Demirtaş’ın yargılandığı davada adaletin iki yüzü ortaya çıktı

Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın yargılandığı davada adaletin iki yüzü ortaya çıktı. Demirtaş, “HDP lideri” sıfatına sahipken 7 Aralık’taki ilk duruşmaya getirilmedi. Demirtaş’ın yargılaması telefon ve internetin çekmediği bodrum katında yapıldı; gazetecilere de bilgisayar ve telefon yasağı konuldu. Demirtaş’ın HDP Eş Genel Başkanlığı bırakmasının ardından ise durum değişti. 15 ay sonra ilk kez duruşmaya getirildi, salon bodrumdan normal kata alındı. Gazetecilere uygulanan yasak da kalktı.

2014’te yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olan Demirtaş’ın liderliğini yaptığı HDP, 7 Haziran 2015’teki genel seçimlerde 6 milyon oyla barajı geçerek dikkat çekici bir yükseliş gösterdi. AKP ise tarihinde ilk kez tek başına iktidar olamadı. Ancak ülkede bir anda şiddet, çatışma ve terör saldırıları meydana geldi. Bu koşullarda gidilen 1 Kasım seçimlerinde AKP yeniden tek başına iktidara geldi. 20 Mayıs 2016’da dokunulmazlıklar kaldırıldı. 15 Temmuz darbe girişimi ile birlikte ülkede OHAL ilan eden AKP, birçok hakkı askıya aldı. Bu süreçte HDP’ye yönelik aynı anda operasyonlar yapılarak, Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ dahil birçok HDP’li vekil 4 Kasım 2016’da gözaltına alındı. Aynı gün Demirtaş tutuklanarak Edirne F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu’na konuldu.

HDP lideri Demirtaş, cezaevinde uzun süre adaletin karşısına çıkmayı bekledi. Hakkındaki iddianame hazırlanana kadar dosyadaki gizlilik kararı ile suçlamaları öğrenemedi. İddianame hazırlandığında ise yasama faaliyetleri kapsamındaki açıklamaları suç delili olarak girdi. 102 fezlekeden dava açıldı. Diyarbakır’daki mahkeme, önce 28 Nisan 2016’ya duruşma günü verdi. Bingöl ve Hakkâri’de tutuklu olan vekillerin davaları güvenlik nedeniyle Diyarbakır’a taşınırken, Demirtaş’ın davası son dakika kararla “Diyarbakır güvenli değil” denilerek Ankara’ya taşındı.

Mahkemenin inadı

Demirtaş, parlamento faaliyetlerini yürüttüğü Ankara’da hâkim karşısına çıkmayı beklerken Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi, 6-7 Ekim olaylarında yaşamını yitiren Yasin Börü’nün arasında bulunduğu 4 kişinin davasıyla Demirtaş’ın davasını birleştirmek istedi. Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi, buna karşı çıkınca 19. Ağır Ceza Mahkemesi, resen iki davayı birleştirdi. İtiraz üzerine birleşme kararı İstinaf’a taşındı. İstinaf mahkemesi, birleştirmeyi bozunca davalar yeniden ayrıldı. Bunun üzerine mahkeme, duruşma gününü iki ay sonraya 7 Aralık’a verdi. 13 ay sonra ilk duruşma günü geldiğinde, Demirtaş Ankara’ya getirilmedi. SEGBİS aracılığıyla savunma vermesi kararlaştırılan Demirtaş, bu durumu protesto ederek SEGBİS’e çıkmadı. Mahkeme, iddianameyi okumadan, Demirtaş’ın savunmasını almadan aleyhte delil toplamaya başladı ve ara kararlar açıkladı.

Bodrumda yargılama

Bu duruşma olağanüstü koşullarda gerçekleştirildi. Duruşma, Sincan Cezaevi’nin içerisinde FETÖ davaları nedeniyle hazırlanan 7 duruşma salonundan birinde yapılmak yerine, sonradan duruşma salonuna çevrilen bodrum katında yapıldı. Polis, bu duruşma sırasında gazetecilerin bilgisayar ve telefonla duruşmaya girmelerini yasakladı. Bodrum olması nedeniyle internet ve telefon da çekmedi.

Davanın ikinci duruşması 14 Şubat’a ertelendi. Bu arada şubat ayı başında HDP’de olağanüstü kongre gündeme geldi. Ocak ayı başında Demirtaş’ın tekrar aday olmayacağı açıklandı. Bu aşamadan sonra yargının Demirtaş’a karşı tutumu değişti. Demirtaş önce, 17 Ocak’taki Süleyman Soylu’ya hakaret davasına getirildi.

11 Şubat’ta yapılan HDP Kongresi’nde Demirtaş tekrar aday olmadı ve parti liderliğini bıraktı. 14 Şubat’taki duruşma için Sincan’a gidildiğinde duruşma bodrum kattan üst kata taşınmıştı. Demirtaş, bizzat duruşmaya getirilerek hâkim karşısına çıkarıldı. Hatta ulaşım için Edirne’den uçak kullanıldı. Gazetecilere uygulanan telefon ve bilgisayar yasağı da kalktı. Mahkeme başkanı, Demirtaş’a savunma için istediği kadar süre verdi. Savunma 3 günde tamamlandı.