Ergenekon çelişkileri
İddianamede, Ergenekon'un Hizbullah'tan İBDA-C'ye, Sabancı suikastını gerçekleştiren DHKP-C''den Türk İntikam Tugayı'na kadar pek çok birbirinden bağımsız ve farklı ideolojik örgüt ve eylemlerle bağlantılandırılması soruşturmanın ciddiyeti konusunda soru işaretleri yarattı.
Uyuşturucu kaçakçılarından çete liderlerine, yazarlardan işadamlarına, rektörlerden parti liderlerine kadar herkesin dahil edildiği Ergenekon soruşturmasındaki uçların ilişkisi ve bu kişilere yönelik işbirliği suçlamaları havada kaldı. İddianamede, gazetemiz yazarları Uğur Mumcu’dan Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı cinayetine kadar karara bağlanmış davalar ve Hizbullah’tan DHKP-C’ye kadar pek çok örgüt ilişkilendirmesi soruşturmaya olan güveni en baştan kuşkuya düşürdü. Tutuklanan ya da gözaltına alınanların büyük çoğunluğunun yaşamlarının kesiştiği ağırlıklı noktayı ise AKP’ye karşı muhalif duruşları oluşturdu.
Geçen yıl haziran ayında Ümraniye’deki bir gecekonduya yapılan operasyonla ele geçirilen el bombaları üzerine başlatılan soruşturmadan aylar sonra bir “efsane” (!) ortaya çıktı. Soruşturmayı yürüten savcıların “Ergenekon terör örgütü” olarak nitelendirdikleri yapıya dahil edilmeyen ne kimse ne de olay kaldı. Türkiye’nin en uzak köşesinde gerçekleşen olaylarla bile Ergenekon’un bir bağı kuruldu.
Soruşturma kapsamında gözaltına alınan ya da tutuklananlara bakıldığında pek çok farklı kesimden isimler öne çıktı. İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in örgütün liderleri arasında olduğu savlandı.Tetikçi Alparslan Arslan’ın düzenlediği Danıştay baskını sonrasında gözaltına alınıp bırakılan emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin Ergenekon kapsamında tutuklandı. Savcı Zekeriya Öz’ün Ergenekon ile Danıştay saldırısının ilişkili olduğu iddiasının tek dayanağını ise Tekin’in tetikçi Arslan ile yaptığı telefon görüşmeleri oluşturdu.
Operasyonun ilk gözaltı ve tutuklamaları aslında yaşanacakların haberci niteliğindeydi. AKP’nin yüzde 47 oy aldığı 22 Temmuz seçimlerinin üzerinden henüz 5 gün geçmişken yazar Ergun Poyraz gözaltına alınıp tutuklandı. Poyraz, “Musanın Çocukları Tayyip ve Emine”, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül hakkında “Musanın Gül’”, ve eski TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın yaşamına ilişkin “Musanın Mücahiti” kitaplarını yazmış ve bu kitaplar özellikle AKP’de rahatsızlık yaratmıştı. Erdoğan kitapların toplatılması için yargıya başvurmuş ancak bu istemi reddedilmişti.
Polis-mafya-siyasetçi üçgenindeki kirli ilişkilerin günışığına çıktığı Susurluk skandalında ismine sıkça rastlanan JİTEM’in kurucusu emekli Tuğgeneral Veli Küçük de soruşturma kapsamında tutuklandı. Aynı günlerde Susurluk hükümlüsü, uyuşturucu kaçakçısı Sami Hoştan da tutuklananlar arasında yer aldı.
Sayın ile devam etti
Soruşturma kapsamında tutuklanan bir başka isim ise Doç. Dr. Ümit Sayın idi. Sayın’ın bilgisayarında kayıtlı bulunan özel yazışmaları gözaltına alındıktan kısa bir süre sonra Taraf gazetesinde köşe yazan Polis Akademisi öğretim üyesi Önder Aytaç ile ABD Utah’da araştırma yapan emniyetçi Emre Uslu tarafından gündeme getirildi.
Aylarca süren soruşturmada tam olarak şüphelilerin neyle suçlandıklarını bilmemesi ve iddianamenin tamamlanmaması rahatsızlık yaratırken, 21 Mart sabaha karşı gazetemiz başyazarı İlhan Selçuk’un gözaltına alınmasıyla tartışmalar doruğa çıktı. Selçuk’a yöneltilen suçlama ise örgütün üyesi olmamasına karşın fikirsel destek sağladığı iddiasıydı.
...Ve 1 Temmuz sabahı
1 Temmuz sabahına gelindiğinde ise artık soruşturma bambaşka bir boyut kazanmış ve polisler askeri alanlarda gözaltılarına başlamıştı. Eski Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Şener Eruygur, eski 1. Ordu Komutanı emekli orgeneral Hurşit Tolon, Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün ve gazetemiz Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay da gözaltına alındı. Bu son dalga gözaltılarla birlikte muhalefet ve demokratik kitle örgütleri artık Ergenekon soruşturmasının, AKP güdümlü sindirme amaçlı operasyon olduğunu yüksek sesle dillendirmeye başladı. Savcıların gözaltındakilere sorduğu sorular da soruşturmanın ciddiyeti konusunda kuşkuları arttırdı. Tercüman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ufuk Büyükçelebi’ye “devlet büyüklerine telefonda neden küfrettiği” sorulmuştu.
İddianame de tartışma yarattı
Tartışmaları sonlandırılacağı beklentisi yaratılan iddianame açıklandığında ise yeni tartışmalar başladı. Ergenekon terör örgütü olarak nitelendirilen yapı iddianameda “Agarta” efsanesine kadar dayandırılmıştı. İddianamede, Ergenekon’un Danıştay saldırılarından gazetemize atılan bombalara, gazetemiz yazarları Uğur Mumcu’dan Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı cinayetlerine kadar karara bağlanmış dosyalarla da ilişkilendirilmesi dikkat çekti. İddianamede, Ergenekon’un Hizbullah’tan İBDA-C’ye, Sabancı suikastını gerçekleştiren DHKP/C’den Türk İntikam Tugayları’na kadar pek çok birbirinden bağımsız ve farklı ideolojik örgüt ve eylemlerle bağlantılandırılması da soruşturmanın ciddiyetinde soru işaretleri yarattı.
Hukuki olarak örgütün yapılanması net olarak ortaya konulamazken, örgütün finans kaynağı olarak gösterilen işadamı Kuddusi Okkır’ın cenazesini kaldıracak parasının bile olmadığının ortaya çıkması büyük bir çelişki yarattı.
En Çok Okunan Haberler
- 'Restoranlara gitmeyelim'
- Depremden bir saat önce '6-7.2 arası' diyerek uyarmıştı
- ‘Yok artık öyle beleşten hayat’ dedi: Mirasını açıkladı!
- 'Yarı finale çıkma şansları yok'
- ‘B.kunu çıkardılar ama’
- 'Yüzbinlerce kişi tespit ettik'
- Yatırımcılar dikkat! Gram altında yeni zirve
- AFAD: 231 ihbar geldi
- CHP'nin yeni grup başkanvekili belli oldu!
- ‘Artık şatafata son!’