"Kararnamenin gecikmesi tedirginlik yaratıyor"

Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV), Adli ve İdari yargıda 2009 güz dönemi atama kararnamesinin çıkarılmasındaki gecikmenin yargı mensupları arasında "tedirginlik" yarattığını bildirdi.

Yayınlanma: 28.12.2009 - 13:36
Abone Ol google-news

YARSAV Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada, Danıştay üyelerinin seçimlerinin tamamlandığı hatırlatılarak, "Yargıtay üyelerinin seçiminin gecikmesi ve Yargıtay'da üye sayısının yetersizliği nedeniyle heyetlerin oluşturulamaması dolayısıyla yüksek yargının kan kaybının giderilememesi de soru işaretleri yaratmaktadır" denildi.

Açıklamada, atama kararnamelerindeki gecikmelerin önlenmesi için, HSYK'nın işlem ve görüşmelerindeki gizliğin kaldırılması, yargıç ve savcıların arasında istek dışı atamaların yapılmaması gerektiğinin altı çizildi. Yargıçların, "güvencesiz" olarak çalışması uygulamasına da son verilmesinin istendiği açıklamada, HSYK'nın yapısının değiştirilmesi, Adalet Bakanı ve Bakanlık Müsteşarının da kuruldan çıkarılmasının gerektiği vurgulandı.
 

Yapılması gerekenler

Açıklamada, gecikmenin giderilmesi için yapılması gerekenler şöyle sıralandı:

-Adalet Bakanlığı'na bağlı Personel Genel Müdürlüğü'nün kararname hazırlığına ilişkin görevleri kaldırılmalı, yargıç ve savcıların her türlü sicil dosyaları da Yüksek kurula devredilmelidir. Yargıç ve Cumhuriyet savcılarının atama kararnameleri, Yüksek kurula bağlı görevliler tarafından hazırlanmalıdır. Bu nedenle 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Yasası, 2461 sayılı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Yasası ile 2992 sayılı Adalet Bakanlığı Teşkilat Görevleri'ne ilişkin Yasada değişikliğe gidilmelidir.
 

"Kararnameler takvime bağlanmalıdır"

-Yargıçların ve Cumhuriyet savcılarının atama ve yetkilendirme işlemleri, kıdem, kariyer, uzmanlık ve liyakatı esas alan yazılı, somut ve nesnel ölçütlere bağlanmalıdır. Yargıç güvencesinin gereği olarak atama kararnameleri bir takvime bağlanmalı ve gecikmeden doğan mağduriyetler gözetilerek, öngörülen sürede çıkartılması sağlanmalıdır.

-2461 sayılı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Yasası'nda değişikliğe gidilerek HSYK'nun işlem ve görüşmelerindeki gizlilik kaldırılmalı, yönetimde açıklık ilkesi Yüksek kurulun bütün faaliyetlerinde esas alınmalı, özellikle atama kararnamelerinde yeralan meslektaşlarımızın bu konuda önceden bilgi sahibi olması sağlanmalıdır.

-Yargıçlık ve savcılığın farklı meslekler olduğu gözetilerek, atamalarda kişinin isteği olmaksızın mesleğinin değiştirilmesi hukuka uygun olmayacağından, bu iki meslek grubu arasında istek dışı atama ve yetkilendirmeler yapılmamalıdır.

-"HSYK'nin yapısı değiştirilmeli"

-Yargıçların, Adalet Bakanlığı merkez teşkilatında üstelik de güvencesiz olarak çalışmaları uygulamasına son verilmeli, bu yapılana kadar 2802 sayılı Yasa'nın 38 nci maddesi uyarınca Bakan tarafından Bakanlık dışında bir başka göreve atanmaları talep edilen Adalet Bakanlığında görevli yargıçlar hakkında, Danıştay'ın konuya yönelik kararları gözetilerek, haklı ve hukuka uygun gerekçe içermeyen Bakan istekleri işleme konulmamalıdır.

-Kendi istekleri ile Yargıtay tetkik hakimliğinden bir başka göreve atanma istemlerinde, yargıçların memur olmadığı, bu nedenle herhangi bir kurul ya da kişinin muvafakatına bağlı tutulamayacakları temel ilkesi ve güvencesi gözetilmelidir.

-HSYK' nun yapısı değiştirilmeli, yürütme organının temsilcisi Adalet Bakanı ve bürokratı olan Bakanlık Müsteşarı, konumundan yararlanarak yakın tarihimizde Yüksek kurulu çalışamaz hale getirmesi olgusu da gözetilerek HSYK'dan çıkartılmalıdır. Cumhurbaşkanı'nın Yüksek kurul üyelerini seçme yetkisi kaldırılmalı, demokratik ilkeler gözetilerek, yargıç ve Cumhuriyet savcılarının temsilinde adalete uygun bir yapı oluşturulmalı, atama kararnamelerinde siyasi iradenin etkisi tartışma konusu olmaktan çıkartılmalıdır. HSYK kararlarına karşı etkili başvuru yolu açılmalıdır. Bu konuda Anayasa'da ve 2461 sayılı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Yasası'nda değişikliğe gidilmelidir.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler