Fırat'ın belge çarpıtması

CHP Grup Başkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun sunduğu iki belgeyi kabul eden AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, düzenlediği basın toplantısında Danıştay'ın kararının 'hayali ihracat', yazının da kırmızı hatla ilgisinin olmadığını ileri sürdü.

Yayınlanma: 27.09.2008 - 12:34
Abone Ol google-news

CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun ortaya koyduğu Danıştay ve kırmızı hat belgelerini kabul eden AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Fırat, Danıştay'ın kararının hayali ihracatla ilgisinin bulunmadığını, Gümrükler Genel Müdürlüğü'ne yazılan yazıda ise Menas şirketinin kırmızı hat kapsamı dışında tutulmasının talep edilmediğini ileri sürdü. Kılıçdaroğlu'nu "üç kağıtçılık" yapmakla suçlayan ve "Sülün Osman" benzetmesi yapan Fırat, medya ve köşe yazarlarının "zavallı ve acziyet" içinde olduğunu söyledi.

Dengir Fırat, Kemal Kılıçdaroğlu'nun, eski ortağı olduğu Menas şirketinin hayali ihracat yaptığının Danıştay'ın kesin kararıyla belirlendiği ve ortaklıktan ayrıldıktan sonra şirketin kırmızı hat kapsamından çıkarılması için Gümrükler Genel Müdürlüğü'ne yazılan yazıda adının bulunmasıyla ilgili ortaya koyduğu belgelere 2 gün sonra yanıt verebildi. Kılıçdaroğlu'nun Menas şirketinin Ukrayna'ya yaptığı ihracatla ilgili soruşturma yerine İngiltere'ye yaptığı ihracatla ilgili belge ortaya koymasını ahlaki olmadığını savunan Fırat, "14 yıl öncesine ait bir iddiayla ilgili olarak o anda beyanda bulunmam düşünülemezdi" dedi. Fırat, 1994 yılında İngiltere'ye yapılan ihracatla ilgili olarak 2000 yılında rapor düzenlendiğini, Danıştay'ın devlet tarafından şirkete ödenen primlerin faiziyle geri alınmasına karar verdiğini, bunun hayali ihracatla ilgisinin olmadığını ileri sürdü. Sorunun 2000 yılında TMSF'ye devredilen İktisat Bankası'nın döviz hesabı kapatma işlemleri nedeniyle yaşandığını, o dönem birçok firma hakkında aynı işlemin yapıldığını iddia eden Fırat, hayali ihracatın olması için malın ihraç edilmemesine karşın KDV ve dfif gibi bedellerin devletten alınması gerektiğini söyledi.

Fırat burada bir çarpıtma yaptı. Dfif priminin ihracat karşılığı verildiği gerçeğini gizleme yoluna gitti. Oysa Danıştay 10. Dairesi'nin kararında da hayali ihracat "DFİF primini gerçekte ihracat işlemleri yapmadan para transferleri suretiyle haksız olarak elde ettiği sabit olduğundan bahisle yararlanılan teşviklerin cezai mahiyette olan gecikme faizi ile birlikte geri istenilmesine ilişkin dava konusu" denilenerek anlatılmıştı. Yani Danıştay'ın faizi ile ödenmesine karar verdiği pirim yapılan hayali ihracat sonucunda alınan bir kazançtı.

Fırat, hayali ihracatın soruşturmasının Hazine tarafından değil gümrük tarafından yapıldığını, aynı konuyla ilgili olarak Gümrük Müsteşalığı'nca bir inceleme yapıldığını, kendisinin bu belgeye ulaştığını belirtti. Bir gümrük müfettişinin kendisini arayarak tartışmayı izleyince vicdan azabı çektiğini söylediğini dile getiren Fırat, bu dosyada herhangi bir hayali ihracat olmadığına ilişkin teftiş raporunun bizzat kendisi tarafından imzalandığını anlattığını savundu.



Kırmızı hat belgesine bir gün sonra baktı

"Kırmızı hat" yazısıyla ilgili olarak da açıklamalar yapan Fırat, dünya siyaset tarihinde emsali görülmemiş bir üçkağıtçılık yapıldığını ileri sürdü. "Sülün Osman" benzetmesi yapan Fırat, "İsminin önünde bir partinin grup başkanvekili sıfatını taşıyan bir kişinin yüzlerce kamera karşısında elinde belgeyi salladıktan sonra içeriğini ifade edeceğini sanmıştım. Benim haberim olmadan adımın bir belgede yer almasından üzülmüştüm. Kendisinden fotokopisini istedim. İnanın ki ben onu okumadım, ertesi gün baktım" dedi.

Kılıçdaroğlu'nun kendisini ortaklıktan ayrıldıktan sonra Menas'ın kırmızı hat kapsamından çıkarılması için siyasi nüfuz kullanmakla suçladığını anımsatan Fırat, belgenin üzerinde 2 Ağustos 2007 tarihi olduğunu, kendisinin Menas'tan 1 Eylül 2007 yılında ayrıldığını, o yazının yazıldığı tarihte şirketin ortağı olduğunu söyledi. Yazının hiçbir yerinde şirketin kırmızı hat kapsamından çıkarılmasıyla ilgili bir ibare olmadığını savunan Fırat, yazının gümrük müfettişi Bayram Çolak'ın hazırladığı rapor üzerine mahkemenin takipsizlik kararı verdiğinin kurumlara tebliğinden ibaret olduğunu savundu. Fırat, yazıdaki "her türlü engelleyici idari işlemin durdurulması" ibaresinin ne anlama geldiğinin sorulması üzerine, "O şirketin dfifleri, KDV'leri ödenmiyor, rapor olduğu için. Bütün kurumlar bu raporu gözönüne alıyor aksi varit olana kadar. Aksi varit ne zaman oluyor mahkeme kararıyla" dedi.

Fırat, kırmızı hat belgesi olarak nitelendirilen yazıda, "adli soruşturmaya dayalı idarenizden sadır her türlü engelleyeci idari işlemin durdurularak" ifadesini yok saydı. Oysa kırmızı hat uygulaması da idarenin engelleyici işlemleri arasında yer alıyor. Böylece, Fırat bir anlamda siyasi nüfuz kullandığını da kabul etmiş oldu. Çünkü yazının yazıldığı dönemde kendisi AKP Genel Başkan Yardımcısıydı.

Fırat, Menas şirketinin kiraladığı tırda uyuşturucunun ise bu yazıdan 7 ay sonra bulunduğunu kaydederek, "Hakikaten ruhen sahtekar olmak lazım bunu yapabilmek için. Ya da karşınızdaki herkesi aptal zannetmek" dedi. Fırat, tartışma programının ardından manşet atan gazetelerin, ahkam kesen yazarların zavallı ve acziyet içinde olduklarını görmenin kendisini üzdüğünü söyledi.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın malvarlığıyla ilgili iddialarını yineleyen Fırat, Baykal'ın Türkiye Sınai Kalkınma Bankası'nın halka arzettiği menkul değerlerin bir kısmını kendi adına, eşine, kızına ve Türkiye İş Bankası'nda CHP kontenjanından atanan üyenin şoförü adına neden aldığını sordu. Fırat, "Türkiye Kalkınma Bankası bunları halka arzederken bir limit koymuş muydu, her vatandaş şu kadar alabilir demiş miydi, bundan fazla almış mıdır. Bu ahlaki midir açıklasın. Avukatlık yaptığı dönemde ne kadar vergi ödedi, ne kadar gelir beyanında bulundu?" dedi.



Baykal'ı tartışmaya çağırdı

Bu konuda Baykal'ı tartışma programına çağıran Fırat, "Birini görevlendirsin bir kanalda bu konuyu konuşabiliriz. Ama buna da gerek yok, açıklaması yeterli" dedi. Fırat, bir soru üzerine konuyla ilgili belgelerin kendilerinde bulunduğunu bildirdi.

Gümrük müfettişi Bayram Çolak'ın kendisine, "tosun" dediği için 50 bin YTL'lik dava açtığının anımsatılması üzerine Fırat, "tosun" sözcüğünün o kadar da kötü bir ifade olmadığını savundu.



Şener mezar soyguncusu

Eski Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'in AKP ile Deniz Feneri arasında bağlantı olduğu yönündeki açıklamalarının anımsatılması üzerine Fırat, Şener'i "mezar soyucusu" olmakla suçladı. Fırat, "Kendisi muhatap alınmak istiyor. Bir partiden milletvekilisiniz, hükümette 4.5 yıl başbakan yardımcısısınız. Hiç çıtınız çıkmıyor, hiçbir gün beyanat vermiyorsunuz, hiç bir kurulda şu gün söylediklerinizi söylemiyorsunuz. Ondan sonra bir parti kapatma süreci içinde mezar soyuculuğuna soyunuyorsunuz. Ölmeyince de şimdi bunu söylüyorsunuz. Çok ciddiye almıyorum" dedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler