bir geçmiş haberleri taradım. 2012 yılında Bitlis’te çiftçi satamadığı patatesi hayvan yemi yapmış. 2016 yılından da bir haber Adana’dan. Tarlada kalan soğan hayvan yemi oldu. 2 yıl önce Antalya Adrasan’a gitmiş ve nar ağaçlarının tek tek sökülmesine içimiz acıyarak şahit olmuştuk. Çünkü Rusya ambargoya başlamıştı ve nar alıcı bulamıyordu.
4- Doğru destekleme politikası sürdürülmüyor, amaçsız hedefsiz şekilde çiftçiye dağıtılıyor.
5- Üretici örgütsüz ve güçsüz. Üretici birlikleri, kooperatifler hatta ziraat odaları çok daha bilinçli hareket edebilir.
7- Girdi fiyatları çok yüksek.
CHP’nin geçen yıl açıkladığı “Tarım raporu” aslında Türkiye’nin tarımda dünyadaki yerini de gözler önüne seriyor: Türkiye’de 5.5 milyona yakın kişinin çalıştığı tarım sektörünün toplam üretimi 60 milyar dolar civarında kalırken ABD’de 2.3 milyon kişinin çalıştığı tarım sektörünün toplam üretimi Türkiye’nin üç katını aşarak 175 milyar dolara ulaşıyor. Avustralya’da tarımda kişi başına yıllık ortalama 93 bin dolarlık üretim yapılırken bu rakam Türkiye’de 10 bin dolarda kalıyor.
 
Çin ne yapıyor?
Üniversite öğrencilerini tarlalara, köylere gönderiyor. Pekin’de Çin Tarım Üniversitesi, 10 yıldan beri bahçede, tarlada bilim ve teknoloji projesini sürdürüyor (Science & Technology Backyard -STB- Project) ve bu çerçevede üniversite öğrencilerini ülke genelinde köylere gönderiyor. Amaç ürün veriminin artırılması. Sonuçlar ise çarpıcı: 2009 yılında Hebaei eyaletinde Quzhou’da daha önce hektar başına 5.6 ton buğday elde edilirken 2015 yılında 7.2 tona yükselmiş. Mısır üretimi de 6.4 tondan 9.1 tona çıkmış. Üstelik kullanılan gübre ve zirai tarım ilaçları da azaltılmış.
Bu yapılırken de bir taşla 2 kuş vuruluyor; hem verim artıyor, hem öğrenciler deneyim kazanıyorlar. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Biz modern insanlar... 12 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları