Bahçeli'den Erdoğan'a çağrı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Almanya'da sonuçlanan Deniz Feneri davasının Türkiye bağlantılarının, Başbakan Erdoğan ile AKP'yi şaibe ve töhmet altında bıraktığını kaydederek, "Bu bakımdan Türk adli makamlarının hiçbir etki ve baskı altında kalmaksızın yürütecekleri bir soruşturmayla konunun aydınlatılması mutlak bir zorunluluk haline gelmiştir" dedi.

Yayınlanma: 22.09.2008 - 14:05
Abone Ol google-news

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Almanya’da sonuçlanan Deniz Feneri davası ile ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Davanın, Başbakan Erdoğan ile AKP’yi şaibe ve töhmet altında bıraktığını kaydeden Bahçeli, “Sayın Başbakan’ın bugün gelinen noktada yapması gereken, gerek Deniz Feneri davası ile gerekse partililerinin karıştığı diğer davalara ilgili olarak, hukuki sürecin hiçbir siyasi etki ve müdahale olmaksızın süratle işleyeceği yolunda Türk milletine güvence vermektir” dedi.

Bahçeli yaptığı yazılı açıklamada, “Sistematik olarak tırmandırılan çatışma dinamikleri ile bu dönemde yapay gerilim alanları oluşturularak kamuoyunun dikkatinin dağıtılacağı, sanal ortamlar yaratılarak yolsuzlukların saklanacağı kirli bir oyunun hazırlanmaya çalışıldığı anlaşılmaktadır” dedi.

Almanya’da sonuçlanan Deniz Feneri davasının Türkiye’deki boyutu ve bağlantılarının bir an önce ve bütün yönleriyle açığa çıkartılmasının, adaletin tecellisi ve sorumluların hesap vermesi açısından büyük önem taşıdığını vurgulayan Bahçeli, Almanya’daki dava sürecinde, yolsuzluğun Başbakan Erdoğan’a kadar uzanan ve AKP’ye yakın çevrelerle irtibatı olduğunu gösteren çok ciddi iddia ve ithamlarda bulunulduğuna dikkat çekti. Bahçeli, şunları kaydetti: “Türk adli makamlarının hiçbir etki ve baskı altında kalmaksızın yürütecekleri bir soruşturmayla konunun aydınlatılması mutlak bir zorunluluk haline gelmiştir. Bu ibret verici yolsuzluğun sosyal, insani, ahlaki, hukuki ve siyasi boyutları bulunmaktadır. Manevi değerlerine samimiyetle bağlı insanlarımızın temiz duygularının dolandırıcılığa alet edilmesi, yalnızca mağdurlarını değil bütün milletimizi rencide etmiş ve yardımsever vicdanları derinden yaralanmıştır.”

 

Başbakan'ın çaresizlik işaretleri

Bahçeli, davanın karar aşamasında “öfke, telaş ve panik” halinde olduğu gözlenen Başbakan Erdoğan’ın hukuki süreci harekete geçirmesinin en samimi dilekleri olduğunu ifade ederek, sözlerine şöyle devam etti: “Ancak, Başbakan’ın son dönemde sergilediği psikoloji, gerçeklerin üzerini örtmek amacıyla baskı, tehdit ve şantajdan medet umması ve nihayet basını boykot çağrılarında bulunması bu konuda fazla ümitli olmaya mahal bırakmamaktadır. AKP kongrelerinde ve iftar yemeklerinde, suçluluğun telaşı içinde makulden uzaklaşarak herkese gözdağı vermeye çalışması, yükselen ses tonu ve üslubunun düşen seviyesi artık ülkesini yönetemeyen bir Başbakan’ın çaresizlik işaretleri olarak görülmelidir. Son günlerde ilçe kongreleri bahanesi ile yürütülen kirli kampanya ile Başbakan’ın öteden beri bastırmaya çabaladığı ‘otokratik yönetim’ tabiatını da harekete geçirdiği anlaşılmaktadır. Özel hayatın gizliliğinin ihlali konusunda söylentilerin yaygınlaştığı bir dönemde ‘yerin kulağı’ benzetmesi ile bu kuşkuları artıran Başbakan’ın, dedikodu ve dinlemelerden medet ummaya çalışması; sözde sakladığı gerçekleri açıklamak adına muhataplarına süre tanıyarak şantajlı randevular vermesi, siyasi ahlak, yönetim kültürü ve demokratik düşünce açısından kabul edilemez irtifa kayıplarıdır. Ancak bu gelişmelerden daha vahimi ise yönetim aczi içindeki Başbakanın bu tavırlarının, ‘sindirilmiş’ kıtalar tarafından alkışlanması ve bunun aslında kendisine ve partisine yapılabilecek en büyük kötülük olduğu gerçeğinin hâlâ anlaşılamamış olmasıdır.”

 

Başbakan, Akman'ın görevden alınmasını sağlamalı

Bahçeli, “Başbakan Erdoğan’ın Kanal 7 ile kendisi ve partisi arasındaki ilişkilere bütün yönleri ile ve inandırıcı bir açıklama getirmesi ve İçişleri Bakanlığı vasıtasıyla Türkiye’deki yardım derneklerinin dışarıdan aldığı bağışlar hakkında kapsamlı bir hukuki inceleme başlatması gerekmektedir. Şeref ve haysiyet sahibi olmanın ilamı inançların paravan yapılarak medya karşısında meydan okumakla değil, yargı nezdinde hesap vererek aklanmaktan geçmektedir” dedi.

Bahçeli, yolsuzlukları önleyebilmenin yolunun “öfke ve hakaretle üste çıkmaya çalışmaktan ve muhataplarını sindirmekten” değil; “dokunulmazlıkların kaldırılması” ve çıkarılacak “Siyasi Ahlak Yasası” ile TBMM’den kuvvet alan “temiz siyaset, temiz toplum, temiz yönetim” anlayışının hakim kılınması olduğunu vurguladı.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler