Bu daha başlangıç...

15 Şubat 2019 Cuma

Böyle başlık atmayı istemezdim. Ama ne yazık ki tanzim satış gibi palyatif çözümlerle ekonomik krize pansuman yapılma girişimi, üstelik bunu yerel seçim öncesinde popülist bir seçim malzemesi haline getirme çabası ile gıda enflasyonu dizginlenemeyecek. Konu sadece aracı ya da marketin fiyatları aşağı çekmesi değil çünkü. Konu sadece yaş meyve sebze ile sınırlı da değil ne yazık ki. Sorunlar çok daha derin. Neden mi? Küçük örnekler verelim:
- Beyaz et üreticilerinin yüzde 25’i üretim yapamaz hale gelmiş. Maliyetler yüzde 51 ila yüzde 100 arttığı için. Holdinglerin iflası veya konkordato ilan etmesiyle 300 bin civciv telef olmuş. 2.5 milyon civciv de aynı nedenlerle büyük risk altında.
- 25 ilde 142 bin dekar alan karantina altında. Yani dikim ekim yasağı var. Nedeni özellikle patates ekim alanlarında toprak hastalıklarının ve kimi tarım zararlılarının kaygı verici şekilde artmış olması. Yani ekilemeyen patatesi satma imkânı da olmayacak. Ama bunun da nedeni var. Çünkü yanlış sulama ile toprağımızı kaybettik. Vahşi sulama toprağı bozdu. İthal ilaç, gübre, tohum, kullanım sorunları ve içeriği ile hem doğamızı, hem toprağımızı tüketti. Plansız, bilgiden uzak, ithale bağımlı sürecin AKP ile zirve yapması sorunları katladı. Toprak isyan etti. Yanlış ilaçlar ile doğanın dengesi bozuldu. Tohum ve gübre ile hem toprak hem üründen olduk.
- Akdeniz sineği tehdidi... Çukurova illerinde özellikle turunçgillere büyük zarar/veren Akdeniz sineği iklim değişiklikleri ile ülkenin iç kesimlerine hatta batı bölgelerine bile yayılmış durumda. Özellikle kırmızı renkli meyvelerde büyük oranda verim kaybına neden oluyor ama aynı zamanda elma, armut, dut hatta ceviz gibi ürünlere de büyük zarar veriyor. Üstelik bu zararlı için üreticilerin tek başına mücadele etmesi yeterli olmuyor. Bir üretici kendi bahçesine tuzaklama veya ilaçlama yapmış olsa bile komşu bahçede bir tedbir alınmamışsa, o çiftçinin kendi bahçesinde aldığı tedbir sonuç getirmiyor.
- Çiftçinin buğday ekiminden kaçışı sürüyor üstelik bu kaçış alarm verici boyutta.
Ulusal Hububat Konseyi, buğday ekim alanlarındaki düşüşün endişe verici boyutlara ulaştığını açıkladı. Konsey, bundan 10-12 yıl önce 9 milyon hektar olan buğday ekim alanının 7.2 milyon hektara düşmesinin üretimin sürdürülebilirliği ve arz güvenliği açısından riskler oluşturduğuna dikkat çekti.
- Veba ve çiçek hastalığı koyunculuğu tehdit ediyor. Bursa, Denizli, Zonguldak başta olmak üzere farklı bölgelerde görülen koyun vebası ve çiçek hastalığı sektörü endişelendiriyor. Hastalık görülen yerlerde karantina ilan edilerek hayvan giriş çıkışı yasaklanıyor.
Yukarıda sıraladıklarımın büyük kısmını CHP milletvekillerinin verdikleri soru önergeleri ve onlara iktidarın verdiği yanıtlardan özetleyerek yazdım. Anlayacağınız konu Meclis’in gündemine taşınıyor; durumun pekâlâ farkındalar...
Tarımın sorunları çözülmeden bu halk ucuza ne meyve sebze yer ne de et tüketebilir. Marketlere, depolara baskın ve cezalarla gıda fiyatlarını kalıcı şekilde düşüremezsiniz. Küresel iklim değişikliğinden tutun doğru tarımsal destekler, bilinçli sulama, bilinçli gübreleme gibi bütüncül politikaları yaşama geçirmeden arpa boyu yol almamız mümkün değil. Tabii bir de köylerin boşaltılması, gençlerin umudu kentlerde araması, köylünün artık köylü olmak istememesi gibi toplumsal gerçekler var. Tüm bunlara kulak tıkayıp sonra “Gıda fiyatları neden dizginlenemiyor?” demek çareyi tanzim satışlarda aramak asla çözüm değil. Tanzim satış ancak diğer bütüncül politikalarla birlikte doğru bir model olabilir; o da ancak devletin kooperatifleşmenin önünü açması ile...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Biz modern insanlar... 12 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları