Çekmece de çekmeceymiş ha!

Bozlu Art Project'in Mongeri Binası'ndaki 'Dostun Çekmecesinden (Mengü Ertel Koleksiyonu' başlıklı Cihat Burak sergisi yaz boyunca sanatseverleri bekliyor. Sergiyi küratörleri Esma Ertel ve Oğuz Erten ile konuştuk.

Yayınlanma: 31.05.2019 - 23:28
Abone Ol google-news

 Sergiyi küratörleri Esma Ertel ve Oğuz Erten ile konuştuk.

Dostun Çekmecesinden başlıklı serginin belli ki çok ilginç bir hikâyesi var. Buradan başlayalım mı?

Esma Ertel: Uzun soluklu dostluklarıyla sanat müttefiği haline gelmiş Mengü Ertel ve Cihat Burak’tan aldığım ilhamla geçmişten günümüze ölümsüzleşen, gelecek kuşaklara aktarılmak üzere çok yönlü iki sanatçının bugüne uzanan hikâyesi ile bu yolculuğa başladığımda 1950 yıllarının sonu ve 1990 yılları arasında yoldaşlık yapmış iki sanatçının zihinleri birbirlerinin izleri ile doluydu.
“Dostun Çekmecesinden” başlığını zihin çekmelerinde yer etmiş iki dosta yakışır bir kavram olarak gördüm, çok yönlü üretimleriyle samimi bir dostluk geliştirmiş iki sanatçının birikimlerini çok yönlü sanat yaklaşımıyla kurgulanmış bir sergi ve bir kitapla anmak gurur verici... İlk olarak bu serginin kurgusunu ve kitap hayalimi sevgili hocam Süleyman Saim Tekcan ile paylaştığımda kitabı yazması için bizi sevgili Oğuz Erten ile tanıştırdı, eski dostluklar yeni dostları da bir araya getirerek uzun soluklu bir yolculuktan sonra hep birlikte bu noktaya geldik.

Oğuz Erten: Sergi hayali Esma Ertel’e ait. Bu hayali benimle paylaştığında Cihat Burak hakkında kitap yazma fikri beni oldukça heyecanlandırdı. Her oyuncunun Hamlet oynama tutkusu gibi her sanat yazarının da bir Cihat Burak kitabı yazma tutkusu olduğuna inanırım. Benimki Esma’nın hayali sayesinde gerçek oldu. Sergi ise 10 aylık zorlu bir çalışmanın ürünü.



Burada sergilenenler dışında da bir şeyler var mı peki çekmecede?

E.E. Mengü Ertel’in ürettiği eserler koleksiyonun en özgün ve güçlü yanını oluşturuyor; şiirleri, afişleri, desenleri, baskıları, logoları, kitap kapakları, ödül, takı ve madalya gibi değişik temalarda tasarımları, albüm kapakları, mimari ve dekor tasarım planları ve büyültmeler, doğurgan döngü, kalemler gibi farklı dönemleriyle çekmecelere sığmıyorlar.
Ayrıca Çağdaş Türk sanatına imzasını atmış önemli isimlerle yakın dostlukları olan Mengü Ertel’in koleksiyonundaki eserler arasında heykeller, seramikler, fotoğraflar, mektuplar, baskılar, şiirler, imzalı ve nadir kitaplar ve niceleri var, bir kaç örnek vermek gerekirse; Semiha Berksoy, Abidin Dino, Mehmet Güleryüz, Kuzgun Acar, Erol Akyavaş, Orhan Peker bu isimlerin sadece bazıları...

Cihat Burak ve Mengü Ertel'in çok özel bir dostlukları olduğunu anlıyoruz. Neydi bu iki ismin arasındaki özel bağ ve ne gibi anılar kalmış geriye?

E.E.: Devrimci kişilikleriyle pekişen dostlukları, sınır tanımayan üretimleri en önemli bağlarıydı. O günlerin sanat çevrelerinde her ikisi de eleştirilirken onlar hayallerinin peşinden giden ve sürükleyen iki önemli karakter olarak var oldular. Beraber gittikleri meyhanelerde uzun sohbetler, evde akşam yemeklerinde olan misafirler Edip Cansever, Tomris Uyar, Turgut Uyar, İlhan Selçuk, Turhan Selçuk, Cihat Burak, Altan Gürman, Mehmet Güleryüz...
Mengü Ertel’in atölyeye benzer evi ve tekkeye benzer atölyesi yazılıp çizilenlerle, duyulmamış şiirlerin okunmasıyla, görülmemiş karikatürlerin paylaşımıyla, yazılan yazıların okunması, çizilen desenlerin paylaşılması gibi temeli dostluğa ve var oluşa dayanan nice anılarla dolu...

Açılış akşamı bir sürpriz müzik dinletisi oldu Mongeri Binası'nda. Mengü Ertel'in oğlu, BaBa ZuLa ve ondan önce de ZeN grubunun kurucularından Murat Ertel'in konseri vardı... Sergi süresince buna benzer başka sürprizler de olabilir mi?

O.E.: Aslında yaz döneminde çeşitli sürprizler planlıyoruz. Cihat Burak’ı tanıyanlar ile bir buluşma toplantısı düzenlemek, çeşitli belgeseller göstermek ve tıpkı açılışta olduğu gibi kapanışta da bir müzik dinletisi hayal ediyoruz. Bakalım, zaman ne gösterecek.



Cihat Burak'ın hangi yönlerini keşfediyoruz sergide? Kendisi önemli bir de yazar aynı zamanda, bu yönü ne ölçüde yansıyor?

O.E.: Sergi, Burak’ı bir yazar olarak öne çıkarmayı arzulayarak planlandı. Yazmış olduğu öyküleri, küçük pasajlar halinde desenleri ile yan yana getirilmesinden oluştu. Resim dili ile yazı dilinin ne kadar da bir biri ile örtüşen disiplinlerden oluştuğu izleyiciye verilmeye çalışıldı. Kitapta öykü ve desenlerini daha detaylı inceleme fırsatı bulduk. Bir maceraperest olan Burak’ın hayatı da ayrı bir macera ve kendi tarafından satırlara dökülmüş. Okuyucu kitapta bunu keşfetme şansı da buluyor.

Serginin yanı sıra bir de kitap yayımlandı. İçinde Cihat Burak’ın çizimleri ve eşliğinde yine onun yazılarının yer aldığı kitabın tasarım ve hazırlanışından da söz edebilir misiniz?

E.E.: Mengü Ertel’in Cihat Burak için hazırladığı defterinde olan bu desenlerle bir kitaba evrilen bu koleksiyonu yedi başlığa ayırdık ve bu tasarım sergi kurgusuna kılavuzluk etti. Her başlık Cihat Burak’ın farklı yaklaşımlarındaki temalara göndermesi olan desenleriyle ve yerel kültürü gözlemleyip

yazdığı hikâyeleriyle eşleşerek farklı bir gözle okunmasını sağlıyor.
Sevgili Oğuz Erten’in kaleme aldığı “Tek Kişilik Büyük Macera” ile ise Cihat Burak’ın dünyasına giriyoruz. Editörlüğünü sevgili Özlem İnay Erten üstlendi.Kitabın sonunda yer alan Cihat Burak ve Mengü Ertel illüstrasyonunu sevgili Erdem Bayrakçeken çizerek aynı zamanda kitabın tasarımının grafik uygulamasında yer aldı. Sanat Yönetmenliğini ve kitap tasarımını sevgili eşim Murat Ertel ile birlikte yaptık.

Cihat Burak kitabının hazırlık sürecinde kişisel anlamda onunla ilgili hangi keşifleri yaptınız? Sizi şaşırtan yanları ne oldu?

O.E.: Kendi açımdan söyleyecek olursam, bir Cihat Burak resmi hayranı olarak başladığım kitabın, sonunda dünyasına aşık olduğum bir Cihat Burak’la karşılaştım. Tam bir özgür ruh. Kitabı yazarken onun okuduğu kitaplar, onun gittiği yerler, onun yaptığı resimlerin öyküleri büyük bir ilham kaynağı oldu. Öyle ki Burak’ın ailesini bulduk ve onların arşivlerinden aldığımız fotoğraflar da sergide yer alıyor. Bir arkeolog, bir dedektif, bir araştırmacı gazeteci adına ne derseniz deyin, bu deneyimi yaşamanın büyük zevkine vardık. Bence Cihat Burak’ın en önemli yönü bitmek bilmeyen bir merak ile hayata bakmış olması. Bu merak onu kimi zaman kuş evlerine, kimi zaman Osmanlı mezarlıklarındaki kedilere, kimi zaman Safranbolu, kimi zaman da Paris’e götürür. Hem Doğu’yu hem Batı’yı bilen tam bir Bizanslı-Osmanlı karışımı İstanbul dünyasının son temsilcilerinden biridir.

Mengü Ertel koleksiyonundaki Cihat Burak eserleri Burak’ın külliyatında nasıl bir yer tutuyor? Nicel ve nitel anlamda soruyorum (Hangi dönemler, hangi seriler gibi detayları da verebilirsiniz)

O.E.: 1960’larin sonundan başlayıp 1980’lerin sonuna kadar devam eden Cihat Burak desen koleksiyonunu muhteva eden Ertel Koleksiyonu’nda Burak’ın çıplaklarından, Paris’ine, kalyonlarından, hayvanlarına, natürmortlarından meyhanelerine kadar hemen hemen her konusu yer alıyor. Cihat Burak bu zengin içerikteki işleri bir dosta emanet ettiği gibi gelecekte bu desenlerin bir şekilde Erteller tarafından korunup sergileneceğini de bildiğini düşünüyorum.

 

 

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler