'Böylesi hiç görülmedi'
Siyasetçiler ve STK'ler, Başbakan'ın basını boykot çağrısıyla felsefesini ortaya koyduğunu vurguladılar. CHP lideri, Erdoğan'ın partililere medyayı boykot çağrısı yapmasını sert bir dille eleştirdi. Baykal, "Başbakan'ın çağrısı sadece ruh halini değil, siyasi felsefesi, düşünce tarzı, eline imkân geçtiği zaman nasıl toplum yaratılacağı konusunda ipuçları veriyor"dedi.
Başbakan’ın Deniz Feneri haberlerine kızdığını belirten Baykal, “Bir defa hedefi yanlış seçmiş. Basın organlarına kızacağına, doğrudan Alman mahkemesine kızsın, gücü yetiyorsa Almanya’ya nota versin. Almanya’ya ambargo koysun” diye konuştu.
Deniz Baykal, AKP liderinin medyayı boykot çağrısına tepki gösterdi, DDK’yi göreve çağırdı
‘Erdoğan dikta hevesinde’
Erdoğan’ın, Deniz Feneri yolsuzluğunu haber yapan medyayı boykot çağrısına tepki gösteren Baykal, “Başbakan’ın muhalif gazeteleri boykot çağrısı sadece ruh halini değil, siyasi felsefesi, düşünce tarzı, eline imkân geçtiği zaman nasıl toplum yaratılacağı konusunda ipuçları veriyor” dedi. Baykal, Erdoğan’ın bu tavrının altında hukuka saygısızlık ve dikta hevesi yattığını söyledi.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Deniz Feneri haberlerine tepki gösteren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın partililere “Bu gazeteleri evlerinize sokmayın” çağrısı yapmasını “Bütün bunların altında istibdat, dikta hevesi yatıyor. Bir kısım medyayı düşman ilan ediyor, bir sonraki aşama bu gazetelerin yayımlanmasını engellemek, imkân bulursa yasaklamaktır” sözleriyle değerlendirdi.
CHP lideri Baykal, dün CNN Türk’te yayımlanan Ankara Kulisi programına katıldı. Baykal, Başbakan Erdoğan’ın bazı gazetelere boykot çağrısıyla ilgili soruya şu yanıtı verdi:
“Başbakanın muhalif gazeteleri boykot çağrısı sadece ruh halini değil, siyasi felsefesini, düşünce tarzını, eline imkân geçtiği zaman nasıl toplum yaratılacağı konusunda ipuçları veriyor. Asıl dünya görüşünü ortaya koyuyor. Siyasi hayatım boyunca böyle bir şeye tanık olmadım. Böyle bir kampanya yapması tasavvur edilecek şey değil. Başbakanın görevi onların da haklarını korumaktır. Hırslarıyla, tepkileriyle ortalığa nizam vermeye çalışıyor, husumet duyuyor, bölücülük yapıyor. Başbakan olduğunu unutuyor. Demokratik siyasi hayatta böyle bir duyguyu taşıma lüksümüz yoktur. Başbakan Deniz Feneri haberlerine kızıyor. Bir defa hedefi yanlış seçmiş. Basın organlarına kızacağına, doğrudan Alman mahkemesine kızsın, gücü yetiyorsa Almanya’ya nota versin, Almanya’yı ambargoya alsın. Şimdi bu Türk basınına karşı ambargo uygulamasıdır. Bu ambargo kesin işlemez. Bu değerlendirme Başbakan’a zarar verir. İnsanlar bir gazeteyi birisi uygun görüyor diye almazlar ihtiyaçtan dolayı alırlar. Nazlı Ilıcak’a çok yumuşak değerlendirme yaptı diye, çıktı ona ‘yataklık yapıyor’ dedi. Bunun altında husumet yapıyor, husumetle basın özgürlüğü bağdaşmaz. Senin gibi düşünmeyen insana husumet duyamazsın o ayrı bir iş. Hukuka saygısızlık var, bütün bunların altında istibdat, dikta hevesi yatıyor. Devlet parasıyla alınan medyaya da ‘ben yanlış yapsam da beni destekleyeceksin’ diyor. O insanları istemedikleri bir safı seçmeye zorluyor. Bu kabul edilemez. Bugüne kadar hiçbir başbakanın yapmadığı bir şey, kendi ülkesinde haberleşme özgürlüğünü kullanan bir kısım medyayı ‘evinize sokmayın’ diyor, onları düşman ilan ediyor, onları ayırıyor. Bu, totaliter bir anlayıştır.”
CHP lideri Baykal, RTÜK Başkanı Zahid Akman’ın derhal istifa etmesi gerektiği görüşünü yineledi. Baykal, “Türkiye’de Deniz Feneri olayının üzerine gidileceği konusunda umudunuz var mı” sorusu üzerine şunları söyledi: “Almanya’daki yargılama Türk yöneticilerini, yönetimini ve yargısını ağır itham altında bırakan bir yargılama oldu. Almanya, Kanal 7, Deniz Feneri’ne baskın yapın, diyor, İçişleri Bakanlığı reddediyor. Almanya’nın kararlılığını Türkiye’de göremiyoruz. Bunlar mı soruşturacaklar? Bu olay siyasi ve ideolojiktir. Bu işi yapanlar AKP kadroları. Başbakan, bu kişiyi tanımıyorum, dedi, fotoğraflar çıktı, kaytaran bir başbakan görüntüsüne girdi. Çok umutlu değilim. Bunlar ciddi bir yetkiyle işin üzerine gitmiyorlar, gidemezler. Bu bir AKP prodüksiyonudur. Kanal 7 haberlerinin yayımlanmasına kızan bir Başbakan’ın bulunduğu ülkede hesap sorulması imkânı var mıdır? Kaytarma yaklaşımı içindeler.”
Baykal bir başka soru üzerine “Meclis Başkanı ‘hukuki yaptırım imkânımız yok’ diyor. Olabilir ama Meclis Başkanı gibi bir insan ‘bu olmaz’ deyip daha açık, daha kararlı ifadelerle hüküm verdiği anda orada durulamaz artık. Gerekirse bir direnç olursa Cumhurbaşkanı da bu noktada çağırıp ‘istifa et’ diyebilir. Olmazsa Devlet Denetleme Kurulu’nu (DDK) devreye sokabilir. DDK bu olayda devreye girmeyecek de ne zaman girecek? Bu tablo karşısında Cumhurbaşkanı susabilir mi, derhal harekete geçmelidir, Cumhurbaşkanı da düğmeye basmalıdır, tavır takınmalıdır” görüşünü dile getirdi.
Baykal, Söğüt şenliklerinde Cumhurbaşkanı Gül ile samimi görüntülerinin dikkat çektiği anımsatılarak yöneltilen bir soruya “Cumhurbaşkanı ile ciddi devlet meselelerini konuşmuş değiliz. Protokol gereği yan yana oturduk. Bu Sayın Gül’ün de, benim de tercihimiz değildi. Ben geçmişte cumhurbaşkanı olmasına karşı çıktım, bugün de onun yanlış olduğundan hiç kuşku duymuyorum. Bugün bu kadar olay oluyor, cumhurbaşkanı hükümete ‘dur’ diyebilme anlayışında değildir. Anayasayı içine sindiren bir cumhurbaşkanı olsaydı bugün her şey farklı olurdu” yanıtını verdi.
‘Türkiye despotik sopa ile yönetiliyor'
TGC, Erdoğan’ın tutumunun demokrasiyle bağdaşmadığının altını çizerek boykot çağrısını “benzeri olmayan bir basın düşmanlığı” olarak nitelendirdi. TGC Başkanı Erinç, “tartışmaların ifade özgürlüğünü engelleyecek yeni girişimlere yol açacağını” belirtti.
Basın Konseyi Başkanı Ekşi, çağrının “Türkiye’nin nasıl bir despotik sopa ile yönetildiğini gösterdiğini” söyledi. ÇGD ve Türkiye Gazeteciler Federasyonu boykot çağrısını “ilkellik” olarak değerlendirerek Başbakan’ın gerçeklerden korktuğunu vurguladı.
Erdoğan’ın yolsuzlukları haber yapan medyaya savaş açması meslek örgütlerini ayağa kaldırdı
‘Basın düşmanlığı’
TGC Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada, Erdoğan’ın tutumunun demokrasi ve hukukla bağdaşmadığının altı çizildi. Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi, Erdoğan’ın tavrının, “Türkiye Cumhuriyeti’nin nasıl bir despotik sopa ile yönetildiğini gösteren çok açık bir kanıt” olduğunu söyledi. ÇGD ve Türkiye Gazeteciler Federasyonu tarafından yapılan açıklamalarda boykot çağrısı kınanırken, muhalefet partileri de Erdoğan’ın tekses özlemine tepki gösterdi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Doğan Grubu gazetelerine yönelik boykot çağrısına meslek örgütleri tepki gösterdi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu, Başbakan’ın, yayınlarından hoşlanmadığı gazetelerin boykot edilmesi çağrısını, “benzeri olmayan bir basın düşmanlığı” olarak nitelendirdi. Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi, Erdoğan’ın boykot çağrısının akıl alacak bir iş olmadığını belirterek “Bu, Türkiye’nin nasıl bir despotik sopa ile yönetildiğini gösteren çok açık bir kanıt” dedi. Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Başkanı Ahmet Abakay da Erdoğan’ın tutumunun ilkel olduğuna işaret ederek, “Başbakanlığından utanç duyuyorum” diye konuştu.
TGC Yönetim Kurulu açıklamasında, “Sorumlu bir Başbakan olarak ifade özgürlüğünü ve çoksesliliği sağlama görevini üstlenmiş olmasına karşın sayın Erdoğan’ın partililerine yaptığı boykot çağrısını demokrasi ve hukukla bağdaştırma olanağı yoktur. Benzer çağrıların geçmişte askeri yönetimler döneminde yapılmış olması, tedirginliğimizi daha da arttırmaktadır. Sayın Başbakan’ın Türkiye adına Avrupa Birliği’ne ve Avrupa Konseyi’ne verilmiş olan sözleri yerine getireceğine duygusal bir yaklaşımı tercih ediyor olması da yadırgatıcıdır. Başbakan’ın izlediği yöntemin demokrasilerde çıkar yol ve bütünleştirici bir yaklaşım olmadığını kamuoyuna bir kez daha duyururuz” denildi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, son günlerde yaşanan tartışmalar üzerine basın meslek örgütlerine de olağanüstü toplantı çağrısı yaptı. Toplantı 23 Eylül Salı günü TGC’de gerçekleştirilecek.
TGC Başkanı Orhan Erinç, “tartışmaların ifade özgürlüğünü ve çoksesliliği engelleyecek yeni girişimlere yol açacağı” konusunda endişelerinin olduğunu söyledi.
Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Nazmi Bilgin de, Başbakan’a tepki göstererek “Gazetelerin denetçisi Başbakan değildir” dedi. Bilgin, son gelişmeleri değerlendirmek üzere Türkiye Gazeteciler Federasyonu Yönetim Kurulu’nu toplantıya çağırdığını ve daha sonra da Başkanlar Konseyi’nin toplantıya çağrılacağını bildirdi.
Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi de, Erdoğan’ın boykot çağrısının demokratik rejimle yönetildiğini iddia eden hiçbir ülkede karşılaşılamayacak bir olay olduğunu belirterek “Bir başbakan eğer ülkesini gerçekten demokrasi rejimiyle yönetiyorsa, önce insanlara ‘Sadece beni değil, başkalarını da dinleyin. Gerçeğini bulabilmek için her türlü iletişim aracından yararlanın’ demesi gerekir. Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı bunun tam tersini yapıyor” diye konuştu. Erdoğan’ın yalnızca kendi beğendiği yayınların izlenmesini, başkalarına gözlerin kapatılmasını istediğini kaydeden Ekşi, “Bu, Türkiye Cumhuriyeti’nin nasıl bir despotik sopa ile yönetildiğini gösteren çok açık bir kanıt” dedi.
Basın Enstitüsü Derneği (IPI) de Erdoğan’a tepki göstererek, açıklamanın haber özgürlüğüne yönelik yapılmış bir girişim olduğunu belirtti. Başbakan’ın daha önce hedef aldığı kurumlardan olan Basın Enstitüsü Derneği Ulusal Komite adına yapılan yazılı açıklamada özetle şu görüşlere yer verildi: “Başbakan Tayyip Erdoğan’ın medyayı hedef alan açıklamalarına son olarak, boykot çağrısını da eklemesi Türkiye demokrasisi açısından son derece talihsiz ve kabul edilemez bir durumdur. Avrupa Birliği sürecinde hızlandırma sözü veren Başbakan Erdoğan’ın, en temel demokratik ilkeleri bile hiçe sayan medyayı boykot çağrısı, en demokratik haklar arasında olan halkın haber alma ve basın özgürlüğünü tehdit etmektedir. Basın Enstitüsü Derneği olarak, gerçek demokrasilerin en temel kriterleri arasında bulunan basın özgürlüğüne karşı gördüğümüz bu çağrıyı şiddetle kınıyor ve özgürlükleri koruma ve derinleştirme sorumluluğunun herkesten önce kendisinde bulunması gerektiğini hatırlatıyoruz”
ÇGD Başkanı Ahmet Abakay da Erdoğan’ın “Bizlerle ilgili yalan yanlış haber yapan gazetelere karşı boykot yapın ve evinize sokmayın” diye seslenmesini “ilkellik” olarak değerlendirdi. Abakay, “Başbakan, gerçeklerin ortaya çıkmasından, halkın öğrenmesinden korkuyor. Başbakan telaşlanıyor. Bu tutum ilkel bir tutumdur” diye konuştu. Abakay, Erdoğan’ın sergilediği tutumun demokrasiden söz eden herhangi bir ülkenin başbakanına yakışmayan bir tutum olduğunu kaydetti.
SHP Genel Sekreteri Uğur Cilasun da yaptığı yazılı açıklamada, Erdoğan’ın gazeteleri boykot çağrısını eleştirdi. Cilasun, Erdoğan’ın boykot çağrısıyla “Basın özgürlüğü yalnız bizim yandaşlarımız için söz konusudur” demek istediğini belirtti.
En Çok Okunan Haberler
- 'Restoranlara gitmeyelim'
- Depremden bir saat önce '6-7.2 arası' diyerek uyarmıştı
- ‘Yok artık öyle beleşten hayat’ dedi: Mirasını açıkladı!
- 'Yarı finale çıkma şansları yok'
- ‘B.kunu çıkardılar ama’
- 'Yüzbinlerce kişi tespit ettik'
- Yatırımcılar dikkat! Gram altında yeni zirve
- AFAD: 231 ihbar geldi
- CHP'nin yeni grup başkanvekili belli oldu!
- ‘Artık şatafata son!’