ABD ile ilişkiler yönünü arıyor

Seçim sonuçları Türkiye’nin derin sorunlar yaşadığı ABD’de de büyük merakla takip ediliyor. Uzmanlara göre sonuç Türkiye’nin demokratikleşmesi açısından beklentileri karşılamıyor. Ancak bu endişelerin Beyaz Saray’ın rotasını etkilememesi muhtemel

Yayınlanma: 25.06.2018 - 03:17
Abone Ol google-news

İki ülkenin 4 Haziran’da anlaşmasının ardından TSK’ye bağlı birlikler Mınbiç’te devriyeye başladı.

ABD çevrelerince merakla beklenen Türkiye seçimlerinde sonuçlar ikili ilişkilerde radikal bir değişimi beraberinde getirmeyecek. Derin yaralar alan stratejik ortaklığın, Cumhurbaşkanlığı ve Meclis’in muhalefet elinde toplandığı düzende iyileşebileceği öngörüsünde bulunan uzmanlara göre sonuç Türkiye’nin demokratikleşmesi açısından da beklentileri karşılamıyor. Sıkça Türkiye’nin hukuk devleti kimliğini kaybettiği, adaletin siyasileştiği, özgürlüklerin kısıtlandığı ve sivil toplum üzerinde baskıların arttığı yorumları yapılan Washington’da, sorunların bir kısmının seçimlerde demokrasiye sahip çıkılması ile çözülebileceği konuşuluyordu. Bazı uzmanlara göre ise seçim baskısından kurtulan Erdoğan hem yurtiçine hem de yurtdışına yönelik söylem ve politikalarını yumuşatabilir. “Washington’daki siyasi çevrelerin bir çoğu ikili meselelerin bir gece içinde alınan oranlara bağlı olarak çözümlenemeyeceğinin farkında” şeklinde konuştu seçim sonuçlarını Washington’dan takip eden Amerikalı bir diplomat ve ekledi: “Türkiye demokrasisinde, daha etkin bir muhalefet, koalisyon çabaları, taviz verilmesine yönelik baskıların arttığı bir iyileşme, mevcut sorunların biraz daha kolay çözümlenmesine imkân verebilir diye düşünüyorum.” HDP’nin Meclis’te temsiliyet kazanması ise olumlu sonuçlar doğurabilir. Parlamentoda HDP’nin varlığının muhalefete farklı bir enerji getirebileceği konuşuluyor. “HDP’nin Meclis’e girmesi çok olumlu” diyor Amerikan İlerleme Merkezi’nde Türkiye uzmanı olan Max Hoffman: “Meclis dışında kalmaları durumunda milyonlarca Kürt vatandaş için siyasi bir ifade aracı kalmayacaktı.”

Mınbiç seçim jesti miydi?

Seçim döneminde en çok konuşulan konu ise ABD ve Türkiye arasında Mınbiç konusunda varılan anlaşma. Mınbiç üzerinde varılan anlaşmanın bir seçim hediyesi olarak değerlendirilmesinin adil olmadığını belirten Amerikalı diplomat, “Suriye konusunda oldukça karmaşık birtakım ikili sorunlarımız var, ancak kesinlikle Türkiye’nin iç siyasetini etkilemek gibi bir niyetimiz yok” diye konuştu ve “Bu sadece üzerinde ilerlenecek, karşılıklı olarak mutabık kalabileceğimiz bir yol arayışı” ifadelerini kullandı. Ancak anlaşma, seçim döneminde, AKP iktidarı tarafından milliyetçi bir diplomasi zaferi olarak lanse edildi. İçeriğine bakıldığında ise anlaşmanın bir zafer olarak nitelenemeyeceği söyleniyor. “Türkiye, başından beri Mınbiç Askeri Konseyi’nin dağıtılmasını istiyoruz diyordu, bu olmadı. ABD tarafının tavizi ise YPG’nin buradan çekileceği garantisi,” diyor Washington merkezli Ortadoğu Enstitüsü Türk Çalışmaları Direktörü Gönül Tol ve “Dolayısıyla Mınbiç anlaşmasını bir jestten ziyade karşılıklı taviz olarak görüyorum” diye ekliyor. Hükümete yakın medyanın normal şartlarda eleştiri yağmuruna tuttuğu ABD hakkında Mınbiç anlaşması öncesi görülen suskunluk bazı uzmanlar kadar ABD dışişlerinin de dikkatini çekmişti. “Hükümet medyasına bakarsak, son üç ay içinde hiç anti-ABD demeç yok” diyor Washington Enstitüsü uzmanlarından Soner Çağaptay. Mınbiç konusunda varılan bu anlaşma ilişkilerin düzeleceği anlamına da gelmiyor. “İktidar ABD’ye ne zaman ihtiyaç hissetse söylem değişiyor ve işi bitince Amerikan aleyhtarlığı yeniden başlıyor, ilişkilerde yapısal bir iyileşme olduğunu da düşünmüyorum” diyor Çağaptay.

F-35’ler göründüğü gibi değil

Hükümet çevrelerinde ABD senatosunda çıkan F-35 savaş uçaklarının satışını bloke eden karara rağmen geçen hafta iki F-35 uçağının teslim edildiği duyurulmuştu. Türkiye’nin ağırlığını koyduğu söylenen bu gelişmenin aslında bir teslimat olmadığı, yalnızca bir tür ‘test sürüş’ fırsatı tanındığı belirtiliyor. Senatonun satış blokesinin ardındaki nedenlerin, dün sandıktan çıkan sonuçla değişmesi pek de olası görülmüyor. ABD kamuoyunda Ankara’nın iadesini talep ettiği Fethullah Gülen’in iadesine dair gelişme sağlanamamışken Amerikalı Evangelist rahip Richard Brunson’ın terör suçlamaları ile tutuklanması Washington’da rehine siyaseti olarak değerlendirilmeye devam ediyor. Erdoğan’ın Rusya ile derinleştirdiği işbirliği kapsamında satın aldığı S-400 savunma sistemi ABD’de halen NATO’nun ruhuna aykırı bir adım olarak nitelenmekte. Seçimlerde usulsüzlük olabileceği şüphesi belki de aynı oranda hissediliyor Amerika’da, diyor Tol. Ancak bu endişelerin Beyaz Saray’ın rotasını etkilememesi muhtemel. Seçim sonuçlarına dair ihtiyatlı bir iyimserlik içinde olduğunu söyleyen Amerikalı yetkili, “Eğer seçimler güvenilir olarak algılanırsa, Washington’un ve Kongre’nin Türkiye algısında bir iyileşmeye az da olsa katkıda bulunabilir” diye konuştu.

Seçim dünya basınında: "Demokratik kaygılar artabilir"

Türkiye’deki seçimler dış basında da geniş yankı buldu. AFP, Reuters ajansları seçim sonuçlarını an be an abonelerine duyurdu. Haberlerde Başkanlık modeliyle birlikte ülkede demokrasinin daha da erozyona uğrayacağı kaygılarının arttığı yorumlarına dikkat çekildi.

AFP’deki haberde, Erdoğan’a yönelik sivil özgürlükleri çiğnediği, otokratik tutumu nedeniyle eleştirilerin olduğu yorumlarına da yer verildi.

BBC’nin haberinde, seçim öncesi yorumlara işaretle ülkede Kürtlerle milliyetçiler, İslamcılarla laik gruplar arasıdaki bölünmüşlüklere işaret edildi. Guardian gazetesi, AKP hükümetinin Türkiye medyasının büyük kısmını “sadık basın” haline dönüştürdüğü yorumu yapıldı.

Fransız Le Monde gazetesi, seçim sonuçlarını, “Resmi olmayan sonuçlara göre Erdoğan önde, muhalefet kabul etmiyor” başlığıyla gördü.

Le Parisien gazetesi ise Fransa Komünist Partisi’nden seçim gözlemleri için Türkiye’de bulunan, üç kişinin gözaltına alınıp bırakılmasını öne çıkardı.

Amerikan Washington Post gazetesinin haberinde “Parlamento ve yargı sisteminin otorite alanını daraltmak üzere tasarlanmış olan yeni sistem, Erdoğan’a geniş yetkiler tanıyacak. Muhalifler, bunun tek adam rejiminin önünü açacağını söylüyor” dendi.

Wall Street Journal “Seçmenler, Erdoğan’a ve giderek otoriterleşen yönetim biçimine destek verdi” yorumuna yer verdi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler