Adnan Dinçer

Tabulara özenmek

19 Aralık 2018 Çarşamba

Futbol denilince yatıp kalkıp üç büyükler efsanesiyle büyüdük! Onların aralarındaki çekişme futbolumuzu tekelleştirse de hiç yorulmadık ve hâlâ onu arıyoruz. Bir dönem araya giren Trabzonspor, harika Eskişehirspor, bir kez şampiyon olan Bursaspor, unutulmaz Göztepe, ülkemizde sürekli yeni bir dönemin beklentisi gibi sanıldı. Ama taraftarı ve desteği çok olan üç büyükler her zaman, her sosyal olayın önünde umut oldu. Bu kulüplerin futbolcuları yıldızlaşarak gelecek neslin idolü oldu. Daha sonra teknolojik açılım nedeniyle filmler, Dünya Kupaları, Şampiyonlar Ligi’nden gelen belgeler ve karşılaşmalar bizi 453 gramlık kürenin cazibesine köle yaptı! Ekranın evimize giren ilk aşkı futbol yayınları oldu. İşte burada hatalar zincirine takıldık! Sadece yetenek ve ilgi olarak gördüğümüz futbol gerçeğini çağdaşlığa taşımakta geç kaldık. Endüstriyel futbola hazırlanan dünya değişimini görmedik. Hazırcılık ruhumuzu işgal edince boşverme rahatlığımız başımıza bela oldu. Afrika’ya el atan ileri futbol ülkeleri yalınayak çocuklara eğitim taşırken bizler eğitimi adeta dışlama mücadelesi verdik.
80’li yıllarda aklımıza gelen tek futbol devrimi olan PAF Ligi, ülkenin en iyi futbol oynayan gençlerini birinci lig karşılaşmalarından önce taraftar, medya ve kulüp yetkililerinin gözüne sokarcasına gerçekleşince; yenilik, futbol adına hızlı çıkışıyla rekabeti getirdi. Birçok genç teknik adam ve futbolcu, yeni akımın etkisiyle gelen rekabetle bizi yukarı çıkardı. Okulda, evde ve toplumda futbol oynayana önem vermeyen kesim bir anda düşünce değişikliğiyle dengelendi. Futbol sevilen bir numara spor oldu.
Ancak dünya değişiminin gerçeği, özellikle Avrupa futbolunun parasal getirisini ve dönüşümünü öne alınca bizim birkaç kişinin sırtındaki emeklerimiz dışlandı. Kendi gençlerimizin çağdaş eğitim gerçeğini ikinci plana atıp reklamların ve özentinin etkisiyle teslim bayrağını çekip “eksik endüstriyel futbol” kuyusuna daldık. İngiltere, Fransa, Hollanda, Brezilya, Almanya, İtalya gibi ileri futbol endüstrileriyle yarışmayı, eğitimi kenara itip; sadece onların cebimize uyan eskimişlerine formaları teslim ettik!
Hâlâ aynı kafayla futbolu ilgisizlere verdik. Şimdi yine bir dönüşüm içindeyiz. Önemli gelişme aslında ileri futbol ülkelerinde 30 bin taraftarın alkışlarıyla küme düşen ünlü takımlara gösterilen özeni artık bu yıl olmasa da yakında yaşayabiliriz! Bu, futbol adına ötanazi değil yenilenme ve değişim olarak algılanırsa; kendi insanımızla, yaratıcılığımızla, futbol eğitimiyle gençlerin çağdaş olma zorunluluğu olarak tarihe geçer. Çünkü seçimleri yanlış yabancıların forma giydiği lig mücadelesinin defoları, futbolumuza maddi olarak ağır geliyor. Unutmayalım; yaşamda değişmeyen tek gerçek değişimdir!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Nihayet 20 Nisan 2024
Beşiktaş’a benzemek! 14 Nisan 2024
Bilen yönetsin! 13 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları