Cannes'da yaşam kavgası

Wim Wenders, “Toprağın Tuzu” belgeselinde, uluslararası bir seferberliğe çağırıyor insanlığı. Naomi Kawase, izleyiciyi, doğanın büyüleyici korkunçluğuyla yüz yüze getiriyor. Dardenne Kardeşler, “İki Gün Bir Gece”de, çarpıcı bir ekmek kavgası öyküsü sunuyorlar.

Yayınlanma: 23.05.2014 - 09:32
Abone Ol google-news

Yaşam bir kavgadır. Jean-Pierre ve Luc Dardenne’in vurguladıkları gibi, gelişmiş demokratik toplumlarda bile ekmek kavgasıdır önce ve bu kavgada başarılı olabilmek için özellikle küresel liberal ekonominin egemen olduğu bir dönemde bireysel direniş yetmez; birlik ve dayanışma ruhu gerekir…

 

Uzun soluklu politikalar

Bazı yörelerde, ekmek kavgasının yanı sıra, su kavgası da yaşamsaldır. Wim Wenders’in, “Belirli Bir Bakış” bölümünde sunulan son derece çarpıcı ve etkileyici belgesel filmi “Toprağın Tuzu”nda vurguladığı gibi, bu temel kavganın başarısı için, dayanışma ruhunun ötesinde uluslararası bir seferberliğe, doğal dengeleri yeniden kuracak ileri görüşlü, uzun soluklu küresel politikalara ihtiyaç vardır…

 

Doğanın korkunç gücü…

Yerkürenin birçok bölgesinde, güzelim doğanın zaman zaman tüm canlıları tehdit eden yüce şiddetine karşı da yaşam kavgası verilir…

Japon kadın yönetmen Naomi Kawase, Altın Palmiye adayı “Still the Water” ile Pasifik’teki bir adaya davet ediyor izleyicisini. Her gün o güzelim kıyıları döven güçlü dalgaların, zaman zaman patlayan tufanların, gürleyen gökyüzünün, o ada sakinlerinin yaşamlarını nasıl etkilediğini, giderek ruhlarını nasıl biçimlendirdiğini, sert bir şiirsellik içeren sağlam estetik duruşu gerisinde, destansı bir yalınlıkla anlatıyor.

 

İşçi sınıfı dayanışması…

Dönelim Dardenne kardeşlere, “İki Gün Bir Gece” ile yine başarılı bir toplumsal sinema örneği sunuyorlar. İşini kaybetmek üzere olan Belçikalı genç kadının, bir hafta sonu boyunca verdiği kavgayı sahneye koyuyorlar.

Hasta olduğu dönemde, 17 kişilik ekiple yaptıkları üretimin, 16 kişiyle de yürütülebildiğini gören işveren, küresel rekabete direnebilmek için Marion Cotillard’ın başarıyla yorumladığı Sandra’yı, “Onu işten çıkarmazsak, sizin yıllık primlerinizi kaldırmak zorunda kalırız” şantajıyla ekipteki diğer arakadaşlarına da “onaylatarak” kapıya koymaya karar verir…

Yıkılan genç kadın, eşinin ve iki arkadaşının desteğiyle direnmeye karar verir. Yeniden, bu kez gizli oylama yapılmasını sağladıktan sonra, bir hafta sonu boyunca kapı kapı dolaşarak, iş arkadaşlarını, primlerinden vazgeçerek onun lehine oy vermeye ikna etmeye çalışır…

 

Sandra’nın bilinci

Yeni oylama 8’e karşı 8 çıkınca, işveren, “Tamam Sandra, sen atılmıyorsun; üstelik, bir arkadaşınızın yakında süresi dolacak olan geçici kontratını yenilemeyerek, primleri de kesmeden sorunu çözmüş oluyoruz” der.

Sandra, anında geri çevirir bu teklifi. Dayanışma ruhundan taviz veremeyeceğini ifade eder. Artık daha güçlüdür. İki gün boyunca verdiği savaş özgüvenini artırmış, bilincini keskinleştirmiştir...

“İki Gün Bir Gece” Dardenne kardeşlere 3. kez Altın Palmiye kazandıracak kadar olağanüstü olmasa da, ödül listesinde, örneğin Marion Cotillard ile yer bulabilecek önemli bir film.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler