Danimarka'yı kıskanıyorum

Ben bu ülke halkının sinirlerini bozan, hiddetle kaleme sarılmalarına, klavye başına geçmelerine neden olan olayları kıskanıyorum.

Yayınlanma: 24.10.2015 - 23:55
Abone Ol google-news

Kıskanmamın nedeni bu ülkenin kişi başına düşen milli gelirinin 60 bin dolara yakın olması değil. Kıskanmamın nedeni bu ülkenin halkının son 5 yılda yapılan mutluluk endeksi hesaplamalarında arka arkaya her yıl, dünyanın en mutlu halkı seçilmiş olması değil.

Kıskanmamın nedeni bu ülkenin sinemasının sekiz kez Oscar ödülü, birçok kez Altın Palmiye ve Altın Ayı ödülleri kazanması değil.

Kıskanmamın nedeni bu ülkenin 1992 yılında futbolda Avrupa şampiyonu olmuş olması değil.

Kıskanmamın nedeni bu ülkenin bayan ve erkek hentbol milli takımlarının sayısız kez Dünya, Avrupa ve Olimpiyat şampiyonukları kazanması hiç değil. Ben bu ülke halkının sinirlerini bozan, hiddetle kaleme sarılmalarına, klavye başına geçmelerine neden olan olayları kıskanıyorum.

Sosyal medya müftüsü adını taktığım bu kişilerin kalemlerinden kan damlayarak sosyal medyada ülkeyi yönetenleri eleştirmelerine neden olan sorunları görünce kıskançlıktan çatlayacak gibi oluyorum.

 

Gidecek yer bulamıyorum

Bu ülke medyasının haftalarca savunma bakanının, eyalet belediye başkanlığı yaptığı dönemde belediyenin kendisine tahsis ettiği asistanı parlamento seçimlerinde kampanya şefi olarak kullandığının ortaya çıkması üzerine bakanı istifa ettirinceye kadar olayın peşini bırakmadıklarını görünce hasetimden gidecek yer bulamıyorum.

Ve bu kıskançlığın kanıksamaya dönüşmemesini istiyorum. Ben hâlâ Danimarkalıların ne kadar küçük düşündüklerini düşünmeye devam etmek istiyorum. Bunu da ancak Türkiye ile bu ülkeyi karşılaştırmaya devam ederek yapacağımı biliyorum.

Yukarıda verdiğim örneklerin ardından “Kim bilir belki de kıskanmak fiili yerine imrenmek fiilini mi kullansaydım acaba” diye de düşünmeden edemiyorum.

Bu ülkede halka yanlış bilgi verdiği için (yalan söylediği için değil) istifa eden bakanların da medya peşini bırakmamıştı.

Bundan iki gün önce Danimarka’nın üçüncü büyük şehri Odense’deki hayvanat bahçesi yetkilileri artan aslan sayısı nedeniyle kafeslerde yer bulamadıkları aslanlardan birini uyutmaya karar verdiler. Geçen hafta da çocukların gözü önünde kesip derisini yüzdüler, iç organlarını çocuklara gösterdiler. İşte, hayvanat bahçesinin bu kararını kamuoyuna açıklamasının ardından, 14 gündür Danimarka’da sosyal medya yıkıldı, hayvanat bahçesine tepkiler, tehditler aldı başını yürüdü. Olay öyle bir boyut aldı ki Avrupa ülkelerinden ve Amerika’dan bile protesto mailleri gelmeye başladı.

Anladınız mı şimdi benim bu ülkeyi neden kıskandığımı?

Benim bırakıp geldiğim ülkemde; sokakta dolaşan onlarca intihar bombacısı, iç savaş tehlikesi, işsizlik, hayat pahalılığı, siyasi belirsizlik, enkaz haline gelmiş bir eğitim, çevre katliamı, kadına şiddet, çocuklara cinsel taciz, trafik canavarı, beton cehennemine dönüşmüş şehirlerimiz gibi konular sosyal medyayı meşgul ederken dünyanın başka ülkelerinde insanlar nelere sinirlerini bozuyorlar.

 

Belki bir gün biz de...

Kim bilir gün gelir biz de, ne bileyim mayonez sözcüğünün nasıl yazılacağı üzerine ya da halk otobüslerinin rengi, trafik ışıklarında yaya geçitlerini gösteren ışıklarda cinsiyet eşitliğine işaret eden kadın figürleri de kullanılması kararı, mikrofonu açık unutan bir siyasetçinin seçmenine hakaret ettiği ortaya çıkınca medyada ipliğinin nasıl pazara çıkarıldığını ve sonunda istifa ettiğini görüp kalem oynatırız sosyal medyada.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler