ByLock'u olan serbest olmayan tutuklu

Atiker Konyaspor Başkanı Ahmet Şan, ByLock'tan gözaltına alındı, savcıya ifade verdi ve serbest bırakıldı. Telefonunda ByLock bulunmadığı bilirkişi tarafından doğrulanan Cumhuriyet muhasebe çalışanı Emre İper ve Cumhuriyet çalışanları ByLock bulunan kişilerle görüştüğü iddiasıyla aylardır tutuklu.

Yayınlanma: 22.08.2017 - 17:29
Abone Ol google-news
<video:809036>

'Bir tek bizim stadımızda İzmir Marşı okunmuyor' diyerek övünen, haklarını aramak için açlık grevi yapan Nuriye ile Semih'e 'terörist' diyen Atiker Konyaspor Başkanı Ahmet Şan, ByLock'tan gözaltına alındı ve hemen serbest bırakıldı.

Serbest bırakılmasının ardından Ahmet Şan, Atiker Konyaspor Başkanlığından istifa etti. Ahmet Şan, telefonunda ByLock olduğu iddia edildiği halde hemen serbest bırakıldı. Telefonlarında ByLock olmadığı emniyetçe doğrulanan ancak ByLock kullanan parkeci, pideci, oto tamircisi ile görüştü gibi gerekçelerle Cumhuriyet çalışanları hala tutuklu.

'Emre İper ByLock kullanıcısı değil' raporu

Gazetemizin 138 gündür ByLock kullandığı iddiasıyla tutuklu bulunan muhasebe çalışanı Emre İper'in telefonunda ByLock bulamayan emniyet, özel hayatın gizliliğini çiğneyerek, Whatsapp programındaki konuşmalarını dosyaya doldurdu. İper hakkında ByLock kullanıcısı olmadığına ilişkin adli bilişim uzmanı raporu da bulunuyor. İper, ikinci duruşması 11 Temmuz'da yapılacak Cumhuriyet davasında savunma yapacak.

TEK TARAFLI ARAMA KAYDI VAR AMA TUTUKLULAR

Cumhuriyet davası kapsamında hala tutuklu bulunan Genel Yayın Yönetmenimiz Murat Sabuncu, yayın danışmanı ve yazarımız Kadri Gürsel, İcra Kurulu Başkanımız Akın Atalay, kendilerine yöneltilen "ByLock kullanıcısı kişilerle iletişim kaydı" suçlamasını şu savunmalarla çürütmüştü:

'Benim değil, onların benimle iletişim kaydı var'

Telefonuna gelen ve devamlılığı bulunmayan mesajlar bile suçlama konusu edilen Kadri Gürsel şunları söylemişti:

"İddia edilen toplam 112 kişiden 102’si ile olduğu iddia edilen iletişim, tamamen tek taraflı (85) SMS ve/veya (17) tek taraflı arama kaydıdır. Bana gelen SMS’lerin hiç birine cevap vermediğim için benim bu kişilerle herhangi bir iletişim kaydımın bulunduğu iddia edilemez. Olsa olsa aksinden, yani sadece onların benimle irtibat kurma gayretlerinden bahsetmek mümkündür. Bu gayretleri de başarısız kalmıştır. Diğer bir anlatımla, bu kişilerin benimle iletişim kayıtları vardır, benim onlarla iletişim kaydım yoktur”

"18 BİNDE 1"

Genel Yayın Yönetmenimiz Murat Sabuncu, ByLock kullanıcısı FETÖ şüphelileri ile “iletişim kaydı” iddialarını şöyle yanıtlamıştı:

"Bir gazeteciye onla görüştün demek abesle iştigaldir. Dosyaya göre 215 bin 92 ByLockçu var. 13 kişiyle görüşmüşüm. 18 binde 1 ediyor. Görüştüğüm iddia edilen kişilerin ne tutukluluğu ne firariliği var. İddianamede “asker, polis, müezzin gibi kişilerle görüştüğümüz” iddia ediliyor. Ne asker, ne polis, ne müezzinle görüşmem var. Gazeteci ve iş adamı hepsi. Ama iddianame net yazmıyor bunu. Soruşturmaya uğramış 170 bin kişiden de 10 kişiyle görüşmüşüm.”

"Savcılığın aynadan haberi yok"

İcra Kurulu Başkanımız Akın Atalay, iddianamenin bütününü çürüttüğü savunmasının bu suçlamayla ilgili bölümünde şunları söylemişti:

“Bu kayıtları FETÖ/PDY örgütüne yardım etmek fiilinin delili olarak iddianameye aktaran savcılığın galiba ayna diye bir eşyadan haberi ve bilgisi yok. Bu soruşturmayı yürüten kişi FETÖ/PDY’ye üyelikten sanık. Kendisinin mantığına göre, telefonla görüştüğü herkes FETÖ/PDY’ye yardım suçu işlemiş; kendisinin görüşme kayıtları da bu suçun delili oluyormuş. Adalet Bakanlığı verilerine göre şu anda 4 binin üstünde hakim - savcı FETÖ/PDY iltisakı, irtibatı nedeniyle meslekten ihraç edildi. Bunlardan 2 bin 500’ü tutuklu, 200’ü hakkında yakalama kararı var. Yani her dört hakim savcıdan biri FETÖ/PDY şüphelisi ya da sanığı oldu. Bu adliyede görevli olan hakim ve savcıların her dört meslektaşından birisinin FETÖ/PDY şüphelisi olduğu verisini bir düşünelim. Meslektaşıyla bir kez bile telefonla görüşme yapması nasıl olur da suç delili sayılabilir? Böylesi bir delil yöntemiyle bu ülkede irtibat/iltisak kapsamına girmeyen tek bir kişinin bile kalmayacağının farkında mısınız?”

'O TARİHTE BYLOCK YOKTU''

ByLock kullanıcısı kişilerle iletişim kaydı suçlaması nedeniyle 9 ay tutuklu kalan yazarımız Hakan Kara, bu suçlamanın absürtlüğü şu sözlerle dile getirmişti:

“İddianameye göre Emre Aktaş adlı bir ByLock'çuyla konuşmuşum. Emre Aktaş beni aramış. Görüşme 19 saniye sürmüş. Başka bir iletişim kaydı da yok. Ben gazeteciyim. Müneccim değil. Beni arayan kişinin telefonunda ByLock olup olmadığını bilemem. Emre Aktaş'ın beni aradığında ByLock kullanıcısı olmadığını biliyorum. Nereden biliyoruz bunu? Çünkü HTS kayıtlarında aslında yazıyor. Çünkü HTS kayıtlarına göre Emre Aktaş beni 12 Şubat 2013 tarihinde saat 17.54'te aramış. O tarihte ByLock programı henüz icat edilmemişti. İletişim kaydımın olduğu iddia edilen ikinci ByLock'çu Mücahit Koç adlı kişiymiş. Onu da tanımam. Fakat o da ByLock'çu değil. Bu kişi beni aramış. Yani ben aramış değilim. O da 2 Şubat 2014 tarihinde aramış. O da ByLock'çu değil. Çünkü ByLock bu tarihten iki ay sonra"

Pide sipariş ederek örgüte yardım

FETÖ şüphelisi bir kişiyle telefon iletişimi olduğu suçlamasıyla 9 ay tutuklu kalan okur temsilcimiz Güray Öz, savunmasında şunları söylemişti:

“Hakkında FETÖ’den soruşturma yapılan bir kişiyle iletişim kurduğum iddiası da biraz ya da belki birazdan fazla komiktir. İletişim kurduğum iddia edilen kişi Çankaya'da bir pidecidir, ben arada bir pide ısmarladığım pidecinin hakkında soruşturma yürütülen bir kişi olduğunu bilme şansına nasıl sahip olayım ki... Arada bir, en son da doğum günümde bir pide ısmarlamışız. Yine son edindiğim bilgi ise söz konusu kişinin FETÖ’den değil bir hırsızlık olayı nedeniyle soruşturulduğudur.”


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler