Serbest pazarın serbest yıkılışı...

Yayınlanma: 09.10.2008 - 07:10
Abone Ol google-news

Cumhuriyet gazetesinin 16 Mayıs 2008 tarihli sayısında ABD Ekonomisi Çöküyorbaşlıklı bir yazı yayımlamıştım. Çöküntü tekelci sermayenin kötü işlemesinden doğmuyor; o düzen zaten böyle işler ve doğal sonuç da budur. Sorunun ülkemizi ilgilendiren yanı da kaçınılmaz olarak var. Tekelci sermayeye göre, biz ve bize benzeyenler kapitalin ana merkezine destek olmakla görevliçevreekonomisini simgeleriz. Çin, Japon ve petrol kaynaklı Arap sermayesi, Amerikaya bundan böyle daha fazla girerken, yabancı sermaye ülkemizdeki birikimleri kendi üssüne aktararak bunalımını geçici olarak hafifletme yollarını arayacak.

ABD yönetimleri yıllardır aldıkları, ama AKP sayesinde yoğunlaştırdıkları önlemlerle halkımıza gerektiğinde Amerikan insanını kurtarma çabasına ister istemez koşmagörevide vermişlerdi. AKP önderliği adi suçlar ve anayasa suçlarıyla karşı karşıya gelirken, sıradan yurttaşımıza biçilen dar gömlek budur. ABD kapitalizmi faturayı bizim gibilere ve az kazanan büyük çoğunluğa çıkarma yolunda. Her iki partinin karar vericileri de aynı görüşteler. Karayıkım, tüm çıplaklığıyla ABDnin kapısını çaldı; kılavuzu topal karga olan bizim gibilerinkini de.

Washingtonın yalnız en güçlüleri kurtarma girişimi sözde demokrasimaskesini bir kez daha düşürdü. Yönetim, son tahlilde,bizdeki kamu biçimi tekelci sermaye devletidirdemiş oluyor. Çıplak amaç bir yana, o girişimi bile henüz başarılı olamadı. ABD bankalarının yakın geleceğinde ve onlarla birlikte genel ekonomide daha büyük çatırtılar beklenmelidir. Bu gerçeğin sözünü etme yürekliliğini iki başkan adayı da seçime birkaç ay kala bile edemiyor.

Seçimden sonra daha büyük kurtarma girişimleri gerek. Mega bankaların en irisine paralar aktarılacak; çırpınan üretici, işçi ve tüketiciye de bir çift güzel söz; o kadar.

Ticaret bankalarının yatırım bankalarıyla birleşip daha da tekelleşmesini engelleyen Glass-Steagall Yasası 1932-33’te geçmişti. 1990larda Demokrat başkanla Cumhuriyetçi Kongre el ele vererek bu yasaları kaldırdılar. Reagan Beyaz Saraya girmeden önce, Demokratlar para babalarının bir dediğini iki etmediler. Tüm dinler, yalnız aktöre yönünden bile olsa, çok varlıklıların aynı ayrıcalıkları olmayanlarla rekabetini onaylamaz.

Serbest pazarın en akıllı kararları kendiliğinden verdiğini yineleyen tutucu yaymaca bir kez daha çamura battı. Tekelci sermayenin sınırsız serbest pazar anlayışı ekonomiyi altüst etti. Siyasiler de bunalımdan sorumlu olanlara armağanlar verme peşinde. Hele devletin birkaç tekele yardımı sosyalizmdeğil, faşizme giden yoldur. Kapitalist devletin kurtarma girişiminden yararlananlar, bu bunalımın suçlularıdır.

Üstelik, yönetim elini uzattıklarından bir özveri de beklemiyor. 1929 çöküşüne giden yolun koşulları da böyleydi. Wall Streetin ve Üçüncü Dünyadaki özelleştirmeci satıcılarla hırsızların küreselleşmedediği budur. Adaletten de demokrasiden de halka ve Üçüncü Dünyaya yarayacak bir şey kalmadı.

Sorunlar ABD için de bizim için de daha kötüye gidecek. Bankalar kredi vermeyecek, tüketicinin cebindeki para azalacak, satışlar düşecek, işyerleri daralacak ve işsizler ordusu büyüyecek. Tekelci sermayeye aşırı kazanca artık son vermesini kim söyleyecek? Söyleyen çıksa bile, kim dinleyecek? Söz dinletecek güç hangisi ve gereği gibi örgütlü mü?

Kapitalizmin üssü ile onun iktidara getirdiği ya da orada tuttuğu yönetimler mi artık yeter!diyecek? Amerikada merkez bankası, maliye ve her iki parti sözde çözüm denen kararları gene bu sonucu hazırlamış olanlara bırakıyorlar. Bu ağırlaşan koşullarda, kapitalizm çerçevesinde sermayeyi tüm ulusun çıkarlarına hizmet edecek çizgiye çekecek bir tek adımın sözü bile edilmiyor. Şimdilik, görünen parola şu: Durmak yok; aynı yolda sür git! Her olay birbirine tıpatıp benzemezse de, bu yol 1929 yıkımıyla flört yoludur.

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler