TMMOB'dan Kanal İstanbul uyarısı: Bu çılgınlığına derhal son verilmeli

TMMOB, kamuoyunu Kanal İstanbul projesi konusunda bir kez daha uyardı. Düzenlenen basın toplantısında konuşan TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, 'Bu proje, Karadeniz’den Marmara Denizi'ne kadar tüm coğrafyayı onarılmaz ve kestirimsiz bir biçimde etkileyecek hasar ve yarılma meydana getirme tehdidi taşıyor' dedi.

Yayınlanma: 07.03.2019 - 22:01
Abone Ol google-news

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) tarafından düzenlenen basın toplantısında konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, kamuoyunu Kanal İstanbul adlı "çılgın" proje konusunda bir kez daha uyardı.

Kanal İstanbul çılgınlığına derhal son verilmesi gerektiğini ifade eden Koramaz, "Bilimsel niteliği olmayan söylemler ve varsayımlar üzerinden tartışmaya açılarak meşrulaştırılmaya çalışılan Kanal İstanbul, tam anlamıyla coğrafik, ekolojik, ekonomik, sosyolojik, kentsel, kültürel kısacası yaşamsal bir yıkım ve felaket önerisidir" dedi.

Koramaz'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

<haber-dikey:950028,1076814,905949>

''BİR YIKIM VE FELAKET ÖNERİSİDİR''

Şimdiye kadar açıklanan verilerden dahi; Kanal projesi kapsamında; Terkoz havzası da dahil Üçüncü Havalimanı ve 3. Köprü bağlantı yollarından geriye kalan bütün orman alanları, tarım alanları, meralar, yeraltı ve üstü su toplama havzaları, havzadaki mahallelerle birlikte, Karadeniz ve Marmara denizi ve kıyıları dahil olmak üzere bütün coğrafyanın inşaat ve yıkım alanı olarak tasarlandığı anlaşılmaktadır.

Bilimsel niteliği olmayan söylemler ve varsayımlar üzerinden tartışmaya açılarak meşrulaştırılmaya çalışılan “İstanbul Kanalı”, tam anlamıyla coğrafik, ekolojik, ekonomik, sosyolojik, kentsel, kültürel kısacası yaşamsal bir yıkım ve felaket önerisidir. Derhal vazgeçilmeli ve gündemden düşürülmelidir.

İstanbul Kanalı projesi bir eko-kırım projesidir: 100 yıllık ömür biçilen bu proje, kentte ve bölgede geri dönüşü neredeyse imkansız ekolojik hasarlara sebebiyet verecektir.

İstanbul Kanalı projesi, planlama ve koruma ilke ve esaslarını hiçe sayan bir projedir: Proje kentin üst ölçekli planına sonradan işlenmiştir ve plan ana kararlarıyla çelişmektedir.

İstanbul Kanalı güzergahında mevcut diri faylar, deprem hareketini ve yıkıcı hasar olasılığını artıracaktır: İstanbul’un son 2017 yıllık tarihinde Avrupa ve Anadolu yarımadasındaki yerleşimleri etkileyen M=6.8 veya daha büyük deprem sayısı 44’dür. Bunların çoğu Marmara Denizi’nin kuzey bölümünde olmuştur ve İstanbul’daki yerleşimleri de en fazla etkileyen bu depremlerdir.

İstanbul Kanalı projesi sosyo-ekonomik yaşama ve yöre halkının yaşam kalitesine büyük zarar verecektir: Proje ile, geçimini bugüne değin tarımdan, hayvancılıktan, balıkçılıktan sağlayan yöre halkının ekonomik yapısı dönüştürülecek ve yöre halkı tüm yaşam güvencesini kaybedecektir. Kırsal niteliğini kaybeden alanlarda, yer değiştirmeler kaçınılmaz olarak gerçekleşecek, bugüne değin kır yaşamı içinde varlık bulan nüfus, kent yaşamına uyum sorunları yaşayacaktır.

İstanbul Kanalı bilimsel teknik ve standartlar esas alınmadan, fizibilitesi yapılmadan ortaya atılmıştır: Uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan sorunlar, seyir güvenliğinin sağlanamaması, Kanalın yapım, işletim maliyeti ve geri ödeme süresindeki dengesizlikler nedeniyle Kanal, telafisi imkansız sorunlar doğuracaktır.

Sayılan bu nedenlerle bizler, çevremizin, kentlerimizin, bölgemizin ve insanımızın geleceğini tehdit eden, yaşam haklarını gasp eden bir eko kırım projesi olan İstanbul Kanalı derhal gündemden düşürülmeli ve Kanal bahanesiyle yapılmakta olan arsa ve gayrimenkul spekülasyonlarına son verilmelidir.

 

 

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler