Bir sosyal değişim hareketi: Zumbara

Günümüz kapitalist sisteminde, paranın geçerli olmadığı başka bir dünya olduğuna inanmak mümkün mü?Para yerine ölçü biriminin zaman olduğu bir dünya?Uzak ya da hayal değil. Dünyanın bir çok ülkesinde olduğu gibi Türkiye'de de uygulanan bir sistemden söz ediyoruz: Zaman Bankası...

Yayınlanma: 24.08.2014 - 20:43
Abone Ol google-news

Zumbara, “Zaman Bankası”nın kısaltması. Kullanıcıların hizmet verdikleri saat kadar hizmet aldıkları bir paylaşım ekonomisi biçimi. Kurucularından Ayşegül Güzel, “burada amaç parayı kaldırıp yerine zamanı koyarken, para sistemindeki algımızı zaman üstüne yansıtmak ” diye tanımlıyor. Amerikan Zaman Bankalarının kurucusu Columbia Hukuk Fakültesi Profesörü Edgar Cahn' ın “İnsanın ihtiyaç duyulmaya ihtiyacı vardır” fikrinden yola çıkarak bulduğu sistem halen 33 ülkede uygulanıyor. Bu sistem her ülkede farklı şekilde işliyor. Örneğin; İngiltere'de devlet destekli. Amerika'da çok geniş kapsamlı uygulanıyor. O kadar gelişmiş bir sistem ki Zaman Bankası enstitüleri var. İspanya'da hem devlet destekli hem de gönüllüğü arttırmak adına mahallelerde dernekler var. Peki kapitalist sistemin geldiği noktada eşitsizliklerin arttığı, kronik işsizliğin çoğaldığı, tüketimin sürekli körüklendiği dünyada hala önemli olan “para” mı dersiniz? Demeyenlerin sayısı hiç de az değil. 28 yaşında bu serüvene başlayan sosyal girişimci Ayşegül Güzel onlardan biri. Zumbara'yı, sosyal girişimciliği, tüketmeden üretmenin mümkün olduğunu bir de ondan dinleyelim. İşte anlattıkları...

Zumbara nasıl ve ne zaman bir araya geldi? 

Yaklaşık 5 yıl önce ben ve arkadaşım Meltem Şendağ'ın ortak çabalarımız ile kurduk Zumbara'yı. Barcelona bir danışmanlık firmasında çalışıyordum. Kafam da hayatımla ve bütüne yaptığım hizmetle ilgili bir çok soru işareti vardı. Tam böyle bir zamanda Zaman Bankası fikri karşıma çıktı. Barselona'da mahallelerde uygulanıyordu bu sistem. Ben de kendi mahallemdeki Zaman Bankası sistemine üye oldum. Özellikle alma-verme ilişkisinin gönülden yapılıyor olması beni çok etkilemişti. Herkesin verebileceği bir şey vardır aslında. Son derece basit bu alış-veriş bir yandan da insanların kendilerini daha sosyal ve işe yarar hissetmelerini de sağlıyor. Neden ben bu sistemi Türkiye'de kurmayayım diye düşündüm. Meltem de katıldı bu fikrime...

Zaman bankası nasıl işliyor?

Zumbara bir sosyal değişim hareketi. Birine 1 saat yardım ediyorsunuz. Karşılığında 1 saat kazanıyorsunuz. Ve kazandığınız bu 1 saat ile kendi istediğiniz hizmeti topluluktan birinden alıyorsunuz. Kimi bilgisayarda örneğin video kurgu ya da animasyon öğreniyor, karşılığında başka birine dans öğretiyor ya da yemek yapıyor.. 

Bugüne kadar neler yaptınız? Sonuçta bir sosyal paylaşım projesi kapsamında bir oluşum. Ekip hala devam ediyor mu?

Uzun bir yolculuk bu. Çok şeyler yaptık ve yapmaya da devam edeceğiz. Artık 15 kişilik ekip değiliz. Zumbara şimdi yaklaşık 32 bin kişilik bir topluluk haline geldi. Yüzde 90'ı İstanbul da. İnsanlar zumbara.com üzerinden birbirlerini buluyorlar ve ihtiyaçları doğrultusunda gönüllü bir üyeden zaman dilimi karşılığında yardım talep ediyorlar. Bu yardımlaşma karşısında zaman satın alan ihtiyacı olan başka birine yardım ederek dönüşümlü paylaşım gerçekleştiriliyor.

Bu Zumbara'nın sadece bir parçası. Burada amaç; ilişki geliştirmek, güven oluşturmak ve sürdürülebilir topluluklar yaratmak. Bu amaç doğrultusunda bir çok şey yapıyoruz. Başka bir dünyanın var olduğuna inanıyoruz. Bu doğrultuda bazen takas pazarı, açık pazar dediğimiz etkinlikler gerçekleştiriyoruz. Bir araya geldiğimizde bir çember oluşturuyoruz; gruptakiler o gün hangi becerisini getirdiğini sunduğunu söylüyor ve bir anda panayır alanına dönüşen bir mekan oluyor. İstanbul – Ankara arası düzenli yoga derslerimiz oluyor, başka bir grup bir yıldır parklarda buluşarak İspanyolca dersleri veriyor. Paylaşım ekonomisinin bir modeli bu. Paylaşım sonucu topluluk nasıl yaratılır şeklinde kavramları birlikte öğreniyoruz.

Türkiye'de Zumbara, diğer ülkelere göre nasıl?

Türkiye'deki Zumbara şu an dünyanın en hızlı büyüyen zaman bankası modeli. Bence bunun nedeni insanların paylaşıma çok daha duyarlı olmaları. Karşılığında hiçbir şey beklemeden verici olmaları. Sadece internet üzerinden bu işe soyunduk. Arkamızda ne yerel yönetimler ne de sivil toplum örgütleri vardı. Buna karşın insanlar çabuk benimsediler. Buna karşın bir dönem ciddi mali sorunlar da yaşamadık değil.

Bu sorun hala devam ediyor mu?

Aslında halen devam ediyor. Zumbara'nın alt yapısının ve sistemin devam edebilmesi için yaklaşık 20 kişi hiç bir şekilde finansal destek almadan çalışıyor. Ancak bu şekilde süremez tabii. Öte yandan artık bir mekanımız da yok. Parklar ya da birbirimizin evlerinde buluşarak toplanıyoruz. Bir dönem üyelerimizden biri Tünel Meydanı'nda bir bina sunmuştu bize. Ama daha sonra orası yıkılınca ofissiz kaldık. Değişik alternatif bağımsız sürdürülebilirlik modelleri üzerinde çalışıyoruz. Özellikle teknik anlamda programcıların ücretlerini ödeyebilmek ve zumbara ekibinin ihtiyaçlarını karşılamak adına ciddi bir finansal sorunlar devam ediyor.

Bir dönem sosyal projelere destek veren bir platform olan biayda.com'a başvurduk. Acil ihtiyaçlarımız özellikle de alt yapı için bir bütçeleme yaptık ve bunu biayda.com üzerinden duyurduk. Kimi 10 lira verdi kimi 100 lira ama bir hafta içinde “damlaya damlaya göl olur mantığıyla” bize gereken para toplandı.

Zumbara yurtdışında farklı bir sistemle işliyor dediniz. Kiminde mahalle örgütlenmesi varken, diğer ülkelerde devlet projeye sahip çıkıyor ve belediyeler aracılığıyla paylaşım destekniyor. Peki siz hiç belediyelerden destek talebinde bulundunuz mu? Hangi belediyelere başvurdunuz? Ne gibi geri dönüşler aldınız?

Son zamanlar da değil ama 2 yıl önce Aile ve Sağlık Bakanlığı, Beşiktaş Belediyesi gibi organlarla görüştük. Zumbara üzerinde çok fazla toplantılar yapıldı, ama ne o toplantıların sonu geldi, ne bir geri dönüş oldu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler