Şaşırdık mı? Pek değil.
Zaten 31 Mart seçimleri öncesinde iktidar tarafından dillendirilmişti: “Siz kendi istediğiniz adamı seçemezsiniz. Seçerseniz zaten biz görevden alırız ve yerine kayyım atarız.”
Aradan 5 ay geçti... Hopp Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir başkanları bir operasyonla görevden alındı, yerine kayyımlar atandı. Ve bölge de, ülke de yeniden karıştı.
Daha doğrusu karıştırıldı. Zira seçim yoluyla göreve gelenlerin somut deliller olmadan görevden uzaklaştırılmalarının demokrasi ile açıklanabilecek bir tarafı yok. Son aylarda sıkça dillendirilen “terör-beka” söylemi ile de... İçişleri Bakanı’nın “Belediye kaynakları teröre aktarılıyor” şeklindeki açıklamalarının da... Çünkü her üç belediyenin de büyük borçla devredildiği, kasada para olmadığı herkes tarafından biliniyor.
O zaman “Neden karıştırıldı” sorusuna yanıt arayalım:
- Yerel seçimde HDP’nin demokrasiden yana tavır almasına ve AKP’nin tüm girişimlerinin boşa çıkarmasına, ki buna terör örgütü lideri Öcalan’ın mektubu da dahil, yönelik bir cezalandırma mı?
- İlk kez demokrasi ekseninde buluşulmuş; adı konulmasa da CHP, İYİ Parti ittifakına HDP de sandıkta destek çıkmıştı. Bu ittifakın sürmesinin AKP’nin sonunu getireceği aşikârdı. Bir şekilde bozulmalıydı. Zaten hayli kaygan olan zeminde ilk top atışı gerçekleştirildi, görevden almalarla...
- Yoksa dış eksenli mi? Suriye’nin kuzeyine müdahalenin farklı bir noktaya kayabileceğinin göstergesi ve bir noktada pazarlıklar öncesi aba altından sopa göstermenin bir yolu mu?
Seçimlerden hemen önce, seçim izlenimleri yazmak için bu 3 ildeydim. Yöre halkının istediği aslında son derece yalın:
1- Huzur
2- İş ve aş
O zaman da yazmıştım: Herkes yılgın, umutsuz.
Bir yandan devletin tüm kaynaklarının seçim sürecinde iktidar partisi tarafından kullanılması, öte yandan tehdit ve baskılar... İşsizlik had safhada. Gençler iş bulmak için batı illerinde şanslarını deniyorlar.
Bu yazıyı yazarken haberi önüme geldi: Suat Sezer... 18 yaşında, mevsimlik tarım işçisi... Sakarya Ferizli’de fındık bahçesinde kurdukları çadıra aydınlatma amacıyla çektikleri elektrik kablosunu tamir ederken akıma kapılarak yaşamını yitirdi... Çalışmak için Diyarbakır’dan gelmişti...
Suat gibi yüzlercesi, binlercesi var...

Ne yapılmalı?
Mesela işe ezber bozmakla başlanabilir mi? Madem demokrasi ekseninde buluşuldu, bunu sürdürmek için gayret sarf edilmeli. Eşit yurttaşlık burada temel olmalı ve CHP ana politikasını Kürt sorunu üzerinden değil, eşit yurttaşlık temelinden yürütmeli.
Biliyorum hiç kolay değil. Ama bir kere yola çıkıldı. AKP de bunun farkında. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “Ankara ve İstanbul’a kayyım atanması söz konusu değil” sözlerini biraz da buradan okumak gerek: “Siz işinize bakın, ülkenin doğusunda olan bitene bulaşmayın.”
Demokrasi treni böyle. Özellikle bizim gibi ülkelerde. Hemen rayların önüne taşlar döşenir. Olmadı raydan çıkarılır. Bakalım bu kez ezber bozulabilecek mi?