Bu dilekçe Saray'a gider mi?

Yaşlı kadın, ‘Cumhurbaşkanı Barış Mahallesi’ne gelecek’ dediklerinde hasta oğluna yardım için not yazdı. Erdoğan gelmedi. O not bir türlü Ankara’ya gönderilemedi.

Yayınlanma: 10.07.2015 - 13:59
Abone Ol google-news

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mersin mitingi sonrasında Özgecan Aslan’ın evini ziyaret edecek haberleri yayıldığında, yaşlı kadın hasta oğlunun fotoğrafının arkasına bir not yazdı. Oğlunun tedavisi için yardım isteyecekti ancak Erdoğan mahalleye gelmedi, yaşlı kadının pulsuz dilekçesi elinde kaldı. Şimdilerde elinde o fotoğraf ve notla Barış Mahallesi’ndeki evinin önünde oturuyor, postaneye gidecek kadar yol parası bulursa notunu posta ile göndermeye çalışacağını söylüyor yaşlı kadın. “Olur ya ellerine ulaşırsa devlet yardım eder oğluma” diyor.

Tarsus’ta dolmuş şoförü tarafından kaçırıldıktan sonra vahşice katledilen üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ın ailesinin yaşadığı Barış Mahallesi, cinayetin hemen ardından devletin, medyanın, kadın örgütlerinin ilgi odağı oldu. Medya organları günlerce canlı yayın yaptı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çocukları, Başbakan Davutoğlu’nun eşi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı, Özgecan Aslan’ın ailesini ziyaret etmek için Barış Mahallesi’ne geldi. En son, genel seçimlerden önce Mersin’de miting yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Aslan ailesinin evini ziyaret edeceği söylendi ancak Erdoğan mahalleye gelmedi, Aslan ailesi evlerinden bir araçla alınarak Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştürüldü.

Tüm mahalleli gibi, o yaşlı kadın da o gün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mahalleye gelmesini bekledi. Bir pulsuz dilekçe hazırlamıştı, onu verecekti, olmadı.

 

'15 yıldır makineye bağlı oğlum’

Özgecan Aslan’ın ailesinin evinin karşısında, yıkık dökük eski bir evin kapısında otururken karşılaştık onunla. Adını sordum, ‘Benim adım kötü oğlum ya’ dedi. Sonra anlattı adının öyküsünü: Dedeleri Selanik göçmeni Romanmış. Yıllar önce gelmişler Mersin’e. Kendisi Mersin doğumluymuş. Ninesinin adıdır diye Kadınko adını vermişler ona. ‘Kadınko Kamuş benim adım.’

Kendini daha fazla anlatmak niyetinde değil. Hasta bir oğlu var. 15 yıldır diyaliz makinesine bağlı yaşayan, böbrek nakli bekleyen… Onu anlatıyor daha çok:

“Sabri benim tek oğlum. Askerden yeni gelmişti, bir gün bir kustu, böyle yemyeşil. Hastaneye götürdük. Bayram zamanıydı. İki doktor sırtlarında çantaları vardı, çıkıyorlardı. ‘Oğlum bu gençtir, yazıktır, bakın’ dedim. Çantalarını bıraktılar, baktılar. Böbrekleri iflas etmiş. O günden sonra diyalize girmeye başladı. 15 yıldır öyle. Askerden önce düğünlerde çalgıcılık yapardı, şimdi çalışamıyor. Hep makineye bağlı oğlan. Nasıl çalışsın ki?”

 

‘500 liralık bakım ücreti de kesildi’

Şimdilerde 34 yaşında olan oğlu Sabri Tez, böbrek hastalığının ardından başka hastalıklara da yakalanmış. Sarılık olmuş, akciğerinde sorun çıkmış, kolu balon gibi şişmiş. “Daha geçen sene 3 bin lira verip kolunu ameliyat ettirdik Başkent Hastanesi’nde” diyor Kadınko Kamuş, sonra anlatıyor Antalya’ya gidip gelmelerini, organ nakli için beklemelerini.

Bir evi varmış, oğlanın hastalığıyla mücadele ederken o kadar çok borçlanmışlar ki, 2 ay önce satmış evini. Barış Mahallesi’ndeki bu eski eve kiracı olarak gelmiş. Adres değişince, hasta bakım ücreti de kesilmiş. 500 lira alıyormuş öncesinde, 2 aydır alamamış. “Aradım müdürlüğü. Yarın gelir bakarız dediler. 2 ay oldu gelen giden yok. O parayı da alamazsam halim perişan benim” diyor Kadınko Kamuş, sonra sayıyor, şu komşu şunu verdi, bu komşu bunu verdi… Tek geçim kaynağı o komşu yardımları çünkü…

 

‘Cumhurbaşkanı gelecekmiş size…’

Özgecan Aslan’ın ailesinin sokağına taşınmalarından kısa süre sonra bir umut doğmuş Kadınko Kamuş için. ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan gelecek mahalleye’ demişler. ‘Sen de bir not yaz, yardım eder.’ Okuma yazması olmadığından, bir belediye temizlik işçisi yetişmiş imdadına. Oğlu Sabri Tez’in hastanede çekilmiş bir fotoğrafının arkasına yazmışlar dilekçeyi:

“Sayın Cumhurbaşkanım. Ben Sabri Tez. 15 yıldır diyalize giriyorum. Böbrek hastasıyım. Bana böbrek nakil için yardım edin. Saygılarımla.”

Arkasına not yazılan fotoğrafı alıp Özgecan Aslan’ın ailesinin kapısını çalmış, ‘Cumhurbaşkanı gelecekmiş size, bu notu da ona verir misiniz’ diye sormuş. ‘Buraya gelmeyecek’ demişler, elinde notla dönmüş eve. Kalabalıkmış o arada mahalle. Bir genç kadın “Ben veririm” demiş almış notu. Erdoğan gelmeyince not da ellerinde kalmış öyle. Sonra bir araba gelmiş, Aslan ailesini alıp götürmüş… ‘Cumhurbaşkanı göndermiş arabayı dediler. Böyle siyah bir araba.’

 

‘Gazeteye gönder, görürler belki’

‘Ramazan günü bak sen çıktın karşıma’ diyor Kadınko Kamuş. ‘Gazeteye gönder, görürler belki notumu. Sabri’nin haberi yok ama bundan. Kızıyor. Ben çıkmam diyor gazeteye, televizyona.’

Cumhurbaşkanından ne istediğini soruyorum, ‘Yardım gelirse iyileşme şansı var mı’ diyorum. ‘Yardım ederler belki’ diyor. Çünkü organ nakli için Antalya’ya gitmeleri gerekmiş. Böbrek bulunsa bile başka bir hastalığı olmamalıymış ki nakil yapılsın. ‘Bir dişin bile ağrımayacak demiş doktor’ diyor, ekliyor: ‘Bunlar da hep parayla. Bizim hiç gelirimiz yok. En azından evde bakım ücreti için o 500 lira bağlansa.’

Arkasına not yazılmış fotoğrafı şeffaf dosyaya koyarken Kadınko Kamuş, ben kalkıp müsaade istiyorum. ‘Tüpüm yok, bir çay veremedim. Kusuruma bakma. Başka zamana söz’ diyor ben giderken.

Sokağı adımlarken, komşusuna seslendiğini duyuyorum: ‘Gazeteden geliyor. Oğlana yardım için yazı yazacak…’


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler