Putin bizi çözmüş!

21 Kasım 2018 Çarşamba

TürkAkım Projesi’nin Karadeniz bölümünün tamamlandığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la Rusya Devlet Başkanı Putin’in katıldığı törenle dünyaya duyuruldu.
Putin kendi ülkesinin dünya politikasını oluştururken Türkleri çözmüş; nereden yakalayacağını anlamış. Karadeniz’in iki bin metre altından geçip Trakya kıyılarımıza ulaşacak olan doğalgaz boru hattının adının TürkAkım olmasını Erdoğan istemiş. Putin de “Tamam” demiş.
Adının Türk olması Erdoğan’a yeter de artar bile. Varsın bu hattan geçecek olan doğalgazın dağıtımından pazarlamasına kadar hiçbir ticari aşamasında olmayalım... Varsın “Bu alandaki teknolojinin şu bölümünü biz gerçekleştirdik” diyeceğimiz bir adımımız olmasın... Adında “Türk” var ya, yeter de artar bile! Putin de Türkleri çözmüş, “Adı sizin olsun, kârı bizim” demiş.

***

Enerji sadece ekonominin değil, dünya siyasetinin de ana konularından biri. Uluslararası stratejilerin önemli bir parçası. 1991 yılında Sovyetler Birliği’nin çökmesinden sonra ortaya çıkan yeni coğrafya sadece yeni ülkeleri değil, yeni enerji hatlarını da ortaya çıkardı. Bakû-Tiflis-Ceyhan boru hattının ülkeler arasında nasıl paylaşılacağı tartışması Azerbaycan’da yönetim değişikliğine kadar gitti! Petroldeki bu pazarlığın devamında doğalgaz hatlarına ilişkin tartışmada da iyi enerji harcandı.
Türkiye Karadeniz’den Akdeniz’e bütün tartışmaların merkezinde. Ancak bu alanda sürdürülebilir, uluslararası saygınlığa ve muhataplığa uygun bir plan-proje üretemediği için başka planların “güçlü parçası” olmaktan öte bir kazanım yok.
1990’larda enerjinin stratejisi yüksek sesle konuşulurken devletler ve onların çokuluslu şirketleri bu alana “bütün” baktılar. Bu bütünlük altı halkadan oluşuyor:
Arama, üretme, taşıma, rafinaj, dağıtım, pazarlama.
Bizim bu alandaki temel kurumumuz TPAO, sadece ilk iki halkayla ilgili. Yani en masraflı alan. Oysa TPAO’nun öteki ülkelerdeki benzerleri altı halkanın tümüyle ilgileniyor. Özellikle dağıtım ve pazarlamadan elde ettiği kârın bir kısmını arama ve üretime aktarıyor.

***

Petrol Mühendisleri Odası Enerji Politikaları Çalışma Grubu Başkanı, ömrünü bu alandaki araştırmalara adamış Necdet Pamir’le bu konuları konuşurken Doğu Akdeniz’de de aynı politikasızlıkla çıkış aradığımızı vurguladı. Bölgede Suriye, Lübnan, İsrail, Mısır, Yunanistan kendi aralarında “Münhasır ekonomik alan” konusunda ilkesel olarak anlaştılar. Türkiye yalnız kalmış durumda. Arada bir meydan okuyarak varlık göstermeye çalışıyor.
İşe yarıyor mu?
Özünde hayır.
Biz meydan okuyoruz, onlar bildiğini okuyor.
Yeri geldikçe “büyük proje” diye sunulan, Aliağa’daki rafinerinin yüzde 100’ü Azerbaycan’ın. İlaç için yüzde birkaç pay alsaydık!
Akkuyu Nükleer Santralı yüzde 100 Rus yapımı olacak. İlaç için, azıcık teknolojik birikim sahibi olmak için yüzde 1-2 payımız olsaydı!
Durumumuz şu:
Bir planınız yoksa, başkalarının planının parçası olursunuz!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD gezisi iptal gibi! 25 Nisan 2024
ABD ile Hamas gerilimi! 24 Nisan 2024
Istakozgiller! 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları