"1974'ten bu yana en sert yaptırım"

German Marshall Fonu Ankara Direktörü Özgür Ünlühisarcıklı, "Onurlu çözüm yolu bulunmalı" dedi.

Yayınlanma: 02.08.2018 - 22:02
Abone Ol google-news

Türkiye-ABD ilişkilerini yakından takip eden German Marshall Fonu Ankara Direktörü Özgür Ünlühisarcıklı, Türkiye’nin 1974’ten bu yana en sert ABD yaptırımlarıyla karşı karşıya olduğunu belirtirken, Türkiye’nin ABD yaptırımlarından ancak Brunson’ı serbest bırakarak kurtulabileceğini söyledi. Ünlühisarcıklı gelinen noktada Türkiye’nin tek taraflı adım atamayacağını vurgularken“Türkiye tek başına bir adım atmaz; eşzamanlı olarak, karşılıklı adım atılması lazım. Onurlu bir çıkış yolu bulunması lazım” dedi. Ünlühisarcıklı’nın sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:

-Türkiye ve ABD ilişkileri tarihi bir kırılma noktasında mı?

F-35’lerle ilgili yaptırımı öngören tasarı 1974 deki silah ambargosu dahil Türkiye’ye uyguladığı en sert yaptırım paketlerinden biri. Bu yaptırım paketinin sonbaharda genel kurula gelmesi bekleniyor. Türkiye, S-400 satın alırsa, F-35 konsorsiyumundan çıkarılacak. ABD şirketleri Türkiye’ye yeni teknoloji silah sistemini de satamayacak. Eğer Brunson serbest bırakılmazsa Türkiye’nin ABD’nin söz sahibi olduğu herhangi bir kuruluştan kredi veya hibe almasının önüne geçilecek. Bunlar da özellikle Dünya Bankası ve IMF. Tüm bunlar Türkiye’nin ciddi yaptırım paketi ile karşı karşıya olduğunu gösteriyor.

-Bu süreçten nasıl çıkılır?

Süreç öyle bir noktaya geldi ki her iki tarafın da geri adım atması çok zor. Türkiye, konuyu ‘hukuk sistemine dış baskı meselesi’ olarak  konumlandırdı. ABD ise konuyu oldukça sıcaklaştırdı; orada da ara seçimler geliyor. Dolayısıyla her iki tarafın diplomatları birlikte çalışıp, her iki tarafı da mahcup etmeyecek bir çözüm bulamazlarsa maalesef ben bu krizin çok olumsuz bir noktaya doğru gittiğini düşünüyorum. Sorun aşılmazsa olumsuz bir kısırdöngü yaratabilir ve bu olay aslında Türkiye ve ABD arasında kalıcı bir hasara yol açacağı gibi yavaş yavaş Türkiye’yi Batı’dan ve NATO’dan uzaklaştıran bir dinamiği de başlatabilir. Hal böyleyken, NATO’nun düşmanlarının da - Rusya gibi -böyle bir kısırdöngüyü körüklemekten kaçınmayacaklarını unutmamak gerek.

Tasarının dili önemli

-F-35 yaptırımını önlemek mümkün mü?
Bu yasa teklifinin tümüyle reddedilmesi söz konusu değil; ama dili Genel Kurul’da değiştirilebilir. Türkiye öncelikle tasarıdaki dilin değiştirilmesi için çabalamalı. Gelinen noktada Türkiye karşılığında bir şey alarak Brunson’ını serbest bırakmak zorunda. Ama ABD’liler buna diyecek ki ‘Türkiye ile bizim zaten bir anlaşmamız vardı ve karşılığında İsrail’deki tutuklu vatandaşı da aldık. Dolayısıyla ABD ‘Biz vereceğimizi verdik, sıra Türkiye’de’ diyecektir. 

-Türkiye’nin adım atması dünden daha zor değil mi artık?
Tabii. Elbette kararı Türk yargısı verecektir, benim yargı kararı ile ilgili bir yorumum olamaz. Ama bu durumdan (yaptırımlardan) kaçınmak ancak Brunson’ı serbest bırakmakla mümkün olabilir.

-Türkiye’nin atabileceği adımlar nelerdir?
Türkiye kesinlikle Beyaz Saray’ı yeniden kazanmak, ABD Kongresi’ni sakinleştirmek zorunda.

-İki bakanla ilgili alınan kararın bağlayıcılığı nedir?
İki bakan da işadamı değil. Bu kararın hayatlarında pratik bir değişikliğe yol açacağını sanmıyorum. Bu karar, daha çok ABD’nin kararlılığını ve ciddiyetini sergilemek açısından önem taşıyor. İki bakanın da hayatında telaffi edemeyecekleri bir değişiklik olmaz.

-Türkiye için adım atmak dünden çok daha zor mu?

Türkiye de tek başına bir adım atmaz; eşzamanlı olarak, karşılıklı adım atılması lazım. Onurlu bir çıkış yolu bulunması lazım. O kadar laf edilmişken, Türkiye’nin tek başına adım atması onurlu bir çıkış olmaz. Türkiye’nin onurlu bir çıkışa ihtiyacı var o da birlikte, eşzamanlı, karşılıklı adım atılmasından geçer.

-F-35’lerle ilgili savunma bütçesi ile ilgili onay takvimi nasıl işleyecek? Türkiye’nin ne kadar vakti var?

Eylül ayı içerisinde onaylanması gerek. Bir aydan uzun bir süre var. Dolayısıyla ne yapılacaksa bu bir ayda yapılacak. Bu süre zarfında teklif Genel Kurul’a gelecek. Kongre’de ve daha sonra da Başkan tarafından onaylanacak. Ama Başkan öncesinde Kongre’de Cumhuriyetçi Parti kanadıyla çalışarak ‘ben bunu onaylarım ama dilinde şöyle değişiklik yaparsanız’ diyerek kararda değişiklik sağlayabilir. Ama Başkanın, ki kendisi Rusya ile işbirliği yapmakla suçlanırken, Rusya ile işbirliği yaptığı için Türkiye’ye uygulanacak F-35 yaptırımını onaylamaması kolay değil. Dolayısıyla, o da onaylamamaktan ziyade öncesinde Kongre liderleriyle görüşüp tasarının dilinde değişikliğe gidecektir.

‘En somut kart İncirlik’

- Türkiye için karşılık vermek yanlış adım mı olur?

İki bakan için de aynı karar alınması düşüncesi var. Ki oradaki İçişleri Bakanı milli parklardan sorumlu genel müdürmüş. Ama diyelim ki bu adımı attık, Türkiye’nin oy hakkı olan hangi kuruluşlardan ABD’nin kredi almasını engelleyebiliriz? Veya ABD, ‘yüksek teknolojili silah satmıyorum’ dediğinde biz de ABD’ye mi yüksek teknolojili silah satmayacağız. Türkiye’nin elinde başka kartlar var; İncirlik var, Ortadoğu’da ABD ile işbirliği yapma veya yapmama tercihi var. Türkiye bunları masaya koyabilir.

-Sizce 1974’teki krizden büyük mü?

Tabii. Kaldı ki artık Soğuk Savaş da yok; 1974’te iki tarafı bir arada tutan bir Soğuk Savaş vardı.

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler