Bütçe takvimi yeniden belirlendi

2010 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısının tümü üzerindeki son görüşmeler, 25 Aralık Cuma günü yapılacak.

Yayınlanma: 21.12.2009 - 09:16
Abone Ol google-news

TBMM Genel Kurulunda, Ulaştırma ve Maliye bakanlıklarının bütçelerinin kabul edilmesinin ardından, tasarının maddelerine geçildi. Genel Kurulda, tasarının gider ve gelirlerini düzenleyen 1. ve 2. maddeleri kabul edildi. Buna göre, genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerine 281 milyar 853 milyon 655 bin 110 lira, özel bütçeli idarelere 17 milyar 799 milyon 895 bin 100 lira, düzenleyici ve denetleyici kurumlara ise 1 milyar 949 milyon 287 bin 82 lira ödenek verilecek.

Genel bütçenin gelirleri, 231 milyar 235 milyon 584 bin lira; özel bütçeli idarelerin gelirleri 4 milyar 898 bin 274 bin 700 lirası öz gelir, 13 milyar 386 bin 485 bin 400 lirası Hazine yardımı olmak üzere toplam 18 milyar 284 milyon 760 bin 100 lira; düzenleyici ve denetleyici kurumların gelirleri ise 1 milyar 949 milyon 287 bin 82 lira olarak tahmin ediliyor. Özel bütçeli idarelerin net finansmanı ise 134 milyon 598 bin lira olarak öngörülüyor.
 

Çalışma takvimi bir gün öne alındı

Genel Kurulda daha sonra Danışma Kurulu önerisi okundu. Kabul edilen öneriye göre, TBMM Genel Kurulu, yarın 2010 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı'nın 15. maddesi kabul edilinceye kadar, 23 Aralık Çarşamba günü de 25. maddesi kabul edilinceye kadar çalışacak. Genel Kurul, 24 Aralık Perşembe günü ise 2010 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2008 Yılı Merkezi Yönetim Kesinhesap Kanunu Tasarısı'nın oylanmamış maddelerinin bitimine kadar çalışmalarına devam edecek.

Her iki tasarının 26 Aralık Cumartesi günü yapılması öngörülen tümü üzerindeki son görüşmeleri ise bir gün öne çekildi. TBMM Genel Kurulu, 25 Aralık Cuma günü saat 13.00'te toplanacak ve 2010 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2008 Yılı Merkezi Yönetim Kesinhesap Kanunu Tasarısı'nın oylamasının bitimine kadar çalışacak.
TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu, Danışma Kurulu önerisinin kabul edilmesinin ardından yarın saat 11.00'de toplanmak üzere birleşimi kapattı.

TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu'nun başkanlığında toplanan Genel Kurul'da, ayrıca Rekabet Kurumu, Milli Prodüktivite Merkezi, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı, Türk Akreditasyon Kurumu, Türk Patent Enstitüsü, Türk Standartları Enstitüsü ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'nün bütçeleri de ele alındı.


Kürsüde, bu kez limon vardı

 

MHP'li Ali Uzunırmak, limonun, TEKEL işçilerinin direniş sembolü haline geldiğini ifade ederek, kürsüden yanında getirdiği limonu gösterdi.

Uzunırmak, Mecliste TEKEL işçilerinin arkasında bir iradenin olduğunu göstermek için, ''direniş sembolü'' olduğunu söylediği limonu, kürsünün önüne bıraktı.

İletişimin zenginliğinde bir metot geliştiğini, internetten bilgiye ulaşmanın kolaylaştığını ifade eden Uzunırmak,''İnternetten indir, yapıştır, promterlerden konuş... Şeyh Edibali'nden, Mevlana'dan, Yunus Emre'den, Atatürk'ten sözleri promterden okuyup, ama onlar gibi davranmamak devlet adamlığına yakışmaz. O; insanı, söz ettiğiyle, yaptığıyla, sözleriyle eylemi birbirine uymayan, münafık nitelemesine doğru götürür. Onun için hepimizin bu alanlarda çok dikkatli davranmamız gerekir'' dedi.

AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, Uzunırmak'ın ''münafık'' nitelemesi nedeniyle söz talebinde bulundu. Birleşimi yöneten TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu, çalışma süresinin sona ermesi nedeniyle Canikli'ye söz vermedi.

Verilen aradan sonra, konuşmasının ardından Uzunırmak, ''Herhalde aynaya bakarak konuşuyor'' şeklindeki laf atmalar üzerine, AKP sıralarına doğru yürüdü.

AKP Artvin Milletvekili Ertekin Çolak'ın yanına gelen Uzunırmak, eliyle Çolak'ın yanağına dokunmak isterken, Çolak da Uzunırmak'ın elinden tutarak engellemeye çalıştı, kravatını çekti. Milletvekillerini AKP Niğde Milletvekili Muharrem Selamoğlu engellemeye çalıştı.

 

"Piyasaları oyalamak"

Bütçeler üzerinde CHP Grubu'nun görüşünü dile getiren İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam, ekonomik krizden geçerken, Türkiye'nin hangi dersleri çıkardığını sordu ancak bütçe görüşmelerinde bu konuların konuşulmadığını söyledi.

Türkiye'nin kredi notunun yükselmesi sonrasında Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün'ün, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''kriz teğet geçti'' sözüne atıfta bulunduğunu belirten Susam, ''Bir Sanayi Bakanı olaya, Başbakan'ın sözünü doğrulatma açısından bakmamalı. Başbakan'ın sözünü doğrulatmak yerine, piyasanın sesine kulak verip, çözüm bulmak zorundadır'' dedi.

Susam, bürokratların bütçeyi hazırlarken özen göstermediğini savunarak, bunun, ''kes, kopyala, yapıştır'' bütçesi olduğunu söyledi.

Hipermarketlerle ilgili tasarının yasalaşacağı söylenmesine rağmen bir türlü gündeme gelmediğini ifade eden Susam, bunun, piyasaları oyalamaktan öteye gidemediğini bildirdi.

 

"KOBİ ve esnaf bakanlığı kurulsun"

CHP Hatay Milletvekili Gökhan Durgun, 2010 yılı bütçesinin, işsize, memura, emekliye, esnafa umut vermediğini, yatırım ve üretim yerine, faizi temel aldığını, istihdamı daralttığını, yatırımlara kaynak ayırmadığını ifade etti.

Durgun, 2010 bütçesinin her kuruşunda, memur, işçi ve emeklinin hakkı bulunduğunu, ancak bu kesimlerin bütçede yer almadığını kaydetti.

CHP Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemur, esnafın çek ve senedini, hatta elektrik ve su faturasını ödeyemez hale geldiğini, cansuyu kredisinin ''tam bir fiyasko'' ile sonuçlandığını öne sürdü.

Ertemur, KOSGEB'in, KOBİ'lere destek görevinden yavaş yavaş uzaklaştığını savunarak, KOBİ ve esnaf bakanlığı kurulmasını, Halk Bankasının asli görevine dönmesini istedi.

CHP Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğan, AKP ''kadrolaşmasının'' Türk Patent Enstitüsünde de görüldüğünü, AKP'li 7 kadın milletvekilinin eşinin bu kurumda çalıştığını öne sürdü.

Aydoğan, 2009 yılı bütçesinin ''tam bir facia'' olduğunu, hedeflerin tutmadığını ifade ederek, 2010 yılı bütçesine nasıl inanacaklarını sordu.

 

"Politikaların baş sorumlusu AKP"

Bayındırlık ve İskan Bakanlığı bütçesi üzerinde söz alan CHP Muğla Milletvekili Fevzi Topuz, AKP'nin iktidara gelmesiyle, bakanlığın görev alanının daraldığını, tasfiye sürecine girdiğini, varlığının tartışılır hale geldiğini söyledi. Topuz, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün de başka bir kuruma devredilmesiyle, bakanlığa gerek kalmayacağını kaydetti.

Topuz, orta şiddetli doğal afette bile can ve mal kayıplarının fazla olmasının suçlusunun, ''altyapıya önem vermeyen, planlama yapmayan, denetim mekanizmalarını çalıştırmayan, rant yasasına göre şekillendirilmiş politikalar'' olduğunu belirterek, ''Bu politikaların baş sorumlusu olan AKP, bugüne kadar sorunları çözmek yerine, gözardı etmeyi tercih etmiştir'' diye konuştu.

MHP Edirne Milletvekili Cemalettin Uslu da KOBİ ve esnafın ''can derdinde'' olduğunu ifade ederek, ''Onlar can derdinde ancak Hükümet, onlar üzerinde hamaset siyaseti yapma duygusallığı içinde'' dedi.

 

"Kurumun adı değiştirilsin"

Bütçeler üzerinde AKP Grubu adına söz alan Kırıkkale Milletvekili Mustafa Özbayrak, Milli Prodüktivite Merkezinin çalışmaları hakkında bilgi verdi.

Özbayrak, prodüktivitenin latince kökenli bir kelime olduğunu ve Türkçe'ye uymadığını belirterek, ''Prodüktivite, verimlilik kelimesiyle değiştirilebilir. Kurumun adı da Türkiye Verimlilik Araştırması Merkezi ya da kurumu olabilir'' dedi.

Elazığ Milletvekili Tahir Öztürk de KOSGEB'in, küresel krizdeki çalışmalarının çok yararlı olduğunu söyledi. KOBİ'lerin, geleceğin Türkiye'sinde önemli bir yer tutacağını ifade eden Öztürk, Hükümetin KOBİ'lere daha fazla imkan sağlayarak, onların gelişmesine destek verdiğini kaydetti. Öztürk, 2010 yılının Türkiye için büyüme ve gelişme yılı olacağını söyledi.


Ergün'ün konuşması

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nİhat Ergün, TBMM Genel Kurulu'nda, bakanlığının 2010 yılı bütçesi üzerinde yaptığı konuşmada, global krizin, Türkiye'yi konjonktürel olarak etkilediğini, ancak ekonomide yapısal sıkıntılara neden olmadığını belirtti.

OECD tahminlerine göre, Türkiye'nin 2010'da, yüzde 3,7'lik oranla 30 ülke arasında Güney Kore'den sonra 2., 2011'de ise yüzde 4,6'lık oranla yine en fazla büyüyen ülkeler arasında sayıldığını ifade eden Ergün, ''Türkiye'nin 2011-2017 yılları arasında da yıllık ortalama yüzde 6,7'lik büyümeyi yakalayarak, üye ülkeler arasında ilk sırada yer alacak birkaç ülkeden biri olabileceği de yine tahminler arasındadır' dedi.

Nihat Ergün, bakanlığının üretici ve tüketiciler için birçok önemli faaliyeti yürüttüğünü söyledi.

Bu çalışmaların başında ''Girişimci Bilgi Sistemi''nin geldiğini dile getiren Ergün, ''Farklı kamu kurumlarınca toplanmakta olan verilerin, ortak standartlar çerçevesinde entegrasyonunu sağlamayı amaçladığımız Girişimci Bilgi Sistemi, sadece sanayi sektörünü değil; Türkiye'de sanayi ve hizmet sektöründe faaliyet gösteren tüm gerçek ve tüzel kişileri kapsayan bir sistemdir'' diye konuştu.

Ergün, 21. yüzyılda güçlü ve saygın bir ülke olmak isteniyorsa, bilim ve teknolojiye büyük önem verilmesi gerektiğine işaret etti.

''Türkiye gibi büyük bir ülke, teknolojiyi takip etmekle yetinemez. Ülkemiz, dünyanın bilim ve teknoloji üretim üslerinden biri olmalıdır'' diyen Ergün, 2012 yılında Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'dan Ar-Ge'ye ayrılan payın, yüzde 2'ye çıkmasını hedeflediklerini bildirdi. Ergün, KOBİ'lerin Ar-Ge faaliyetlerine yönelik harcamalarının yüzde 75'ini karşıladıklarını ifade etti.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Ergün, Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ile ülkede yürütülen Ar-Ge ve yenilikçilik çalışmalarına yeni bir boyut kazandırdıklarını söyledi.

Ar-Ge merkezleri için getirilen prim indirimleri ve teşvikleri anlatan Ergün, bu kanun kapsamında, nitelikli girişimciliği özendiren, yüksek eğitimli ve nitelikli gençleri iş hayatına kazandıran Teknogirişim Sermayesi Desteği uygulamasını da başlattıklarını bildirdi. Nihat Ergün, bu destekle, genç girişimcilere 100 bin lira kefilsiz, karşılıksız, geri ödemesiz hibe desteği sağladıklarını kaydetti.

 

"Parlak bir fikrim var diyen"

''(Parlak bir fikrim var) diyen genç girişimcilerimizin projelerini, ticari ürüne dönüştürme imkanı veriyoruz' diyen Ergün, şöyle konuştu:
''2002 yılında sadece 2 olan Teknoloji Geliştirme Bölgesi yani teknopark sayısı bugün 37'ye ulaşmıştır. 2009 yılı sonu itibariyle 26'sı faaliyete geçecek bu teknoparklarımızda faaliyet gösteren firma sayısı bin 191'e, istihdam edilen personel sayısı 11 bin 82'ye, biten proje sayısı 5 bin 661'e, üzerinde çalışılan proje sayısı 3 bin 476'ya, ihracat 540 milyon dolara, yabancı firma sayısı 56'ya, bu firmalarca yapılan yatırım tutarı 450 milyon dolara, alınan patent sayısı ise 281'e ulaşmıştır.
Şimdi de teknoparkların işletilmesinde yaşanan sorunların ortadan kaldırılması amacıyla Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanununda değişiklik yapılması için çalışma başlattık. Bu çalışmada, kanunun uygulamasında ortaya çıkan sorunlar giderilecek, aynı zamanda bu bölgelerin etkinliği daha da arttırılacaktır. Yapacağımız yeni düzenleme ile Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde sağlanan, destek, teşvik ve istisnalarını 2023'e kadar uzatacağız. Bu bölgelerde üretilen teknolojilerin, yaygınlaştırılması ve ticarileştirilmesi amacıyla Teknoloji Transfer Ofisleri de kuracağız.''

 

"800 bin kişiye istihdam sağlanacak"

Sanayi ve Ticaret Bakanı Ergün, 120 organize sanayi bölgesinin altyapı inşaatının tamamlandığını, bununla yaklaşık 800 bin kişiye istihdam imkanı sağlanacağını söyledi.

Ergün, 429 küçük sanayi sitesinin üstyapı ve altyapı inşaatının da tamamlanmasıyla, yaklaşık 460 bin kişinin daha sağlıklı şartlarda çalışma imkanı bulacağını dile getirerek, esnaf ve sanatkarların sorunlarını çözme konusunda bugüne kadar hiçbir fedakarlıktan kaçınmadıklarını kaydetti.

Nihat Ergün, 2002'de yüzde 59 seviyelerinde olan kredi faiz oranının, 1 Eylül 2009 tarihi itibarıyla yüzde 8'e düştüğünü hatırlattı.

Esnafa 2002'de 153 milyon TL kredi kullandırılmışken, bu miktarın 2009 yılı Kasım ayı sonu itibariyle 3,6 milyar liraya çıktığını belirten Ergün, KOSGEB aracılığıyla 100 bin esnaf ve sanatkara 25 bin lira, bayan girişimcilere ise 30 bin liraya kadar kredi desteği sağladıklarını bildirdi.

Bakan Ergün, ''KOSGEB, 2003'ten Ekim 2009 tarihine kadar yönetmelik destekleri kapsamında; toplam 244 milyon TL tutarında destek ödemesi gerçekleştirmiş, kredi faiz desteği ile bankalar aracılığıyla verilen kredilerde 5,2 milyar lira tutarında kredi hacmi oluşturmuştur. 2009 yılında KOSGEB tarafından, Ekim ayı sonu itibariyle 10 bin 594 işletmeye 54 milyon lira destek sağlanmıştır' diye konuştu.

Bu yılın Ekim ayına kadar işletmelere, kredi faiz destekleri kapsamında, 33 milyon liralık faiz desteğine karşılık, 1,3 milyar liralık kredi hacmi oluşturulduğunu belirten Ergün, ''2009 Kasım ayında ise işletmelerimize yönelik 3 ayaklı yeni bir kredi destek programını uygulamaya koyduk ve 2,5 milyar lirayı aşan bir kredi desteği sağladık'' dedi.

Ergün, Kredi Garanti Fonunun sermayesinin 60 milyon liradan 240 milyon liraya çıkarıldığını ifade ederek, yeni pazarlara açılma konusunda anahtar rol oynayacak tasarım politikası oluşturmak için bakanlığın girişimleriyle Türkiye'de ilk kez Türk Tasarım Danışma Konseyi kurulduğunu vurguladı.

 

'Bu, en gelişmemiş ülkelerde bile denenmemiş bir yoldur'

CHP Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz, Avrupa'da karayolu taşımacılığının yüzde 60, Türkiye'de ise yüzde 90'ları bulduğunu söyledi. İllerin ulaşım politikasının ve planlamasının olmadığını ileri süren Ağyüz, planlaması yapılmadan İstanbul'a 3. köprü yapılmak istendiğini iddia etti. Yaşar Ağyüz, ''Başbakan, Ulaştırma Bakanı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, helikoptere biniyor ve (köprü şuradan geçsin) diyor. Bu, en gelişmemiş ülkelerde bile denenmemiş bir yoldur'' dedi.

Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının (TİB) uygulamalarını eleştiren Ağyüz,''TİB, 'Yargıtay dinlenmedi' diyor ama ertesi gün bakıyorsunuz dinlediği ortaya çıkıyor. Bu nasıl oluyor, biz kime güveneceğiz? Telefon dinleyerek korku imparatorluğu yaratmak ancak faşist sistemlerde olur, demokrasilerde olmaz. Abdülhamit döneminin jurnalciliğini yaşıyoruz sanki. Yargı mensupları, gazeteciler baskı altında'' ifadelerini kullandı. CHP'li Ağyüz, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, bütçenin tümü üzerinde yaptığı konuşmayı eleştirerek, ''Başbakanın konuşmasından ürktüm, içeriğinde bir şey yoktu. Başbakana geçmiş olsun diyorum. Sesimizi kesmeye çalışırken, ilahi adalet onun sesini kesti. Ben böylece Başbakanın açılım rüyasından uyanmasını ve asıl meseleyle, ekonomiyle uğraşmasını temenni ediyorum'' dedi.

'Bir koyundan 8 post çıkarmaya çalışıyor'

CHP İzmir Milletvekili Oğuz Oyan, bütçeye ilişkin eleştirilerini dile getirdi. ''Bu bütçenin IMF'siz olduğunun'' söylendiğini belirten Oyan, ''7 yıllık AKP iktidarının 5,5 yılı IMF çatısı altında geçireceksin, sonra da 'bu bütçe IMF'siz diyeceksin.' Bunu kabul edemeyiz. Biraz samimi olmak lazım'' diye konuştu. Oğuz Oyan, ''2001 krizi, 3 partiyi Meclis'ten sildi, AK Parti'yi de 2 kez iktidara taşıdı. Ancak Sayın Başbakan, hala 2001 krizine vurmaya devam ediyor. Bir koyundan 8 post çıkarmaya çalışıyor'' dedi.

CHP İstanbul Milletvekili Esfender Korkmaz ise özelleştirme gelirlerinin ''çar çur edildiğini'' öne sürdü. Türk Telekomun dışında, 20 yılda 26,9 milyar dolarlık özelleştirme yapıldığını ifade eden Korkmaz, bunun 18 milyar dolarının Hazine'ye, geri kalanının da KİT'lere aktarıldığını söyledi. Korkmaz, Türk Telekomun satışından dışarıya 20 yılda 25 milyar dolar gideceğini iddia etti.
 

'Vergiden de vergi alınıyor'

CHP İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek de bütçede, ÖTV ve KDV'de artışlar öngörüldüğünü söyledi. Akaryakıttan ve tütün mamüllerinden alınan vergide de artışlar olacağını ifade eden Özyürek, ''Dünyada en pahalı benzin ve motorin Türkiye'de satılıyor. AB ülkeleri arasında en yüksek ÖTV de bizde tahsil ediliyor. Ayrıca vergiden de vergi alınıyor'' dedi. Akaryakıtın pahalı olmasının özellikle tarım sektörünü etkilediğini dile getiren Özyürek, balıkçılara tanınan vergi muafiyetinin çiftçilere de tanınmasını istedi. Mustafa Özyürek, yasadışı vergi toplama yollarına başvurulduğunu iddia etti.

 

'Havacılık çok hızlı gelişen bir sektör'

MHP milletvekilleri, Ulaştırma ve Maliye bakanlıklarının 2010 yılı bütçeleri üzerinde görüşlerini dile getirdi. MHP Adana Milletvekili Kürşat Atılgan, havacılığın, çok hızlı gelişen bir sektör ve hayatın nedeni olduğunu dile getirdi. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün, kanunla kendisine verilen görevi yerine getiremediğini, bunu yerine getirecek teşkilat ve kadrodan yoksun olduğunu savunan Atılgan, 134 kişiyle, sivil havacılığın idare edilemeyeceğini, denetlenemeyeceğini, planlanamayacağını söyledi. Atılgan, genel müdürlüğün müsteşarlık düzeyinde olmasını, en az 300-350 kişilik nitelikli kadroyla, yeniden oluşturulmasını önerdi.

Atılgan, bağımsız bir kaza kırım kurumu oluşturulmasını isteyerek, böylece kamuoyunun doğru bilgilendirileceğini, bilgi kirliliğinin önleneceğini ifade etti. Türkiye'de sivil havacılıkta kaza oranının yüksek olduğunu savunan Atılgan, vatandaşların uçakla seyahat etmesini istediklerini ancak can güvenliğinin de önem taşıdığını söyledi. Atılgan, sivil havacılık sektörünün hızlı büyüdüğüne işaret ederek, ''Hızlı büyümek iyidir ama emniyet içinde hızlı büyümek önemlidir'' dedi.

 

'2,5 yılda yollar eskiyor'

MHP İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu, ulaştırma sektörünün sadece uçak yolcu sayısından ibaret olmadığını söyledi. Tanrıkulu, üretemeyen ekonomide, yük taşımacılığının da artamayacağına işaret etti. Hükümetin, ulaştırma ana planı yerine, ulaştırma ana stratejisi hazırladığını ifade eden Tanrıkulu, ''Planı olmayan bir strateji metni, herhangi bir yaptırımı olmadığı için bakanlık ve sektöre nasıl yol haritası olacak?'' diye sordu. Tanrıkulu, duble yolların kazaları azalttığı iddiasının doğru olmadığını, kaza sayısı ve ölümlerin arttığını savundu. Tanrıkulu, Avrupa'da yolların 15-20 yılda, Türkiye'de ise 2-2,5 yılda eskidiğini ifade etti.

 

'İhaleler uçakta yapılıyor'

MHP Aydın Milletvekili Ertuğrul Kumcuoğlu da AKP'nin ekonomi ve maliye politikası bulunmadığını öne sürdü. Ekonomi ve maliye politikasının en önemli unsurunun vergi politikası olduğuna dikkati çeken Kumcuoğlu, uzun bir bilgisayar çıktısı göstererek, ''Türkiye'nin vergi sistemiyle ne kadar oynadığınızı gösteriyor. 47 kez vergi sistemiyle oynadınız'' dedi.

MHP İstanbul Milletvekili Ümit Şafak, AKP'nin, yüzde 9'larda aldığı işsizlik oranını yüzde 14'lere çıkardığını, milletin elinden işini ve aşını aldığını iddia etti. İktidarın özelleştirme yerine, yabancılaştırmayı tercih ettiğini öne süren Şafak, Kamu İhale Kanununda değişiklik yapılarak, bazı kurumların kanun kapsamı dışında bırakıldığını söyledi. Şafak, ''Zaten ihaleler uçakta yapılıyor. Kamu İhale Kurumunu kapatın da siz de rahat ihale yapın'' dedi.

 

'Türkiye, dünya ticaretinden giderek daha yüksek pay alıyor'

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TBMM Genel Kurulunda, bakanlığının 2010 yılı bütçesi üzerindeki eleştirileri yanıtladı. Türkiye'nin küresel krizden bir miktar etkilendiğini, etkilenmemesinin de düşünülemeyeceğini belirten Şimşek, ''Çünkü Türkiye, son yıllarda dünya ekonomisinden ve dünya ticaretinden giderek daha yüksek pay alan bir ülke'' dedi. Şimşek, Türkiye'nin, geçmişte iç dinamiklerinden kaynaklanan krizlere oranla, bu dönemde çok büyük dayanıklılık gösterdiğini, büyük bir başarı ortaya koyduğunu dile getirdi.

Bu dönemde son 60 yılın en büyük küresel krizinin yaşandığına işaret eden Şimşek, dünyada kredi notu 2 kademe artan tek ülkenin Türkiye olduğunu söyledi. Şimşek, Türkiye'nin, risk primi azalmış bir çok Avrupa ülkesine göre çok daha iyi bir performans gösterdiğini kaydetti. Şimşek, Türkiye'de geçmiş krizlerde enflasyon ve faizlerin yükseldiğini, bu dönemdeyse tam tersinin görüldüğünü belirterek, borçlanma faizlerinin tek haneye düştüğünü hatırlattı. Şimşek, 1990-2002 döneminde, dünya enflasyon liginde her zaman ilk 10'da yer alan Türkiye'nin, bugün ilk 20'de bile olmadığını vurgulayarak, bunun, enflasyonda alınan mesafeyi göstermesi açısından çok önemli olduğunu anlattı.
 

'İddialı bir artış'

Maliye Bakanı Şimşek, 2010 yılı vergi gelirlerinin gerçekçi olmadığı eleştirilerini de yanıtladı. Şimşek, gelecek yıl, 2009 yılı gerçekleşme beklentisine göre, vergi gelirlerinde yüzde 18,2'lik artış öngördüklerini, bunun iddialı bir artış olduğunu söyledi. Bu artışın arkasında bazı faktörler bulunduğuna işaret eden Şimşek, yüzde 18,2'lik artışın nereden sağlanacağına açıklık getirdi. Şimşek, 6,4 puanın, orta vadeli programda öngördükleri bazı maktu vergi ve harçlarında yapılacak güncellemelerden olduğunu dile getirerek, ''Geçmiş dönemde vergilerini ödemeyen bazı KİT'lerin, kamu şirketlerinin, mesela BOTAŞ gibi şirketlerin, mali durumunu iyileştireceği, 2010 yılı vergi yükümlülüklerini yerine getirebilecekleri, geçmiş dönemdeki borçlarını ödeyebilecekleri varsayımı var. Bu varsayım, şu an için gerçekçi. Ancak şartlar değişirse, buna da bakarız'' dedi.

Bu yıl yapılacak vergi indirimlerinin 2010'da devam etmeyeceğini, buradan da 1,9 puanlık artış sağlanacağını bildiren Şimşek, 2 puanın da petrol ve tütün ÖTV'sinin gelecek yıl tam olarak uygulanmasından elde edileceğini kaydetti. Bakan Şimşek, şöyle devam etti: ''Bütün bu değerlendirmeler çerçevesinde bakarsanız, aslında yüzde 18'lik artışın, bahsettiğimiz nedenlerden dolayı gerçek artışı, aslında yüzde 7,9'dur. Öngördüğümüz gerçek artış yüzde 7,9... Nominal büyüme, yani reel büyüme artı deflatörün yüzde 8,67 olduğu dikkate alınırsa, yüzde 7,9'luk vergilerdeki öngördüğümüz artışın, makul, gerçekçi olduğunu göreceksiniz. Bu varsayımlardan bazıları gerçekleşmezse, yeni önlemler almamız gerekebilecek. Şu an itibariyle bu varsayımların gerçekçi olduğu kanısındayız.''
 

Özelleştirmeden aktarılan miktar

Özelleştirmelerin, şeffaf ve rekabetçi bir süreç içinde yapıldığını, ''saklı-gizli'' bir şeyin bulunmadığını kaydeden Şimşek, Dünya Bankası'nın, Türkiye'yi bir çok ülkeye örnek gösterdiğini söyledi. Şimşek, 1995-2002 yılları arasında Hazineye, özelleştirmeden dolayı yaklaşık 3 milyar dolar, 2003-2009 döneminde ise 24 milyar 210 milyon dolar aktarıldığını bildirdi. Bakan Şimşek, bir soru üzerine, Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Kanunu'nun, uzatılmasına ilişkin bir çalışmanın bulunmadığını ifade etti.

 

'Yolları bölüyoruz, hayatları birleştiriyoruz'

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Ulaşım Ana Stratejisi Planı ile ulaşımda gelecek 10 yılın planlamasını yaptıklarını söyledi. 2002'ye kadar 6 bin 101 kilometrelik bölünmüş yol yapılmışken, 7 yılda 11 bin 337 kilometrelik yol yaparak, toplamda 17 bin 438 kilometrelik duble yola ulaştıklarını belirten Yıldırım, ''2012 hedefimiz, 22 bin 500 kilometre bölünmüş yol yapmak. 2023 yılında ise 64 bin kilometre olan yolların yarısı bölünmüş hale gelecek'' dedi.

Bakan Yıldırım, 2003'te 6 il bölünmüş yollarla birbirine bağlıyken, bugün bu sayının 63 ile çıktığını ifade ederek, hedeflerinin 81 ilin de birbirine bölünmüş yollarla bağlanması olduğunu bildirdi. Yıldırım, ''Yolları bölüyoruz, hayatları birleştiriyoruz'' dedi. ''Aşık Veysel sağ olsaydı, 'uzun ince bir yoldayım' dizesini, 'uzun duble bir yoldayım, gidiyorum gündüz gece' diye söylerdi'' diyen Yıldırım, muhalefetin duble yolları eleştirdiğini hatırlattı. Yıldırım, ''Keşke yapsaydınız da siz de böyle yapsaydınız'' dedi. Bakan Yıldırım, bölünmüş yolu su böreği yapımına benzeterek, ''Bölünmüş yolları su böreği gibi yapıyoruz, kat kat, 40 kat, tabaka tabaka, işleye işleye yapıyoruz'' ifadesini kullandı.

Ulaştırma Bakanı Yıldırım, kendisine laf atan MHP'li milletvekillerine, ''Siz küçümseyebilirsiniz ama sizin genel başkanınız teşekkür etti'' dedi. Yıldırım, bölünmüş yolların sadece hayat kurtarmadığını, ekonomiye de hayat verdiğini söyledi.
 

'İş yapmasını biliriz ama laf yapmasını hiç bilmeyiz'

Yıldırım, MHP'li milletvekillerinin, ''Duble yolları yapan eski iktidarlara da teşekkür edin'' sözleri üzerine, ''Biz teşekkür etmesini de yol yapmasını da iş yapmasını da biliriz ama laf yapmasını hiç bilmeyiz'' dedi. Bir kilometre bölünmüş yolun, zaman ve yakıt tasarrufu açısından ekonomiye katkısının 400 bin lira olduğunu ifade eden Yıldırım, 17 bin 500 kilometre için bunun hesabının yapılması durumunda, ekonomiye 7 milyar liralık bir katkının olduğunu bildirdi. Bölünmüş yollara 33 milyar lira harcadıklarını kaydeden Yıldırım, ''Daha şimdiden 7 milyar lirası geri geldi'' diye konuştu.

Bakan Yıldırım, ülkede motorlu araç sayısında yüzde 77 artış varken, kazalarda ölen insan sayısında azalma meydana geldiğini söyledi. Şoförlerden kaynaklanan kazalarda artış olmasına rağmen, yollardan kaynaklanan kazalarda azalma olduğuna işaret eden Yıldırım, ''Yolların kralı olmaz, kuralı olur'' dedi. Havacılık sektöründe yapılanları da anlatan Binali Yıldırım, Ankara Esenboğa Havalimanını Avrupa'nın en iyi havaalanlarından birisi haline getirdiklerini söyledi. Yıldırım, iktidarlarından önce ve sonra yapımına başlanan, bitirilen yolları anlattı. 11 yılda yüzde 50'si yapılan Bolu Tüneli'ni iktidarlarında tamamladıklarını, yüzde 42'si tamamlanan Ankara-Samsun yolunu bitirdiklerini ifade eden Yıldırım, Ankara-İzmir yolunu da açtıklarını bildirdi.
 

'Krize inat, yol yapmaya devam'

''Edirne'den Doğubeyazıt'a kadar gidin, her 5 kilometrede bir karayolu şantiyesi göreceksiniz'' ifadesini kullanan Yıldırım, ''Krize inat, yol yapmaya devam ediyoruz. Krizde durmadık, yola devam dedik ve bundan sonra devam edeceğiz'' dedi. Binali Yıldırım, muhalefet sıralarından laf atılması üzerine, ''86 yılın ihtiyaçlarının hepsini benden istiyorlar, sağolun varolun hepsini yapacağım. Siz yeter ki bunları takdir edin, arada sırada da 'iyi olmuş' deyin'' diye konuştu.

Binali Yıldırım, konuşması sırasında sesi kısılınca, ''Sesime inat, hizmetlere, çalışmalara devam edeceğiz. Hiç kimse bizim sesimizi kısamaz. Bizim sesimizi açan da gürleştiren millettir, sesimizi kısacak olan da yine millettir'' dedi. Yıldırım, 2003'te 8,5 milyon insan uçakla uçarken, bugün 36 milyon insanın uçakla uçtuğunu belirterek, dünyada havacılığın her yıl yüzde 5, Türkiye'de ise yüzde 53,5 büyüdüğünü söyledi.

''Milli bayrak taşıyıcımız'' dediği THY'nin, Avrupa'daki pazar payını yüzde 4'ten yüzde 8'e çıkardıklarını ifade eden Yıldırım, ''THY, dünya uçakla seyahat pastasından 10 binde 5 pay alırken, bugün yüzde 1,5 pay alıyor'' dedi.

 

'TCDD'deki eylemler maksadını aşmıştır'

Kısa sürede çok fazla yol yaptıkları için istimlak bedellerine ilişkin hukuki davaların zaman aldığını, ödemelerde gecikme yaşandığını belirten Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Maliye Bakanlığı ile vardıkları mutabakat çerçevesinde, 2010'da ödemeleri hızlandıracaklarını bildirdi. TCDD'de memurların ''iş bırakma'' eylemine ilişkin eleştirileri de yanıtlayan Yıldırım, işçinin hak arama yönünde yapacağı çalışmaların, ''başlarının üzerinde yeri'' olduğunu söyledi.

Yıldırım, ancak buradaki eylemlerin maksadını aştığını ifade ederek, ''Yürüyen trenler gece yarısı durdurulmuş, yolcular, makinistler indirilmiş, sinyaller yeşilken kırmızıya çevrilmiş, trenin frenleri sökülmüş... Bunun gibi, eylemin içeriğiyle bağdaşmayan hareketlerde bulunan arkadaşlar için soruşturma başlatılmış, 16 kişilik gruptan 6'sının soruşturması tamamlanarak, tekrar görevlerine iade edilmiştir. Bu soruşturma tamamlanınca diğerlerinin durumu da netlik kazanacaktır. İşten çıkarılma söz konusu değil. Açığa alınma, hem işletmenin emniyeti için hem de araştırmanın daha sağlıklı yapılması için gereken bir uygulamadır'' diye konuştu.

Yıldırım, yolcuların, bu mağduriyete destek vermediğini dile getirerek, bazı çalışanların başlattığı bu eylemde, hak arama mücadelelerine sonuna kadar saygılarının bulunduğunu söyledi. TBMM Genel Kurulunda, konuşmaların ardından Ulaştırma ile Maliye bakanlıkları, Karayolları Genel Müdürlüğü, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, Denizcilik Müsteşarlığı, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, Gelir İdaresi Başkanlığı, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ve Kamu İhale Kurumu'nun bütçeleri kabul edildi.

 

 

 

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler