Bartholomeos'dan birliktelik çağrısı

Avrupa Kültürlerarası Diyalog Yılı etkinlikleri kapsamında Hıristiyanları temsilen Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu'na ''ekümenlik'' sıfatıyla hitap eden Fener Rum Patriği Bartholomeos, Avrupa'nın farklılıkları dışlamaması ve zenginlik olarak görmesi gerektiğini vurguladı. Bartholomeos, toplantının ardından AP Başkanı Pöttering ile ortaklaşa basın toplantısı düzenledi.

Yayınlanma: 24.09.2008 - 14:06
Abone Ol google-news

Fener Rum Patriği Bartholomeos, Avrupa Parlamentosu'nda yaptığı, yaklaşık yarım saat süren konuşmasının başlangıcında ''ekümenlik'' sıfatının 17 yüzyıllık tarihi miras olduğunu savunarak, ''içinde yaşanılan dünya'' anlamına gelen bu kavramın dünyayı ''tüm halklar, akrabalar, kabileler ve dillerin bir arada yaşadığı ev'' olarak kabul ettiğini anlattı.

Fener Rum Patrikhanesinin tarihi ve felsefesi hakkında bilgi veren Bartholomeos, kültürlerarası diyalog konusunda derin bir tarihi birikime sahip olduklarını kaydetti.

İnsan doğasının bir parçası olan diyalogdan vazgeçilmesi halinde ''ötekileştirilecek'' insan ailesinin çatışmalara, kötü muamelelere, baskıya ve nihayetinde insanlığın felaketine yol açacağı uyarısında bulunan Bartholomeos, ''Eğer aramızdaki farklılıklar bizi birbirimizle yüzleşmeye götürürse ve bu yüzleşme diyaloğa dayanırsa, birbirini karşılıklı anlama ve takdir etmeyle, hatta sevgiyle sonuçlanacaktır'' dedi.

Fener Rum Patriği Bartholomeos, ''Bize benzemeyenleri yabancı değil, insanlık ailesinde, Tanrı'nın ailesinde kardeş olarak görmeliyiz. (Hz İsa'nın havarisi) St. Paul, Atinalılara seslenirken, insanlar arasındaki ilişkiler ve kardeşliği oldukça güzel ve veciz sözlerle anlatıyordu. Bu nedenle Türkiye'yi (AB) projesine dahil etmek gereklidir ve Türkiye de üye olarak kabul edilmek için hoşgörü ve kültürlerarası diyaloğu teşvik etmelidir. Avrupa başkalarına karşı hoşgörülü bir dini kendisine yabancı görmemeli'' diye konuştu.

Milyonlarca Müslüman'a ev sahipliği yapan Avrupa'nın artık İslam'ı bir parçası olarak kabullenmesi gerektiğini belirten Bartholomeos, çoğunluğu Müslüman bir ülkeden geldiği için bazılarının Türkiye'nin üyeliğine çekinceyle yaklaşmasını anlayabildiğini söyledi.

Bartholomeos, 2010 Avrupa Kültür Başkenti seçilen İstanbul'da yaşayan biri olarak, büyük bir coşkuyla buna hazırlanmayı sürdürdüklerini, engin bir tarihi olan İstanbul'un yüzyıllardır farklı din ve kültürlerden insanların toplanma ve geçiş merkezi olarak kucak açtığını vurguladı.

İngilizce yaptığı konuşmasının son bölümünde Fransızcaya dönen Bartholomeos, AB dönem başkanı Fransa'ya seslenerek, tarihi tecrübeleri ışığında Avrupa'nın İslam ve Yahudilik ile diyaloğuna katkıya hazır olduklarını bildirdi.

Müslümanların Ramazan Bayramını ve Yahudilerin yeni yılını şimdiden kutlayan Bartholomeos, sözlerini ''Bu gezegende herkes için yer var, ama savaş ve katliam için yok'' sözleriyle tamamladı.

Konuşmasının ardından uzun süre ayakta alkışlanan Bartholomeos, AP Başkanı Hans-Gert Pöttering ile ortak basın toplantısı düzenledi.

Düzenlenen toplantıda, Asya ve Avrupa'yı birbirine bağlayan Türkiye'nin Doğu ve Batı ile Hristiyanlık ve İslam arasında köprü vazifesi görebileceğini belirten Bartholomeos, Türk halkının büyük çoğunluğunun Müslüman olmasının AB üyeliğine engel teşkil etmemesi gerektiğini ifade etti.

''Bütünüyle uygulanmasa da'' Türkiye'nin laiklik ilkesini anayasal güvence altına aldığını ve AB yolunda önemli reformlar yaptığını hatırlatan Bartholomeos, ''(Türkiye'nin) Tam anlamıyla demokratik, insan haklarına ve dini özgürlüklere saygılı bir ülke olabilmesi için daha yapılacak çok şey var'' diye konuştu.

''Türkiye'nin tam üyeliğinden mi, yoksa imtiyazlı ortaklıktan mı yana olduğunun'' sorulması üzerine, siyasi konulara girmek istemediğini belirten Bartholomeos, ''Türkiye'de yaşayan biri olarak Türk halkının çoğunluğu gibi gerekli kriterlerin karşılanması koşuluyla tam üyelikten yana olduğunu'' söyledi.

Son Vakıflar Kanunu'nu olumlu karşılasalar da, Türkiye'de dini özgürlüklerle ilgili ''hala ciddi sorunlar'' yaşadıklarını anlatan Bartholomeos, ''AB'ye tam üye olacak bir ülke 17 yüzyıllık geçmişe sahip ekümenlik patrikhanesi gibi azınlık haklarına bütünüyle saygı göstermelidir. Ortodoks dünyasının merkezinin topraklarında bulunması Türkiye için ayrıcalık ve onurdur. Türkiye AB üyesi olduğunda Ortodoks dünyasına ev sahipliği yapmanın avantajlarından faydalanacak'' şeklinde konuştu.

Heybeliada ruhban okulunun açılmamasının patrikhanenin geleceğini tehdit ettiğini ileri süren Bartholomeos, ''Burada tüm dünyadan gelen öğrencilerden bahsediyoruz. Ülkelerine döndüklerinde Müslüman bir ülkede özgürce eğitim aldıklarını anlatacaklar. Bu, Türkiye'nin çıkarına. Türkiye için iyi niyet elçisi olacaklardır'' dedi.

Karşılaştıkları diğer sorunlar olarak dini vakıfların yönetiminin Vakıflar Genel Müdürlüğüne devredilmesini ve kilise mülklerinin iade edilmemesinden bahseden Bartholomeos, hükümetin çözüm iradesinden memnuniyet duyduklarını ve bunun muhalefet partilerince de paylaşılmasını beklediklerini kaydetti.

Bartholomeos, 70 milyonluk bir ülkede tehdit değil zenginlik olarak görülmek istediklerini söyledi. Kıbrıs sorununa çözüm bulunamamasının da kendilerini olumsuz etkilediğini belirten Bartholomeos, Kıbrıs'ta iki halkın 30 yıl önce dostça yaşadığını ifade etti ve adada başlayan kapsamlı çözüm müzakerelerinin siyasi sorunları çözmesi ve ''30 yıl önceki atmosfere dönülmesiyle sonuçlanması'' beklentisini dile getirdi.

 

AP Başkanı Pöttering

AP Başkanı Hans-Gert Pöttering ise Kıbrıs'ta federasyonla sonuçlanacak bir çözüm konusunda umutlu olduğunu, Türkiye'nin liman ve havalimanlarını Kıbrıs Rum kesiminin kullanımına açması taahhüdünü yerine getirmesi gerektiğini söyledi.

Pöttering, ''Türkiye ile dostça ilişkilerimiz var. Türkiye AB'ye üye olmak istiyor. AB Türkiye'ye katılmayacak. Üye olmak isteyen AB'nin değerlerini benimsemeli'' diye konuştu.

Almanya'da birçok cami bulunduğunu ve Köln kentinde oldukça büyük bir cami inşa edileceğini anlatan Pöttering, ''Avrupa'da Müslümanların sahip olduğu hakların aynısını Türkiye de (Hristiyanlara) sunmalı. Heybeliada ruhban okulunun açılması AB üyeliği için gerekli, fakat yeterli değil. Dini özgürlükler ve özel mülkiyetin dokunulmazlığı temel insan hakları arasında. Bunlar olmadan Türkiye AB üyesi olamaz. AB üyesi olmasa da bunları Türkiye'den talep edeceğiz'' dedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler