Aydınlanmanın kahraman şairi

Cumhuriyetin en önemli devrimlerinden olan Köy Enstitülerinin son temsilcilerinden, şair ve yazar Mehmet Başaran, hayatını kaybetti. Yaşamını, Cumhuriyet ideallerine adayan Başaran, aynı zamanda, Cummhuriyet edebiyatına katkısı olan en önemli isimlerdendi.

Yayınlanma: 30.06.2015 - 09:30
Abone Ol google-news

Doksan yıllık ömrünün yetmiş yılını halkın aydınlanmasına, “köyün canlandırılması”na adadı. Cumhuriyetin birinci kuşak şair ve yazarı Mehmet Başaran’dan söz ediyorum. Cumartesi günü güneş batarken, yaşama gözlerini yumdu. Bir anlamda güneşin batmasına, ülkenin karanlığa gömülmesine tahammülü yoktu! Çünkü o, ülkemizi güneşli günlere kavuşturmak için çok çalıştı, çok uğraş verdi. Ressam kızı Filiz Başaran’ın oğlu olan torununun adını belki bu nedenle Güneş koymuşlardı!

Edebiyat çevrelerinde Köy Enstitülü şair, yazar olarak anılan Mehmet Başaran’ı yitirdik. O Cumhuriyet edebiyatımıza harç koyanlardandı. Kepirtepe Köy Enstitüsü’nü (1943), Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü’nü (1946) bitirmiş, Antalya-Aksu Köy Enstitüsü’nde başlayan edebiyat öğretmenliğiyle Türkiye’yi aydınlatma savaşımına/yarışına katılmıştı. 1979’da İstanbul’da 50. Yıl Tarhan Lisesi Edebiyat Öğretmenliği’nden 33 yıl eğitime hizmet ettikten sonra emekliye ayrılsa da o, hiç durup dinlenmeden, Türkiye’yi güneşli günlere kavuşturma amacını son nefesine kadar sürdüren bir kahraman oldu. Konferans verdi, kitap yazdı.

 

Herkesin öğretmeni

Mehmet Başaran herkesin öğretmeniydi. Bu nedenle de Başaran deyince akla, çağdaş eğitim olduğu kadar şiir, öykü, masal, deneme, roman yazarı; kültüre, yurt sorunlarına kafa yoran bir Köy Enstitülü öğretmen gelir. Şiirde imzası “Başaran”dı, düzyazıda “M.Başaran”, roman da “Mehmet Başaran”dı. Bunun dışında H. Meran, F. Deniz, F. Ceylan imzalarını da kullanmıştı. Köy Enstitülü Öğretmenler- Yazarlar Kuşağı’nın en verimli, en üretken şair ve yazarlarındandı. Şiir, köy notları, anı-öykü, roman, masal, çocuk kitapları alanlarını kapsayan 50’ye yakın yapıtı, Türkiye’nin eğitim ve edebiyat tarihini yansıtır. Bu tarihte çağdaş yolu gösterme, bireyi toplum içinde çalışmaya motive etme, onlara coşku verme, sinerji aktarma vardır. Türkçeyi en güzel, en etkili ve yalın biçimde kullanma vardır. Memetçik Memet adlı romanıyla Köy Enstitülerinin belgesel romanını yazmıştır.

Onunla birçok etkinlikte yer aldım. Bundan onur duyuyorum. İmza günlerine, söyleşilere, panellere de katıldım. Son buluşmamız sanırım, beş altı yıl öncesi, Yunus Nadi Ödülleri Öykü Seçici Kurul üyeleri olarak Cumhuriyet’in 5. katındaydı. Önceki Yunus Nadi Ödülleri Koordinatörümüz ve ikinci sayfa editörümüz Fikret Dağlıoğlu’nun odasıydı.

 

Binlerce öğrenci

Başaran ile Köy Enstitülü kuşak, 1940 kuşağı şair ve yazarları, aydınları, Türkiye’nin darbe dönemi ve son dönem yazarları, basın emekçileri çok bedeller ödediler, hâlâ da ödüyorlar. Onlar olmasaydı, bugün yaşadığımız -kör topal da olsa işleyen- demokrasiye ulaşılamazdı. Başaran ilk bedeli askerde 45 Köy Enstitülüden biri olarak çavuş çıkarılmakla ödedi. Sonra köyden köye sürgünler yaşayarak, birçok hakkı elinden alınarak ödedi. 27 Mayıs’tan sonra ancak ortaöğretimde görev verilebildi. İşte bu yalnızlıklarını 1953’te ilk kitabı Ahlat Ağacı ile şiire döktü.

İlkin eğitimci olarak dikkat çeken Başaran, ardından şiiriyle, öyküsü, denemesi, romanıyla dünyaya, karanlığa, cehalete meydan okudu. Binlerce öğrenci ve okur yetiştirdi. Türkiye’yi bir büyük çabayla aydınlatan kahramanlardan oldu. O ve onun gibiler olmasaydı, ne olurdu diye düşünmek bile istemem. İyi ki vardı, iyi ki yaşadı, öğrencisine ve halkına kendini adadı, kitaplar yazdı. Ona hepimiz teşekkür borçluyuz.

Işıklar, güller içinde uyu aydınlanmanın kahramanı şair, yazar Mehmet Başaran. Seni hep özleyeceğiz, hiç unutmayacağız.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler