Cinayette MİT ayağı eksik

Soruşturmanın geldiği noktayı değerlendiren Dink davası avukatı Bahri Belen, ‘Cinayetin işlenmesinde MİT’in dahli de olabilir. Genelkurmay İstihbarat’tan kişiler de olabilir’ dedi.

Yayınlanma: 18.01.2017 - 20:55
Abone Ol google-news

 

Dink davası avukatlarından Bahri Belen ile cinayetin ardından başlayan soruşturma ve yargılama sürecini konuştuk. Avukat Belen, Trabzon Jandarma görevlilerine ilişkin soruşturma ile ilgili, “İşin içinde MİT’in dahli de olabilir. Hatta Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanlığı’ndan kişiler de olabilir” dedi. Avukat Bahri Belen, soruşturma ve yargılama sürecinin şimdiye dek olan kısmını özetleyerek, cinayetin işlendiği 2007 yılından 2015’e kadar sanık sandalyesine oturtulamayan kamu görevlileri ile ilgili “Kamu görevlilerinin yargılanması yolunu açan Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin bu kişiler hakkındaki takipsizlik kararını kaldıran kararı, HSYK’nin bu kişilere ilişkin soruşturma izni ve AİHM’nin Dink kararıdır” diyor.

Bu cinayet Fethullah Gülen örgütünün bir cinayeti midir? Elbette bu cinayetin içinde bugün o örgütün üyesi olmakla suçlanan kişiler var. Ama kamu görevlileri ile ilgili açılan davada bu örgütün üyesi olmadığı halde Hrant’ın öldürülmesinden dolayı sorumlu tutulan kamu görevlileri de var. Dolayısıyla Hrant’ın öldürülmesi ile ilgili suçlamanın tamamının Fethullah Gülen örgütüne veya Fethullah Gülen örgütü üyesi olmakla suçlanan kamu görevlilerine yüklenmesi olayı doğru bir şekilde çözmeyecektir. Bu soruşturmanın yeni bir sürece gelmesinde Gülen cemaati ile mevcut siyasi iktidarın çatışmasının etkisi var mıdır? Olabilir. Hrant cinayetinde örgütlü bir yapının olduğunu biliyoruz. Bu örgütlü yapının adının tam olarak ne olduğu konusu bu yargılama süreci sonrasında ortaya çıkacak. 17-25 Aralık belki de bu cinayetten sorumlu olanlardan Fethullah Gülen hareketine yakın olanların korumasını ortadan kaldırdı. Ama davanın açılmasını sağlayan aslında AİHM kararıdır. Soruşturma yolu açılan bu kişilerle ilgili o zaman devletin koruduğu cemaate yakın olan kişiler de bu korunmadan artık yararlanamamışlardır. Onlarla ilgili koruma kalkanı kalkmıştır. Soruşturmanın MİT ayağı eksik ama bu konuda öyle inanıyorum ki tefrik edilerek şu anda sürdürülmekte olan jandarma dosyası bir iddianame haline geldiğinde ona yönelik bazı şeyler de ortaya çıkacaktır. Akbank’ın kameralarında, Saray Kumaşçılık’ın kameralarından görülen bazı kişilerin görüntüleri var. İşin içinde MİT dahli de olabilir. Hatta Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanlığı’ndan kişiler de olabilir. Olması lazım diye düşünüyorum. Bu görüntüleri izlediğimizde çok açık bir şekilde orada gözcüler vardı. Bu gözcülerden bazılarının Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanlığı’ndan olabileceğini, MİT’in birtakım görevlilerinin bu işin içinde olabileceğini düşünüyorum.

BASİT BİR GÖREVİ İHMAL DEĞİL

Ali Öz ile ilgili darbe girişimi öncesi açılmış bir dava var. Ama bizim baştan beri ısrar ettiğimiz gibi oradaki olay Ali Öz ve oradaki subayların eylemleri basit bir görevi ihmal değil. Orada belge tahrifatı var, sahte belge düzenlemek var. İhmal suretiyle ölüme sebebiyet şeklinde somutlaşmış eylemleri var. Bunlarla ilgili dava açılmıyordu. Bunlarla ilgili soruşturmanın bu noktaya gelmesi ve onlarla ilgili tutuklama kararı verilmesinde böyle bir sürecin önemli etkisi olduğu şeklinde değerlendirebiliriz.

Hukuk savaşı amacına ulaştı

10 yılda gelinen durumu bir kazanım olarak değerlendirmek lazım. Bundan evvelki gazeteciler, düşün insanları, muhalif kişilerle ilgili soruşturmalarda devletin olayı bildiğini ve bu olayın gelişim sürecini gördüğünü tam olarak iddia edemiyoruz. Hrant olayı, bütün çıplaklığıyla devletin baştan beri Hrant’ın öldürüleceğine ilişkin bütün bilgileri bilmesine rağmen olaya müdahale etmediğini gösteren farklı bir siyasi cinayettir. Siyasi cinayetler devlet tarafından önlenemez ise o ülkede demokrasi olmaz. Siyasi cinayetlerin açığa çıkarılması, devletin içindeki yasal ve yasal olmayan yapılanmaların günün birinde yargı önüne çıkarak hesap vermek zorunda kalabileceklerini göstermek açısından caydırıcı bir şeydir. Bu davanın en önemli yanı da bence budur. Sonuçta ne ceza verilirse verilsin, hukuk mücadelesi, ailenin verdiği hukuk savaşı bana göre amacına şu haliyle bile ulaşmıştır.

Ayrıntıların ortaya çıkması da hukuk tarihi, siyasi hukuk, siyaset bilimi, toplum bilimi açısından önemlidir.

Bülent Aydın: Özlüyoruz A hparig!

Jamanak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Koçunyan: Ortak aklımıza neşter atıldı?

Yazı dizisinin 1. bölümü: Hrant’sız 10 yılın ardından


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon