CHP'liler Cumhuriyet'te: Bu gazeteyi kapattırmayız

Saray darbesi Cumhuriyet gazetesine uzandı... CHP milletvekilleri Erdoğan Toprak, Mahmut Tanal, Sezgin Tanrıkulu, Dr. Ali Şeker, Barış Yarkadaş, Süleyman Çelebi, Selina Doğan, CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat gazeteye destek için Cumhuriyet binasında... CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat, "Cumhuriyet Gazetesi her dönemde her türlü gericiliğin hedefi haline gelen bir gazete. Ama bütün baskılara karşın şimdiye kadar gazete devam etti, bundan sonra da devam edecek, biz her türlü desteği vereceğiz. Bu gazeteyi kapattırmayız" dedi.

Yayınlanma: 31.10.2016 - 10:39
Abone Ol google-news

<video:623977>



CHP'li vekiller ve gazeteciler demokrasi ve basın özgürlüğü adına Cumhuriyet'e destek için gazetede... 
 
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal: Cumhuriyet Gazetesi'nin çok şehidi var
 
Cumhuriyet Gazetesi'nin misyonu ve görevi kurulduğu günden bugüne kadar demokrasi, hukuk devleti, özgürlükleri savunmak oldu. Darbelere karşı çıktı. Laik, demokratik hukuk devletini savundu.
 
Şeriata karşı baş kaldırdı ve bu çizgisinden dolayı bugüne kadar Cumhuriyet Gazetesi'nin çok şehidi var. Muammer Aksoy, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok var. Cumhuriyet Gazetesi bugüne kadar şeriat özlemi içinde olan güçler tarafından hep hedefteydi. Bugüne kadar hedeften inmedi. Cumhuriyet Gazetesi'ne çıkmak demokrasiye, hukuk devletine, temel hak ve özgürlüklere sahip çıkmaktır. Aslında siyasi iktidarın bir gizli gündemi var.
 
15 Temmuz'da gerçekleşen darbe girişiminin ardına saklanarak darbe girişimini perdeleyerek kendisine muhalif olan laik, demokratik hukuk devletini isteyen gazetecileri, düşünürleri, yazarları, muhalifleri korkutma, sindirme operasyonudur. Gün birlik ve dayanışma günüdür. Faşizme karşı omuz omuza vermenin günüdür. Herkesi Cumhuriyet Gazetesi'nin önüne dayanışmaya davet ediyorum. 
 
CHP İstanbul Milletvekili Selina DoğanBurada hukukun üstünlüğünü savunmak için bulunuyoruz
 
Darbe girişiminden beri CHP olarak hukukun üstünlüğünü her durumda savunmaya devam ediyoruz. Hukukun üstünlüğü demek hangi kesim hangi tür hukuk ihlali yaşıyorsa onun yanında olmak demektir. Biz bugün burada hukukun üstünlüğünü savunmak için bulunuyoruz.
 
Çünkü OHAL tamamen darbe girişimini adeta tamamlamak üzere kötüye kullanılıyor. KHK'lerle tüm yetki kötüye kullanılıyor. Buraya düzenlenen operasyon da bunun bir parçası. Cumhunriyet Gazetesi'ni herhangi bir terör örgütü ile ilintilendirmek aslında bu ülkenin yüzde 50’sini sindirme çabasının artık kırılma noktasıdır. Gün dayanışma günüdür.
 
Hepimizin burada toplanıp hukuka sahip çıkmamız gerekiyor. Yazarlarımızın, vakıf yöneticilerimizin hiçbir şekilde kötü muameleye uğramaması için, hukukun üstünlüğünün onlar için de uygulanması için sonuna kadar olayın takipçisi olacağız. Cumhuriyet Gazetesi Cumhuriyetin savunucusu olan en temel kurumdur. Yayınlandığı günden bu yana darbelerle mücadele etmiştir. Bu şekilde ilintilendirilmesi artık bu ülkede hiçbir muhalif sese tahammül olmadığının göstergesidir. Bülent Tezcan’a yapılan saldırı da bu bütünün bir parçasıdır. 
 
 
CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat: ‘Her dönem hedef oldu’
 
Cumhuriyet Gazetesi, Cumhuriyetle eşdeğer, emanet bir gazetedir. Nadir Nadi’den günümüze gelen, her dönem darbelere karşı mücadele vermiş, gericiliğe karşı mücadele vermiş bir simgedir. Sonuna kadar mücadalesini vereceğiz. Keyfi davranışlara da müsade etmeyeceğiz. CHP olarak Genel Başkanımızla sabah görüştük, her türlü desteği vereceğiz. Destekle de yetinmeyeceğiz, kapanmaması için ne gerekiyorsa yapacağız, bu keyfi bir yaklaşımdır. Hukukla ilgisi olan bir yaklaşım değildir. Daha önce İlhan Selçuk’u Ergenekon diye içeri attılar, bütün hedef yine Cumhuriyet idi, Cumhuriyet Gazetesiydi, laiklik değerleriydi. Her dönemde her türlü gericiliğin hedefi haline gelen bir gazete. Ama bütün baskılara karşın şimdiye kadar gazete devam etti, bundan sonra da devam edecek, biz her türlü desteği vereceğiz. Bu gazeteyi kapattırmayız.
 
CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak: Bunun karşısında dimdik durmak lazım
 
Türkiye’de bir diktatörya darbesi var ve toplumu bilgilendirecek, aydınlatacak herkesi toplarlayarak Türkiye’de önlerindeki tüm engelleri kaldırmaya çalışıyorlar. Toplumu aydınlatan Cumhuriyet gibi demokrat cepheyi yok etmeye çalışıyorlar. Eğer bir karikatürcüye kadar bu iş gelmişse Türkiye’nin nin vay haline. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Bunun karşısında dimdik durmak lazım. 

CHP Milletvekili Enis Berberoğlu: Darbecilerin yapmadığı eziyeti Cumhuriyet Gazetesi'ne reva görüyorlar

Cumhuriyet Gazetesi tarihi boyunca muhalif durduğu için her darbeyle ve darbeciyle başı belaya girdi. 12 Mart’ta ve 12 Eylül’de kapatıldı. Ama böyle gözaltı gazete basmak evleri aramak 15 Temmuz darbecilerine kısmetmiş. Bugün utanmazca ve yüzsüzce bir darbeyi engelledik diyorlar. Darbecilerin yapmadığı eziyeti veya yapamayacağı eziyeti Cumhuriyet Gazetesi’ne reva görüyorlar. Bunların Cumhuriyet’le derdi var. İsminde Cumhuriyet olan her kuruma karşı saldırıyorlar ve o kadar ahlaksızca saldırıyorlar ki. Bu gazetenin terör şehidi var. Bu gazete bütün darbelerde mağdur olmuş bir gazete. Bu gazeteye darbeci, terörist demek akla ziyandır, AKP zekasıyla bile bağdaşmaz.
 
CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu: ‘AKP’nin darbesi ile karşı karşıyayız’
 
15 Temmuz darbe girişimini bütün Türkiye, siyasi partilerin tümü boşa çıkardı. Şimdi de AKP’nin darbesi ile karşı karşıyayız. 15 Temmuz’dan sonra her gün medyaya, akademi dünyasına, bütün özgürlük alanlarına yaygın ve sistematik baskı var. OHAL’in ilan edilmesiyle beraber devam etti, şimdi de en son önceki gün gazeteler kapatıldı, bugün de Cumhuriyet’e yapılanlar... Cumhuriyet yalnızca Cumhuriyet Gazetesi değil, Cumhuriyet’in sembollerinden bir tanesidir. Tam da Cumhuriyet Bayramı’nın arifesinde bunu yapmış olmaları çok manidardır. Cumhuriyet Gazetesi’nde amaç kayyuma teslim etmektir, çünkü yayın politikasını kendilerinin belirlemediği herhangi bir yayın kuruluşunu istemiyorlar. Yayın kurulu atayacaklar ve kendi istedikleri bir şekilde yayın yapmasını sağlayacaklar. Biz de buna izin vermemek için elimizden ne geliyorsa yapacağız. 

CHP Mersin Milletvekili Serdal Kuyucuoğlu: Baskıyı kınıyoruz

Cumhuriyet'e yapılan operasyona ilişkin açıklama yapan CHP Mersin Milletvekili Serdal Kuyucuoğlu'nun açıklaması şöyle:

İktidar partisi giderek artırdığı faşist ve baskıcı uygulamalarına, bu gün Cumhuriyet gazetesine baskın yaparak ve yazarlarını gözaltına alarak bir yenisini daha eklemiştir. FETÖ’ye destek verme adı altında yapılan bu baskınlarla, yıllarca ömrünü bu gibi örgütlenmelere karşı çıkarak geçirmiş, bu örgütlerden zarar görmüş kişi ve kurumlar bir bir işten atılmakta, kapatılmakta ya da tutuklanmaktadır. Bu yapılanların FETÖ mücadelesiyle hiçbir ilişkisi olmadığı gibi, iktidarın asıl kirli zihniyetini de ortaya çıkarmaktadır. Muhalif olan, iktidarı eleştiren bütün kesimleri kendine düşman görmekte ve intikamcı bir zihniyetle ülkemizin geleceğini ateşe atmaktadır. Hiçbir dikta yönetimi bu yöntemlerle ayakta kalamamış, er ya da geç bunun bedellerini ödemiştir. Yapılan uygulamalar maalesef ülkemizde çatışmaya zemin oluşturur bir hale gelmiştir. Umuyoruz ki iktidar mensupları bu kötü gidişi görür ve çok geç olmadan bu uygulamalara son verirler.

Cumhuriyete yapılan bu faşist baskıyı kınıyor, tüm göz altıların bir an önce serbest bırakılması ve basınımız özgürce, halka gerçekleri anlatabilecekleri ortama kavuşmalarını diliyorum.
 
 HDP Milletvekili Garo Palyan: ‘12 Eylülle benzer dönem’
 
Nefes alma kanallarımız kesiliyor, basın kuruluşlarımızı ele geçirmeye çalışıyor, son nefes alma yerlerimizden birisi de Cumhuriyet. Buraya dönükte bir saldırı da söz konusu. Aydın Engin 12 Eylül’de de darbeciler tarafından gözaltına alınmıştı. 12 Eylül’de gözaltına alınanlar bugün yine gözaltına alınıyorlar. 
 
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yetvart Danzikyan: Televizyonları kapatıyorlar, rektörlük seçimlerini iptal ediyorlar, gazetelere operasyon yürütüyorlar, bu artık belli ki bir darbe atmosferi içinde yaşıyoruz, yaşamaya da devam edeceğiz.
 
‘Darbe atlatıldı’ sözleri, açıklamaları da geçersizdir. Darbe atlatılmamış demek ki... Zaten biz 16 Temmuz sabahı gidişatın böyle olacağından şüphe ediyorduk, darbe atlatılmış gibi gözükmekle beraber, darbenin bir de öncesi vardı. AKP’nin otoriter eğilimleri, yönelimleri vardı, açık şekilde ortaya çıkıyordu. HDP’lilerin dokunulmazlığını kaldırması da burada bir aşamaydı. Belli ki AKP iktidarı Ortadoğu’daki emellerine ulaşmaya çalışırken Türkiye’yi de bir baskı rejimi altında tutarak buraya ulaşacağını düşünüyor. Zor bir dönemdeyiz. Bütün demokratisi tarafında olanlar, bütün özgürlüklerin yanında olanların artık yayın yapmasının, sesini duyurmasının önünde çok büyük engeller çıkarılacağı belli oluyor. Muhalif basın çok açık susturuluyor. Binlerce gazeteci, öğretmen, devlet memuru işsiz. Gerçekten 12 Eylülle benzer koşullarda yaşadığımızı söylemek gayet mümkün. 
 
CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş: AKP iktidarı Cumhuriyet ile olan hesaplaşmasını bu kez Cumhuriyet Gazetesi üzerinden yapıyor
 
Cumhuriyet Gazetesini kapatmaya ve Cumhuriyet Gazetesini susturmaya çalışıyor. Çünkü biliyor ki Cumhuriyet Gazetesi susturulursa Türkiye’deki çağdaşlık, laiklik, bilimsellik ve modern yaşam tarzının sözcüsü olan gazete susar ve böylece, toplumun büyük bir çoğunluğunun kendisini ifade edebileceği bir alan kalmaz. Eğer Cumhuriyet kapatılırsa AKP tek sesli ve tek kanallı Türkiye hedefine bir adım daha yaklaşır. Cumhuriyet Gazetesi uzun bir süredir yandaş medya tarafından zaten hedef gösteriliyordu. Cumhuriyet Gazetesinin terör örgütü PKK ve terör örgütü FETÖ ilişkili olduğu yönünde kamuoyunda bir algı yaratılmaya çalışılıyordu. Bu algı operasyonunun ardından operasyon başlatıldı. Cumhuriyet Gazetesi’nin adı üzerindedir Cumhuriyetin değerlerini temsil eder ve Cumhuriyet’in sesidir. AKP o yüzden bilinçli bir şekilde Cumhuriyete yöneliyor. Bir gazetenin kapatılması ve bir gazetenin susturulması sadece bir polisiye operasyon değildir. Bir gazetenin susturulmak istenmesi, toplumun bilgi edinme hakkının gasp edilmesidir. Eğer toplum doğru bilgileri alamazsa kendisine dayatılan gündemi kabul eder, kendisine dayatılan sözde gerçekleri, gerçekmiş sanar. Cumhuriyet Gazetesini susturmak toplumun farklı sesleri duymasını engellemek istiyorlar
 

CHP Hatay Milletvekili Serkan Topal: Cumhuriyet yalnız değildir


Her dönem halka doğruları aktarmak için çalışan, ülkemiz gazeteciliğinin temel taşı Cumhuriyet Gazetesine yapılan bu zulümkar ve haksız operasyonu kınıyorum. Kendi gibi düşünmeyenleri, düşmanca gören zihniyetten bir an önce vazgeçilmelidir. Ne Cumhuriyet Gazetesi yalnız kalacak ne de bizler korkup vazgeçeceğiz...

DİDEM ENGİN'DEN CUMHURİYET GAZETESİ’NE DAYANIŞMA ZİYARETİ

Sabah saatlerinde Türkiye'nin köklü gazetelerinden Cumhuriyet Gazetesi’ne yönelik olarak gerçekleştirilen operasyonla ilgili olarak gazetenin Ankara bürosuna bir dayanışma ziyareti gerçekleştiren CHP İstanbul Milletvekili Didem ENGİN, gazete emekçilerine yönelik gözaltı kararlarını sert şekilde eleştirerek "Yapılmak istenen Cumhuriyet Gazetesi üzerinden basına gözdağı vermek, özgürlükçü ve Cumhuriyet değerlerini özümsemiş vatandaşlarımızı sindirmektir. Ama bilsinler ki Cumhuriyet Halk Partisi'nin her bir üyesi demokrasi için mücadele etmeye korkmadan devam edecektir!" dedi.

İsim babası Mustafa Kemal ATATÜRK olan, 1924 yılından bu yana yayın hayatına devam eden, Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı gibi Türk düşün hayatına önemli katkılar sunmuş birçok yazar, gazeteci ve düşünce insanına sayfalarında yer veren Cumhuriyet Gazetesi’ne yönelik olarak başlatılan operasyonlara tepki göstermek ve gazete çalışanları ile dayanışma içinde olmak için gazetenin Ankara bürosunu ziyaret eden Didem ENGİN, "AKP iktidarında basın özgürlüğüne bu ilk müdahale değil ama son olmalı! Cumhuriyet Gazetesi geçmişte de ülkemizi demokrasiden, hukukun üstünlüğünden, basın özgürlüğünden, düşünce ve ifade özgürlüğünden uzaklaştırmak isteyenlerin hedef gösterdiği bir gazete olmuştur. Geçmişte başaramadıklarını bugün de başaramayacaklar. Cumhuriyet Gazetesi bu karanlık günlerden de güçlenerek çıkacaktır" dedi.

Gözaltına alınan basın emekçilerinin bir an evvel serbest bırakılması gerektiğini belirten Didem ENGİN, yapılanların halkın haber alma özgürlüğüne müdahale olduğunu belirterek "Bu zor süreci de dayanışarak ve mücadele ederek aşacağız. Halkımzın haber alma özgürlüğü kısıtlanamaz! Basın özgürlüğünü yok etmeye yönelik bu girişim dünya kamuoyuna Türkiye’de oynanan demokrasi tiyatrosunun gerçek yüzünü göstermiştir!" dedi. ?

Gazetecilerden destek ziyareti
 
Gazeteci Celal Başlangıç ile Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yetvart Danzikyan, TTB Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Hüseyin Demirdizen, gazeteci Bülent Mumay, Cumhuriyet yazarı Hikmet Çetinkaya’nın kızı Prof. Dr. Bertil Emrah Oder da gazetemize destek ziyaretinde bulundu. Gazetemiz yazarı Ayşe Yıldırım ve diğer yöneticilerle görüşerek durum hakkında bilgi aldı.

CHP'li Köse: Ülke yangın yeri
 
CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Fatma Köse, Cumhuriyet Gazetesi'ne yönelik operasyon ve gözaltına alınmalarla ilgili "Yani ülke yangın yeri. Cumhuriyet Halk Partisi örgütü ayakta olduğu sürece, tek kişi kalıncaya kadar mücadelemiz devam edecek" dedi.
 
CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Fatma Köse, Adıyaman'da partisinin İl Başkanlığı'nı ziyaret etti. Burada açıklama veCumhuriyet Gazetesi’ne yönelik operasyon ve gözaltına alınmaları da eleştiren Köse, "Bir Türkiye düşünün ki yazarı, çizeri, akademisyeni, nasıl ifade edeceğimi gerçekten bilemiyorum. Çok üzgünüm, ülkem adına üzgünüm. Birçok kişi tutuklu, birçok kişi gözaltında, birçok kişinin görevine son verilmiş. Yani ülke yangın yeri. Hakikaten bunlarla nasıl baş edilecek bilmiyorum ama biz Cumhuriyet Halk Partisi örgütü ayakta, Genel Başkanımız ayaktadır. Biliyorsunuz bugün Cumhuriyet Gazetesi'ne bir saldırı yapıldı. Demek istediğim şu aslında; yazarı, çizeri içeriye alarak muhalefetin sesini sessizleştirme, muhalefeti güçsüzleştirme zihniyetinde olan bu iktidara, bu tek insanla yönetilen iktidara tabiki söyleyecek sözümüz var, tabiki mücadelemiz devam edecek. Biz tek kişi kalıncaya kadar bunun böyle bilinmesini istiyorum. Cumhuriyet Halk Partisi örgütü ayakta olduğu sürece, tek kişi kalıncaya kadar mücadelemiz devam edecek. Ülkemiz adına, geleceğimiz adına, çocuklarımız adına, bu mücadelemiz devam edecek. Başbakan'ın bir açıklamasını dinledim; sabah diyor ki, 'Eğer Başkanlık sistemi gelmezse bu ülke bölünür.' Peki bu ülke kuruluşundan beri Başkanlık sistemiyle mi yönetiliyordu şimdi bölünsün? Kuruluşundan beri Cumhuriyet ile yönetilen bir ülke hiç kusura bakmasınlar Başkanlık sistemiyle ne bölünür, ne parçalanır. Bu ülke tek yürek olarak yoluna devam edecektir. Demokrasi adına, özgürlük adına bizim mücadelemiz sonuna kadar devam edecek, bunun böyle bilinmesini istiyorum" diye konuştu.
 
 

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler