Marilyn Monroe oldu dengeleri bozdu...

.

Yayınlanma: 14.10.2018 - 11:42
Abone Ol google-news

Seçimden önce televizyondaki geleneksel liderler tatışmasını izlemek için Björn’ün evinde toplanmıştık. Liderlerden dişe dokunur vaatler beklemiyorduk ama kamuoyu yoklamaları sağ ve sol kanadın başa baş yarıştığını gösterdiğinden liderlerin öne geçmek için ne gibi taktiklere başvuracaklarını merak ediyorduk. Elsa’nın kendi özel yöntemiyle yaptığı lezzetli kahveyi yudumlarken program başladı. Gözlerimiz faltaşı gibi açıldı. Bakışlarımız ok gibi Hıristiyan Demokratlar’ın 31 yaşındaki kadın liderine yöneldi. Herkesten hayret nidaları yükseliyordu.

Üç yıl önce parti liderliğine geldiğinden bu yana silik bir figür olarak geri planda kalmış olan ve kamuoyu yoklamalarında partisinin barajın altında kalmasının sorumlusu olarak gösterilen o kadın gitmiş yerine göz alıcı bir Marilyn Monroe gelmişti... Johan, “Oyum Ebba Busch Thor’a. Bu kadar sıkıcı adamın arasından bu güzel kadını desteklemek gerek. Kendini yenilemiş, siyaseti de yeniler’’ diye yüksek sesle konuştu. Johan’ın eşi Erika kocasına ters ters bakıp mırıldandı. Ne dediğini kimse anlamadı. Gece şamata içinde geçti. Ebba’dan başka konu yoktu. Diğer liderlerin ne dediğiyle kimse ilgilenmemişti. Ertesi gün gazeteler Ebba’nın yıldız gibi parlayışından söz ediyor, kafelerde Ebba’dan konuşuluyordu. Daha önce saçları küçük kız gibi kesilmiş, gösterişsiz kıyafetler giyen Ebba, dalgalı sarı saçları, kırmızı rujla boyanmış dudakları, vücut hatlarını ortaya çıkaran kıyafetleriyle bir Marilyn Monroe kopyası olmuştu.

Daha önce barajın altında kalması beklenen Hıristiyan Demokratlar birden barajın üstüne tırmanmaya başladı. Bu dengeleri değiştirecek bir gelişmeydi. Barajın altında kalması halinde oylar diğer partilere dağılacağından başa baş gözüken bloklardan birinin öne çıkma olasılığı vardı ama Marilyn Monroe bu hayalleri boşa çıkardı. Sol blok seçimi sadece bir milletvekili önde bitirebildi.

Popülistlerin sahneyi ele geçirişi

Hıristiyan Demokratlar ise kamuoyu yoklamalarında görülen oy potansiyelini yaklaşık yüzde yüz artırdı. Sonuç olarak hükümet sorunu kilitlendi. Sol kanat 144, sağ kanat 143 milletvekiliyle hükümet kurmak için gerekli olan 175 vekile sahip olmaktan çok uzak kaldı. Üçüncü parti olan ırkçıların desteği sorunu çözebilir ama onlarla işbirliğine kimse cesaret edemiyor. Seçimin üzerinden 35 gün geçti. Sorun çözülemiyor.

Erken seçim olasılık dışı değil ama bugün konumuz hükümet sorunu değil, siyasette Monroe etkisi ya da popülistlerin sahneyi ele geçirişi. Avrupa’da yabancı düşmanlığıyla sivrilen partilere popülist deniyor. Diğer partilerdeki idealizmden uzak, kendi çıkarları için siyasete atılan şan, şöhret meraklılarını eleştirmek ise kimsenin aklına gelmiyor.

Ebba Bush Thor’un da eleştirilmediği gibi. Ebba, Marilyn Monroe etkisiyle bazı erkeklerin oyu ve ırkçıların bilinçli desteğiyle barajı aştı. Irkçılar onun Müslümanlar, cami karşıtı söylemi nedeniyle kendilerine yakın görerek parlamentoya girmesi için destek oyu kullandı. Ebba Busch Thor bütün konuşmalarında Yahudi ve Hıristiyan değerlerinin kuşattığı bir İsveç hayalinden söz etti. Irkçılarla flört etmekten de geri kalmadı. Evet Marilyn Monroe havası yarattı ama entelektüel çabaları olan aslının kötü bir kopyasıydı.

İsveç’in sorunları konusunda ciddi bir öneride bulunamadı. Gene de bir hayli oy aldı. Benzer örnekleri başka ülkelerde de gördük. Porno yıldızı, sinema oyuncusu vs siyasete atıldı ve seçmenden destek gördü. Önümüzdeki yıllarda bu örneklerin çoğalması şaşırtıcı olmayacak. Artık soyu tükenmekte olan idealist, vizyoner, toplumu ileriye doğru geliştirmek isteyen liderler azaldıkça popülistler çoğalıyor. Yazar Michel Schneider, “Marilyn’i Kurtarmak’’ adlı kitabının girişinde Monroe’nun tek cümlesine yer verir. Şöyle der Marilyn Monroe: “Bir öykünün her zaman iki farklı yüzü vardır.”

Yaşamı genç yaşında uzmanların ifadesiyle “muhtemelen bir intihar”la son bulmuş olan Marilyn Monroe, dünyanın en ünlü yazar, sanatçı ve siyaset adamlarıyla birlikte oldu. Psikanalistiyle aşksız bir aşk yaşadı. Bu kısa ve yoğun yaşamında her öykünün en az iki yüzünü görmüş olduğu belli. Bugünkü çakma Marilyn Monroe’ların öykülerinde de iki yüz var. Biri halka dönükken, diğeri de sırtları halka dönükken. Biz çakmaları değil, gerçek Marilyn Monroe’yu seviyoruz.

[email protected]

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler