David Vann'dan 'Akvaryum'

David Vann’ın “Akvaryum”u, bir masal gibi başlayıp büyük bir gerilime evriliyor. Dünyanın bugünü, geleceği, insanın varoluşu gibi konularda felsefi sayılabilecek sorular sormasının dağılan ailelerin çocukların psikolojisi üzerindeki etkisi, öfke ile yaşamak, öfke patlamasının sonuçlarından ergenlik çağı sorunları, farklı cinsel tercihlere bakış, çocukların tanımadıkları kişilerle dostluk kurmasının sonuçları gibi birçok güncel konuyu da tartışmaya açıyor.

Yayınlanma: 26.02.2017 - 00:29
Abone Ol google-news

‘İstesen de istemesen de sırların olacak’
 

David Vann’ın romanı Akvaryum’un anlatıcı kahramanı Caitlin 12 yaşında bir ilkokul öğrencisi. Annesi limanda yük gemilerinin yüklenip boşaltılmasında kol işçisi olarak çalışıyor. Babası dahil hiç kimseleri, akrabaları, dostları yok. Anne-kız yapayalnız yaşıyor. Seattle’dalar. Seattle’ın akvaryumu da büyüklüğü ve içerdiği çeşitler açısından dünyada sayılı.

Caitlin, annesi Sheri’nin çalışma saatleri nedeniyle sabahın köründe, herkesten iki saat önce okula gidiyor, akşamları da okul çıkışında annesi işten gelip kendisini alana kadar akvaryumda zaman geçiriyor.
14 yaşındayken Sheri ve annesini babaları terk etmiş. Yatalak durumdaki annesiyle kimsesiz, beş parasız ortada kalmışlar. Sheri ölene kadar annesine bakmış. 16 yaşından sonra da yaşam mücadelesi vermiş. Bu nedenle ne çocukluğunu, ne gençliğini yaşayabilmiş, okulu bırakmak zorunda kalmış. Ara sıra ibret olsun diye bu zor zamanlarını kızına anımsatsa da ayrıntılı anlatmayı sevmiyor. Ama o zor durumda kendilerini terk eden ve bir daha da arayıp sormayan babasına karşı müthiş öfkeli. Sık sık bunu belirtiyor. 13 yaşındayken babası intihar eden ve yaşama tutunmak için roman yazdığını söyleyen David Vann için klasikleşmiş bir konu gibi gözükse de bu kez kendi yaşamından değil bir anne-kızdan yola çıkmış Vann ve farklı bir sonuca varmış.   
 
AKVARYUMDAKİ ARKADAŞ

Hayatlaruna giren erkekler anne-kızın günlük rutinlerini bozuyor. Sheri’nin yeni bir erkek arkadaşı vardır. Bu ilişkinin öncekilerden çok daha ciddi olduğu anlaşılmaktadır. Bir gecelik değildir ve belki bir ömürlük olacaktır. Steve gerçekten de Sheri’ye iyi bir sevgili olur. Hiç babası ile yaşamamış Caitlin de ondan bir baba bulmasa da annesini mutlu ettiği düşüncesiyle Steve’i benimser.

Caitlin’in hayatına giren erkek ise yaşlı bir adamdır. Akvaryumda karşılaşırlar. Gelecekte bir balıkbilimci olmayı hayal eden Caitlin kadar balıklar hakkında bilgilidir yaşlı adam. Birlikte balıkları tek tek inceler, izlerken onlar hakkında bilgi paylaşımında bulunurlar. Bu sayfalarda David Vann didaktizmin pençesine düşmekten kurtulamaz. Âdeta ansiklopedik diyaloglar okuruz. Orijinal baskıda benzerleri var mı bilmiyorum ama Türkçe baskıdaki Volkan Akmeşe’nin güzel çizimleri de bu didaktizme katkıda bulunuyor. Bir balık sözlüğü okuyor gibi oluyoruz.

Caitlin, bu akvaryum seyirlerinden bir yaşam felsefesi de oluşturuyor. 12 yaş için oldukça kâmil bir bakışla yaşamlarımızın birer akvaryum haline geldiğini, kendi kurduğumuz bu akvaryumlarda yaşamımıza sınırlar koyduğumuzu, oysa bir okyanusta yaşamanın da mümkün olduğunu söylüyor. Tabii okyanuslardaki tehlikeleri göz önüne almamız, büyük balığın her an küçük balığı yutabileceği gerçeğini bilerek yaşamamız gerektiğine varan felsefeler yapıyorlar yaşlı adamla. Ama gözlemleri okyanusta da yaşasa balıkların kendilerine duvarları olmayan akvaryumlar oluşturduğunu da gösteriyor. Bir ikilem var, cevap bulmak zor.

Bu arada denizlerde azalan balık çeşitleri ve çoğalan denizanalarından yola çıkarak insanların türleri yok ederek dünyayı milyonlarca yıl önceki türlerin çok az olduğu haline döndürmekte olduğuna da değiniliyor.      

Caitlin’in artık akvaryumdaki zamanlarında bir arkadaşı vardır. David Vann satıraralarında adamın kötü niyetli olabileceği konusunda cümleler kurup gerilimi artırmaya çalışsa da ilişkileri dostanedir ve adam hiç kuşku yaratacak bir hareket yapmaz. Yaşlı adam annesi ile tanışmak istediğini söyleyene kadar Caitlin ondan kimseye bahsetmez.
 
OKURA SORULAR

David Vann Akvaryum’u (Ocak 2017, Çev. Suat Ertüzün, Can Yay.) Çehov tekniği ile kurmuş, yani eğer bir tabancadan söz ediyorsa o mutlaka romanın bir yerinde patlıyor. Romanda her kahramanın önemli bir rolü ve sonuca ilişkin bir işlevi var. Henüz 6 ay önce Hindistan’dan ABD’ye göç etmiş bir ailenin kızı olan, Caitlin’in en yakın ve belki tek arkadaşı Shalini de bunlardan.

Caitlin annesine akvaryumda arkadaş olduğu yaşlı adamdan ve kendisi ile tanışmak istediğinden söz edince annesi Sheri haklı olarak telaşlanır ama telaşlanmakla kalmaz bir modern çağ annesi olarak tam olarak anlamadan olayı abartır. Önce kızına sıkı bir tokat atar. Sonra da Caitlin’in anlatımından yaşlı adamın kızına dokunarak, sarılarak taciz ettiğini, onu kandırıp birlikte Meksika’ya kaçıracağı gibi sonuçlara varır ve durumu polise bildirir.

Polisin işe karışmasının çeşitli sonuçları olacaktır. Sheri’nin işi nedeniyle kızını sürekli yanında büyük biri olmadan yalnız bıraktığının ortaya çıkacak olması, hele tokat olayı da buna eklenirse kızın anneden alınabileceği gibi bir acı son büyük olasılıktır. Caitlin akıllı bir kız olarak her şeyi polislere anlatmaz. Bu olasılığın önüne geçilir.

Yaşlı adamın Caitlin’le tesadüfen tanışmadığının ortaya çıkması ise üstü örtülmüş aile tarihinin anlatılıp bir hesaplaşmanın başlamasına neden olur. Yaşlı adam tahmin edilebileceği gibi bir çocuk tacizcisi ya da sapık değil Caitlin’in dedesi, Sheri’nin kaçak babasıdır.

Bir çocukla arkadaşlık kuran her yaşlı adam sapık mıdır, niyeti çocuğu taciz etmek midir? İnsani bir yaklaşım olamaz mı? David Vann’ın metni bu gibi soruları tartışmaya da çağırıyor okuru.

Bir başka tartışılması gereken konu da ergenlik çağına girmiş çocuğun cinsel yaşamı ve cinsel tercihleri konusunda nasıl tavır alınacağı… Caitlin’le Shalini, iki kız çocuğu derinleşen arkadaşlıkları ile birbirlerine tutkuyla bağlanıp cinselliği birlikte keşfediyorlar. Fırsat buldukları her an öpüşüp koklaşıyorlar. Sonunda da Sheri’ye yakalanıyorlar. Sheri’nin tepkisi sert oluyor. Dayak ve yasakla bu ilişkiyi bitirebileceğini düşünüyor. Sheri’nin sevgilisi Steve ve dede ise “Onlarınki sevgiden başka bir şey değil” diyerek müdahale edilmemesi, kendi hallerine bırakılması gerektiği düşüncesindeler.
David Vann’ın “Akvaryum”u bir masal gibi başlayıp büyük bir gerilime evriliyor.

Dünyanın bugünü, geleceği, insanın varoluşu gibi konularda felsefi sayılabilecek sorular sormasının dağılan ailelerin çocukların psikolojisi üzerindeki etkisi, öfke ile yaşamak, öfke patlamasının sonuçlarından ergenlik çağı sorunları, farklı cinsel tercihlere bakış, çocukların tanımadıkları kişilerle dostluk kurmasının sonuçları gibi birçok güncel konuyu da tartışmaya açıp üzerlerinde bir kez daha düşünmemizi sağlıyor.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler