Gülengül Altınsay

Yazık oldu Bursaspor’a

20 Ağustos 2015 Perşembe

Transfer bizim her şeyimiz. Çünkü tek bildiğimiz şey bu. Bildiğimiz derken “yaptığımız şey” demek istemiştim. Baksanıza sezon başladı ama biz hâlâ takımların eksiklerini nasıl gidereceklerini tartışıyoruz. Galatasaray geçen sezon üç kupa kaldırmış ama nafile. Taraftarın aklı Fenerbahçe’nin transferlerinde. Bir Nani bir Van Persie alınmamış ya dertliler.
Fenerbahçe ise transferlerinin Şampiyonlar Ligi’ne girebilmekte bir işe yaramadığını görmenin hüznü içinde. Her ne kadar Başkan Aziz Yıldırım “Avrupa Ligi’nde final oynayacağız” diye işi toparlamaya çalışsa da. O da çözümü yeniden transferde aradı aslında. Bursa’ya parayı bastırıp Ozan Tufan’ı yanında da Volkan Şen’i aldılar mesela. Anlaşılan tribünde de bir takım oturtacaklar.
Beşiktaş her ne kadar bu ikilinin transfer yarışına katılma derdi yokmuş gibi gözükse de o da Quaresma ve Gomez gibi -bence gereksiz- transferleri taraftarın boynunu bükmemek (!) için yaptığı açık.

Transfer her şey
Tabii ki her takımın transfere biraz da yenilenmeye gereksinimi vardır. Ama birkaç tane. Takım yapılanması esastır, transfer ise bu yapının daha da iyi olması için gereken takviyelerdir. Bizim yaptığımız ise neredeyse tüm takımı yenilemek. Ve bu durumda kazanan kulüp değil yapılan transferlerden kazanç sağlayanlar oluyor.

Bursa resmen yağmalandı
İşin bir de tersten işleyişi var.
Kulüpleri hep gerekli - gereksiz çok sayıda futbolcu aldıkları için eleştiriyoruz. Kurdukları işlevsiz altyapıları eleştiriyoruz. Ellerindeki genç yetenekleri geliştiremedikleri için eleştiriyoruz.
Ama bu konuda Bursa istisna oldu son birkaç yıldır. Genç oyuncuları takımla birlikte parlattı ve geçen yıl Şenol Güneş’le atağa yönelik çok güzel futbol oynamaya başladı.
“Bu Bursaspor, gelecek yıl bir - iki takviyeyle şampiyonluğun en güçlü adayı olur, sonraki sezonlarda da lige damgasını vurur” diye düşünüyordum. Bu takım korunursa diğerleri takım kurmakla uğraşırken açık ara ipi göğüsleyebilirdi pekâla.
Peki ne oldu?
Tam başarının eşiğine gelinmişken Bursaspor büyük kulüplerin, özellikle Fenerbahçe’nin yağmasına uğradı. Önce Güneş ayrıldı, arkasından da önemli futbolcular Fener’e gitti. Aziz Yıldırım, birkaç yıl önce son hafta Bursaspor’a kaptırdığı şampiyonluğun intikamını mı alıyordu yoksa?
Tamam büyük takımlar hazırcı bir şekilde nerede iyi bir şey var kendilerine almak derdinde. İyi de Bursa’nın bir yönetimi var.
Takımı korumak da bir yönetim görevi. Takımı koruyamayan, bir üst düzeye çıkartamayan yöneticiler beceriksizliklerini örtmek ve dikkatleri başka taraflara çekmek için ucuz polemik yaratmakta ustalar. Bir de her yerde gerekli gereksiz konuşmaktan vazgeçemiyorlar.
Bursa’nın başkanı da Şenol Güneş’le “Ozan Tufan’ın kafasını karıştırıyor” diye anlamsız bir polemik yaratmadı mı? Ertuğrul Sağlam, “Ozan bize lazım, onun için Galatasaray’ın teklifini geri çevirdik” demedi mi? Ve fakat ardından Başkan, kafası karışmamış (!) Ozan’ı Fenerbahçe’ye vermekte bir beis görmedi her nedense. “Futbolcu gitmek isterse ne yapalım” tarzı savunmaları da hiç kabul etmiyorum. Yönetimlerin bir görevi de takımın birliğini sağlamak, kulübü bir çekim noktası haline getirmek. Onlar orada niye varlar? Aslında düşünüyorum da yöneticiler olmasa kulüplerimiz kendi kendilerini çok daha iyi yönetirler. Ne diyelim sonuçta yazık oldu Bursa’ya. Ve tabii futbolumuza…  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Süper kriz 11 Nisan 2024
Semih vakası 28 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları