Gece Konseri

Ne yapmalı? Dünya böyle paslanırken, kendimiz-ruhumuz için bir şey yapmalı değil mi? Şiir kitapları almalı, okumalı. Çünkü şiir 'davetkâr bir pırıltıdır' bu yazıyı okuyan tüm kalpler için. Örselenmiş Ruhlar Bandosu, genç bir şairin zamana astığı şiir mektubu.

Yayınlanma: 26.11.2009 - 10:45
Abone Ol google-news

Ne zaman bir şiir kitabı okumaya kalkışsam, biliyorum ki ters giden bir şeyler var hayatımda. Şiir en olmadık anlarda imdadımıza yetişiyor; şiiri yazmak ve okumaksa bambaşka iki şey, bunu artık iyi biliyorum. Şiir okumak istediğim her an, ya çok mutsuzum ya da kafam karmakarışık. Bir süreç daha var bunlara ekleyebileceğim, dizelerin okurken içimizi parlattığı, -o da aşk anları. Aşk bir 'an'dır, şiir gibi.

Şiir, şairin allak bullak yaşamının bir parçası; hep arı iğnesi gelir aklıma şiiri düşününce, hani arı düşmanını sokar ve iğne kendisinden ayrılır ya o sahne. Arı ölür, iğnedeki kaslar zehri akıtmaya devam eder.

Kimi şair avukat, kimi öğretmen, editör, gazeteci, film yapımcısı, yönetmen, tiyatrocu' Bu zehirli iğneye nasıl dayanıyorlar bilmiyorum. Sıradan bir yaşantı görünümünde paramparça ruhlar, sayrılı geceler, sözcüklerin ezici üstünlüğü ve alkol ve yalnızlık. İki insan, üç insan ya da dört beş. Yalnızlık tek ve kalıcı olan şey. Bunu her şair bilir.

Kenan Yücel'in şiirlerini okudum; uzun zaman sonra bir şiir kitabını bitirdim sonunda. İnsan öyle şeyler yaşıyor ki bir kitaba vakit bile bulamıyor kimi zaman. Kitap orada öylece bekliyor parmaklarınızı. Bir kitabı bitirmenin hazzını yaşamayı özlemişim gerçekten de. Bahsettiğim, Örselenmiş Ruhlar Bandosu adını verdiği ikinci şiir kitabıydı Kenan Yücel'in. Üç ayrı bölümde 37 şiirini bir araya getirmiş Kenan Yücel. Başarılı ressam Canan Güldal'ın şiirler için çizdiği desenler kitaba ayrı bir soluk vermiş. 11. sayfadaki ilk desen çok güzeldi. Şiir kitaplarında ressamların izlerini görmek hoşuma gidiyor. Okudukları şiirin onlarda uyandırdıkları renk ve çizgiler sayfalarda şiire eşlik ediyor. Kitap 'can'lanıyor.

Sakin, kendi halinde bir şair bu kitapta. Bağırmıyor ama sesi işitiliyor. Yer yer kendiyle konuşuyor, bazen ölüm denen canavara, bazen sevgiliye sesleniyor. Masa başı şiirleri değil bunlar, oldukça içinde yaşadığımız hayatın. Sokaktan izlenimler var, canlı, rengârenk bir hayatın tortuları şairin gözünde kalan. Kedigözü misketleri gibi, çok boyutlu bakıyor hayata Kenan Yücel. Derin bir çocukluk izi kalbinde, belki bir yara izidir bu, öptükçe kanayan, düşündükçe kabuk bağlayan, gitmeyen. İzlenimci bir edası var bu şiirleri yazanın, ayrıntıcı bir şair. Hayatı dinliyor ve sözcük seçiminde de şunu fark ettim okurken, kedilerle özel bir bağı var şairin. Ben de kedilerin gözleriyle kayıp bir bağlantı kurarım. Çok mutsuz yıllarımda, onlar beni anlıyordu. Yeryüzüne ait olmayan gözbebekleri vardı sanki kedilerin. İçsesimizi duyuyorlar gibi gelirdi. Kenan da bu canlılarla bir özdeşim kurmuş Örselenmiş Ruhlar Bandosu'nda.

Bir kaşıntı gibi tatlı hüzün; bitmeyen, yeraltı suyu. Şair, zaman içinde fotoğraf çekerken, sonun yaklaştığını ilk saniyeden itibaren biliyor. Dokunduğu gül solacaktır, bu onun suçu değil. Sevdiği kadın gidecektir, bu da onun suçu değil. Çocukluk uzaklaşacak, büyümek sıkıntı verecek, arkadaşlar ölecek, yalnızca mevsimler geri dönecektir ve kedilerin çevirdiği başları. Kitaptaki yaşam tanıklıkları bana bunları hissettirdi. Bu cümleleri yazmamı sağlayan şiirin adı ise 'Yalnızca'. Başarılı bir şiir örneği:

Solgun bir yaprak sanki sahilde/ hayatın rüzgârıyla savrulmuş/ kayaların üzerinde titriyor/ gözyaşlarının yorduğu deniz/ kuşlu bir kedi dalgınlığında/ hislerimi yitirdim, diyor, kayıp/ bir dosyayı arayan kalem memurunun/ umarsız bakışlarıyla/ içi simsiyah konuşma balonu/ bu kesik kesik çizgi ormanda/ bir türlü bulamamış yolunu/ yok etmek istiyor kendini/ upuzun uykusuzluk/ yalnızca insan dokunabilir/ yalnızlığına insanın

dokunmayı bilirse/ derin soluk al diyorum/ yaşamak doldursun göğsündeki boşluğu/ bir sessizliği yürüyoruz.

Kitap üç bölümden oluşuyor demiştim az önce. Şairin 'Kiraz Güzelliğinde', 'Sevda Bir Gökkuşağı Başımda', Örselenmiş Ruhlar Bandosu' adını verdiği bölümlerden ikincisi, 'Sevda Bir Gökkuşağı Başımda', adından da anlaşılacağı gibi aşk şiirlerinin bir araya getirildiği sayfalardan mürekkep. Uyku ve uyanıklık halinin tam arasında kalmak gibi, derin acılar ve yokluklar yaşanırken aşka her zaman yer var. 'Ters çevrilmiş bir yazgı' tam da bu ölü noktada sevmek. Sevgiliye söylenen sözler, sonsuz gelen sevişme anları, tunç gölgeler ve gecenin getirdikleri arasında şiir, gözlerimizi kapamamızı emrediyor.

Örselenmiş Ruhlar Bandosu/ Kenan Yücel/ Şiirden Yayınları/ 72 s.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler