Öymen'den sosyal devlet vurgusu

CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, Türkiye'de sağlık hizmetlerinin ülkenin her tarafına yaygınlaştırılamadığını ifade ederek, ''Şimdi Bursa'da ortalama ömür beklentisi 75 yıldır. Hakkari'de, Şırnak'ta 59 yıldır. 16 yıl fark varsa bir ülkenin doğusu ile batısı arasında, ortalama yaşam beklentisinde o ülkede çağdaşlıktan bahsedilemez'' dedi.

Yayınlanma: 21.09.2008 - 12:24
Abone Ol google-news

CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, Bursa Tabip Odası'nı ziyaretinde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, Atatürk'le birlikte Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren ''çağdaş devlet'' olmak için yola çıktığını, 'çağdaş devlet'' olmanın en önemli özelliklerinden birinin ise eğitim ve sağlık alanında çağdaş standartları tutturabilmek olduğunu söyledi.

Türkiye'nin bugün sağlık ve eğitim alanında çağdaş standartların çok gerisinde olduğunu savunan Öymen, şöyle konuştu:
''Türkiye'de mesela bebek ölümlerinin oranı Avrupa ortalamasının yaklaşık 5 mislidir. Bin kişiye düşen doktor, hastane yatağı sayısında gerçekten Türkiye, Avrupa ortalamasının çok gerisindedir. İkincisi Türkiye'nin batısıyla doğusu arasında çok büyük farklar var. İnsan hakları diyoruz, insan haklarının birinci sırasında yer alan hak yaşama hakkıdır. Yaşama hakkının ölçüsü de ortalama ömür beklentisidir. Şimdi Bursa'da ortalama ömür beklentisi 75 yıldır. Hakkari'de, Şırnak'ta 59 yıldır. 16 yıl fark varsa bir ülkenin doğusu ile batısı arasında, ortalama yaşam beklentisinde o ülkede çağdaşlıktan bahsedilemez. Demek ki biz sağlık hizmetlerini, alt yapıyı, eğitimi ülkenin her tarafına yaygınlaştıramamışız.''

Öymen, doğudaki bazı ilçe ve illerde doktor sıkıntısı yaşandığını dile getirerek, ''Ben geçen yıl Hakkari'ye gittiğimde oranın en büyük ilçelerinden Çukurca'da bir tane doktor yoktu. Daha önce Siirt'e gitmiştim bir tane röntgen mütehassısı yoktu. Şimdi bu gerçekler ortadayken, bebek ölümlerinin oranı ortadayken, buna benzer pek çok istatistik ortadayken 'Biz çağdaş bir devlet olduk' diye övünemeyiz'' dedi.

'Tekerleği yeniden keşfetmeye gerek yok'

"Ne yapmak lazım? Yapılacak iş gayet basit, Atatürk ne yaptıysa onu yapacağız. Tekerleği yeniden keşfetmeye gerek yok. Çağdaş ülkeler ne yaptıysa biz de onu yapacağız'' diyen Öymen, mevzuatın çağdaş ülkelerin mevzuatına uydurulması gerektiğini vurguladı.

Öymen, şöyle devam etti:
''Atatürk döneminde, 'Efendim biz kendimize göre bir medeni kanun hazırlayalım' dedik mi? Dünyanın en ileri medeni kanunu hangisiyse, o zaman İsviçre kanunuydu, aldık İsviçre kanununu uyguladık. Başka kanunları da öyle yaptık. Sağlıkla ilgili mevzuatı da öyle yapacağız.''

Öymen, daha önce büyükelçilik yaptığı Danimarka'da devletin bütün sağlık hizmetlerini karşılamakla yükümlü olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
''Öyle durumlar var ki, örneğini yaşadık. Adam havaalanında beyin kanaması geçiriyor, bir yabancı, ne sosyal sigortası var orada, ne Danimarka vatandaşı, hiçbir şeyi yok, adamı iyileştirene kadar bütün tedavisini bedava olarak Danimarka hükümeti üstleniyor. İşte sosyal devlet bu. Bir insan hasta olduğu zaman bütün ihtiyaçları devlet tarafından karşılanıyor... İşte aynı sistemi Türkiye'de kuralım dedik. Defalarca oradan heyetler yolladık Türkiye'ye, Türkiye'den heyetler davet ettik. Fakat maalesef oradakine yakın bir sistemi uygulatmak mümkün olamadı. Çünkü Türkiye'de herkes tekerleği yeniden keşfetmek meraklısıdır. 'Her işi biz biliriz, başkalarından örnek almaya ihtiyacımız yok' anlayışıyla giderek işte bugün geldiğimiz noktaya geldik. Bir hastanede bakıyorsunuz 30, 40 tane bebek ölüyor birkaç gün haber oluyor ondan sonra unutuluyor, yani can sağlığı bu kadar ucuz. Bunlar inanılacak şey değil.''

 

'Kabir azabı mı çektireceksiniz?'

TBMM gündemine bu konuda çok çeşitli yasalar geldiğine de değinen Öymen, ''Çok da övünüyorlar, 'çok başarılı olduk, şunu yaptık, bunu yaptık, işte sosyal hizmetleri birleştirdik' bunlar kağıt üzerinde başarı örnekleri sayılamaz, uygulamada bakacaksınız'' dedi.

Öymen, bazı üniversite hastanelerine hükümetin kadro vermediğine ilişkin şikayetler olduğunu belirterek, ''Yani sağlığa kadro vermeyeceksiniz de kime vereceksiniz? İlla kendi yandaşınız olan rektör iş başına gelene kadar, onlara kabir azabı mı çektireceksiniz? Şimdi burada siz cezayı, üniversiteye mi, rektöre mi vatandaşa mı veriyorsunuz?'' diye sordu.

Üniversite hastanelerinin, yaptıkları hizmet karşılığından devletten paralarını tahsil edemedikleri için kaynak sıkıntısı yaşadıklarını savunan Onur Öymen, devletin üniversite hastanelerine borcunun 60 milyon YTL olduğunu öne sürdü.

Öymen, devletin kaynaklarını akılcı biçimde, çağdaş, sosyal devlet anlayışıyla yönlendirme zorunluluğu bulunduğunu vurgulayarak, ''Vatandaşın sosyal ihtiyaçlarını karşılamak için oluşturulan bazı sivil toplum örgütlerinin nasıl amaç dışı çalıştıkları, daha geçenlerde Almanya'da yapılan bir davada ortaya çıktı. Yani vatandaşın en temel ihtiyaçlarının karşılanmasında siz böyle yöntemler uygularsanız ve bu örgütleri denetlemezseniz, diğer alanlarda neler olduğunu tahmin etmek zor değildir'' şeklinde konuştu.

Onur Öymen, yaptıkları bir araştırmaya göre, Sağlık Bakanlığı'nın elinde bir tane helikopterin bulunmadığını da belirterek, bunun büyük bir eksiklik olduğunu sözlerine ekledi.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Genel Sekreteri Dr. Eriş Bilaloğlu da yapılan anket çalışmalarının, vatandaşın en fazla yakındığı iki konunun ''işsizlik ve geçim sıkıntısı'' olduğunu gösterdiğine dikkati çekerek, ''Böyle bakıldığında, sanki sağlık öncelikli bir yer almıyor gibi anlaşılıyor. Oysa ki en fazla şikayet edilen konu 'işsizlik ve geçim sıkıntısı' ise en fazla tehdit altında olan konu, 'sağlık' demektir'' dedi.

Ziyarette, Bursa Tabip Odası Başkanı Dr. Bülent Aslanhan'ın yanı sıra, Bursa'da düzenlenen TTB Bölge Toplantısı'na katılan oda başkanları da hazır bulundu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler