20 yıldır her cumartesi

Cumartesi Anneleri’nin ilk eyleminin üzerinden tam 20 yıl geçti. Hasan Ocak’ın ailesi ilk günden beri Galatasaray Meydanı’nda mücadele ediyor.

Yayınlanma: 26.05.2015 - 23:55
Abone Ol google-news

ikinci kuşak devraldı

27 Mayıs 1995’teki ilk eylemde Hasan Ocak’ın babası Baba Ocak da vardı. 2001 yılında yaşamını yitiren Baba Ocak’ın nöbetini artık Hasan Ocak’ın fotoğrafıyla kardeşi Ali Ocak tutuyor.

Cumartesi Anneleri’nin gözaltında kaybedilen çocukları için alana çıkışının bugün 20. yılı. İlk kez 27 Mayıs 1995’te gözaltında işkenceyle öldürülen öğretmen Hasan Ocak’ın ailesi hak savunucularıyla birlikte Galatasaray’da oturma eylemi yaptı. Eylem, Rıdvan Karakoç ailesi ve diğer kayıp yakınlarının katılımıyla büyüdü. Artık Türkiye’nin en uzun süreli sivil itaatsizlik eylemi niteliğinde. Ocak ailesi de o günden beri Galatasaray Meydanı’nda.

Hasan Ocak’ın katillerinin yargılanması, kayıpların mezarlarının açıklanması için mücadele veriyorlar. Hasan Ocak, 21 Mart 1995 akşamı, Avcılar’daki evine giderken polisler tarafından gözaltına alındı. Ailesi hemen aramaya başladı ancak gözaltı inkâr edildi. Ocak’ın, işkenceden geçirilmiş cansız bedenini beş gün sonra, Beykoz Buzhane köyündeki ormanlık alanda köylüler buldu. Ailesiyse cenazeye 15 Mayıs 1995’te kimsesizler mezarlığına gömülü halde ulaştı. Dönemin, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu, İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir, TEM Şube Müdürü Reşat Altay’dı ancak bu isimler ve Ocak’a işkence yapan TİM-3 polisleri hakkında takipsizlik verildi. Savcılar, bu isimlerin ifadelerini dahi almadı.

Alakasız tanık

Yirmi yılda birçok kez dosyaya bakan cumhuriyet savcısı değişti. Son atanan savcıysa Hasan Ocak gözaltına alınmadan önce son uğradığı yerdeki halasının oğlunun tanık olarak dinlenmesine karar verdi. Ailenin avukatı Gülseren Yoleri, “Biz de gerekli adresi savcılığa ilettik. Bunun anlamı nedir diye soracak olursan, Hüseyin Toraman dosyasında, sahteliği yıllar önce kanıtlanmış plaka sorgulamasından bir farkı yok. Savcının tanık olarak dinlemek istediği kişi, Hasan’ın kaçırılmasına ya da gözaltına alınmasına tanıklık etmiş biri değil. Hasan’ın ağabeyi Hüseyin’le aynı handa mağaza işleten, Hasan’ın sadece selam verip geçtiği bir kişi. Bu davet, bizim dilekçelerimizde defalarca işaret ettiğimiz muhtemel sanıklara olmalıydı” dedi.

Hasan Ocak’ın annesi Emine Ocak yıllardır adalet peşinde

AKP SADECE ŞOV YAPTI

27 Mayıs 1995’te Galatasaray Meydanı’na çıktıklarında ilk birkaç hafta sadece 3-4 dövizle oturdular. Klavuzları Plaza de Mayo annelerinin mücadelesi oldu. Bu süreçte İnsan Hakları Derneği’ne 1200 kayıp başvurusu yapıldı. 15-20 yıl aradan sonra 70 kadar kaybın kemiklerine ulaşıldı. Yirmi yıllık süreçte çocuklar büyüdü, evlendi, bebekleri oldu. Kimi anne-babalar evladım diyerek kapattı gözlerini dünyaya. Cemil Kırbayır’ın annesi Berfo Ana oğlunun kemiklerine kavuşamadan yaşama gözlerini yumdu. 80’de kaybedilen Veysel Güney’in anne ve babası birbiri ardına göçtüler dünyadan. İstanbul’da 95 Ekim’de kaybedilen Düzgün Tekin’in babası Veli Amca da. Ve tabii ki alanın gizli kahramanı Baba Ocak. Hepsi son nefesine kadar evlatlarının kemiklerini istedi.

Müdahil olamadılar

Cumartesi Anneleri’nin çocuklarının akıbetini sordukları en uzun soluklu iktidar AKP oldu. Cumartesi Anneleri, dönemin Başbakanı, şimdinin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la da görüştü. 12 yılda Berfo Ana’nın derdinin dinlenmesi gibi hamasi ve şovdan öteye gitmeyen kabulden başka bir sonuç alınamadı. 12 Eylül darbesini yargılama ve derin devletle hesaplaşma adı altında açılan davalara müdahil olmalarına da onay verilmedi.

DÜNYADA SONUÇ ALINDI

Türkiye darbe dönemiyle hesaplaşmada sınıfta kalırken bir zamanlar cuntaların hüküm sürdüğü, binlerce canın yok olduğu kimi Güney Amerika ülkesinde kanlı tarihin üzerinin örtülmesine geçit verilmeme mücadelesi sürüyor. Bu hesap sorma sürecinde hiç kuşkusuz Plaza de Mayo annelerinin payı büyük.

Güney Amerika ülkelerinin acılarla dolu darbeler tarihinin en kötü örneklerinden biri Arjantin. Askeri yönetim sırasında 30 bin insanın kaybolduğu, katledildiği belirtiliyor. “Kaybolan” çocuklarının akıbetini öğrenmek, ölü, canlı onlardan haber alabilmek için ilk kez 1977’de Buenos Aires’te devlet başkanlığı sarayının yakınında Plaza de Mayo meydanına çıktılar. Evlatları gözaltında kaybedilmiş 14 kadındılar. Eylem yaptıkları meydanın adını alarak Plaza de Mayo Anneleri olarak tarihe geçtiler.

114 torun bulundu

Israrlı eylemleriyle birlikte kaybolanların bulunması için Ulusal Komisyon hayata geçirildi. Burada kayıp-arayanlar listesinin yanı sıra yakınları DNA veri tabanı da oluşturmuş durumda. Meydana çıkanlar arasında, anne babası öldürüldükten sonra polislere ya da askerlere evlatlık verilen çocukların büyükanneleri de bulunuyor. Geçen yıl komisyona başvuranların DNA analizlerinin ardından 114’ü torunlarına kavuştu. İspanya’da da cunta dönemi kayıplarına ilişkin çalışmalar yapıyorlar. Şili, Brezilya gibi ülkelerde de oluşturulan kurban yakınlarının öncülük ettiği örgütler, “kayıplarını” anarak sorumluların adalete hesap vermesi için meydanları boş bırakmıyor.

Bugün iki yerde eylem var

Cumartesi Anneleri, bugün saat 12.00’de Çağlayan’daki İstanbul adliyesinde akşam saat 20.00’deyse Galatasaray Meydanı’nda bir kez daha “Kayıplarımız nerede? Adalet nerede?” diye soracaklar. Cumartesi Anneleri 20. yıl nedeniyle bu kez cumartesi günü değil, çarşamba günü
Taksim Galatasaray’da buluşacak.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler