Bence artık sen de herkes gibisin

Fikret Orman’ın Beşiktaş’ı harika bir model olma şansını kaçırdı.

Yayınlanma: 24.05.2016 - 19:32
Abone Ol google-news

Zor dönemde sorumluluk üstlenmek önemli bir erdemdir. Herkes göz göze gelmekten kaçınırken bir adım öne atarsınız ve taşın altına elinizi koyarsınız. Fikret Orman da öyle yaptı. Yıldırım Demirören’in neredeyse uçurumun kenarına getirdiği Beşiktaş’ta hiç düşünmeden yükü sırtladı. Ardından ‘feda’ dedi ve herkesi fedakarlık yapmaya ikna etti. Tribünler, oyuncular, alacaklılar... Herkes bu ‘feda’ politikasına onay verdi. Uçurumdan dönmesi gerekiyordu kulübün. Döndürdü Orman. Yetmedi doğru teknik direktörlük hamleleri geldi. Kısa Tayfur Havutçu döneminin ardından önce Samet Aybaba’yla tohumlar atıldı, sonra Bilic’le ruh kazanıldı. Şenol Güneş de ince ayarı yaptı ve takım zirveye çıktı. Buraya kadar hikâye nefisti.

Artık geriye sarıyor

Bir bilge demiş ki “Sizi zirveye çıkaran özelliklerle sizi orada tutacak olan özellikler tamamen farklıdır.” Haklı olmalı. Çünkü iyi işler yapmanın Türkiye’de en büyük karşılıklarından biri yükselen ego. Ve kendini beğenen herkes gibi aslında zaman o egosantrik yükselme anından sonra artık geriye sarıyor.

Oysa tüm camianın kenetlenmesine şu kadar kalmıştı. Beşiktaş gizil duran kuvvetini fiile dökmenin tam zamanıydı. Hele de diğerleri bu kadar kör topal giderken. Ama hep bir kılçık geldi Fikret Orman’dan. “Demirören dönemiyle hesaplaşacağız” dedi. Hiç girişmedi. Yeni stadı bitirmek en büyük hedefti. Aceleci davrandı, hep erken bir tarihle herkesi boşa heveslendirdi. İşin bürokratik yanı sıkıştırınca zorunlu olarak bir takım ilişkilere girdi. Bunun vebalini de hükümet karşısında hep ceketini ilikleyerek ödedi. Haklıydı, evet. Hükümet olmasaydı bu stat olmazdı. Ama şunu unuttu. Beşiktaş olmasaydı da o stat olmazdı.

Muhalifliği sevmedi

Rıza Sarraf’ı iyi Beşiktaşlı ilan ederken de, Karaman valisini ziyaret ederken de, “Beşiktaş sarayın takımı olacak” derken de aslında aynı şeye vurgu yapıyordu. Beşiktaş’ın muhalif kimliğini hiç sevmedi Fikret Orman. Gezi’yi de, Çarşı’yı da, diğer iki büyüğe karşı rakip değil alternatif olmayı da onaylamadı. Yaptığı onca işi, verdiği onca emeği ‘farklı’ olmak için değil, ‘en büyük’ olmak için harcadı. Hakemler hakkında konuşurken de, birilerini eleştirirken de, kongre üyesini tokatlarken de bu kibri öne çıkardı. Oysa tam da burada yanıldı. Fenerbahçe’ye ya da Gaatasaray’a benzeyerek, ya da onlarla onların diliyle şık atarak en büyük olunamıyor. Olsa olsa yetersiz kalınıyor.

Aslında futbolu sevenler için insanı en çok karamsarlaştıran figür o. Çünkü harika bir model olabilirdi onun Beşiktaş’ı. Diğerlerinin yaptığı kötü ne varsa hepsini tersine çevirebilirdi. Bu ülkenin en azından yüzde ellisine farklı bir umut verebilirdi. Yapmadı. Hatta bunu tercih etmedi. Ne diyordu şair:

Artık bir sihirsiz nefes gibisin bence artık sen de herkes gibisin.

YAPTI

* Dibi görmüş kulüpte planlamayı iyi yaptı. Samet Aybaba, Bilic, Şenol Güneş’le çıtayı dengeli bir şekilde yükseltti.

* Takımın ruhuna uygun yabancıları buldu. Almeida, Atiba, Sosa, Dembe Ba, Gomez’le nokta atış konusunda referans oldu.

* Kadroyu yerli gençlerin üstüne kurdu. Az miktarda olan parasını doğru harcadı ve işe de yaradı. Olcay, Oğuzhan’a toplam 1.3 milyon ödedi.

* Feda projesi tek başına büyük işti. Sadece taraftar değil, futbolcundan da fedakarlık istendi. Maaş indirimini kabul eden oyuncularla yola devam edildi. Camianın her kesimini bir araya getirdi.

* Doğru oyuncu planlaması, iyi bir kimyayla takımı şampiyonluğa götüren yolu açtı.

YAPMADI

* Kulübün maddi yapısını incelettirdik, açıklayacağız” dedi. Henüz açıklamadı. Milyar dolarlık borç aslında çok da azalmadı.

* Beşiktaş’ın konumu, duruşuyla yetinemedi. “Eski eziklik kalmadı” dedi, büyük tepki topladı. Hep Fenerbahçe, Galatasaray’la kendini kıyasladı.

* Taraftarını bir türlü tam olarak arkasına alamadı. Çarşı’ya mesafeli durdu.

* Takım iyiye gittikçe vakur ve mütevazi olmak yerine keskin dilli, meydan okuyan bir tavrı seçti.

* Başta basketbol olmak üzere, amatör şubelere önem vermedi. Hep kapatma tehdidi savurdu. O göreve geldiği sene Beşiktaş basketbol takımı Eurochallenge’ı ve ligi kazanmıştı. Sonraki senelerde kademeli olarak düştü. Son iki sezonda play-off’lara kalamadı.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler