Devlet Bakanı Ekren'den TÜSİAD'a cevap

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ'ın krizle ilgili yorumları konusunda, "Tedirgin olunacak nokta, maliyetlerin artmasına zemin hazırlayacak yaklaşım ve önceliklerdir" dedi.

Yayınlanma: 09.10.2008 - 12:55
Abone Ol google-news

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, Türk-Çek İş Konseyi çalışma yemeğinin ardından gazetecilerin TÜSİAD Başkanı krizden dolayı tedirgin olduklarını belirtti ve "Bu işin ciddiyetle ele alınması gerekirdi" dedi. Ele alınmadı mı?" sorusu üzerine, Yalçındağ ile bir arada olmadan onunla ilgili bir yorum yapmanın yanlış olacağını söyledi.

Bakan Ekren, şunları kaydetti: "Tedirgin olunacak nokta, maliyetlerin artmasına zemin hazırlayacak yaklaşım ve önceliklerdir. Orada tedirgin olmak lazım. Aynı kanaati paylaşıyoruz. Dolayısıyla da TÜSİAD ile benzer toplantıları yaptığımız için taraflar bir araya gelmeden, birlikte olmadan karşılıklı yorum ve görüş alışverişini doğru bulmuyorum. Ama bu değerlendirmeyi yapmış oluyorum."

 

'En önemli konu etkilenme sürecinin maliyetini minimuma indirmek'

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, küresel krizin ABD'nin yanı sıra Avrupa ve Uzakdoğu ülkelerine de sıçradığını, üzerinde durmaları gereken en önemli konunun ortaya çıkacak bu etkilenme sürecinin maliyetini minimuma indirmek olduğunu söyledi.

Türkiye'nin büyümesinden dolayı eski kırılganlıkların kaybolduğunu, yeni kırılganlıklarının olduğunu belirten Ekren, yeni dönemde de eski kırılganlıklardan çok yeni kırılganlıklar konusuna odaklanmak istediklerini kaydetti.

Ekren, ''Şu andaki en büyük yapısal reform dediğimiz, diğer bütün reformlar sırada durmak koşuluyla, önce kendine güven sonra birbirine güven ve girişim duygularını güçlendirmektir, küresel krizden elbette etkileneceğiz, etkilenmeme ihtimali yok. Ama alternatif maliyetemizi artırarak bunlara zemin hazırlayacak yaklaşımlar konusunda elbette tedirgin olmak lazım'' diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı Ekren, göstergelerin bir kısmının ''Türkiye'de konjonktörden yapısallara odaklanmaktan gerektiğini'', diğerinin de ''Türkiye'nin çıkış yolu kendi finans sektörünün dinamiklerinden daha çok, finansal ilişkilerin birbiriyle küresel bağlantısından dolayı ortaya çıkacak bir sorun olduğunda özel ve kamu yatırımlarının hızla devreye konulması gerektiğini'' söylediğini kaydetti.

 

'Enflasyonun kontrol edilmesinde merkez bankasının önceliği bizim de önceliğimiz'

Türkiye'de enflasyonun kontrol edilmesinde Merkez Bankası'nın yaklaşımının, tercihinin ve önceliğinin kendilerinin de önceliği olduğunu vurgulayan Ekren, bir gazetecinin maliyetlerin artması ile korkularının neler olduğunu sorması üzerine, kamu sektörü ve maliye alanındaki kazanımlarımdan dolayı eskiye oranla daha güçlü olduklarını söyledi.

Ekren, ''Yerli ya da yabancı kuruluşlara baktığımızda şu andaki veri ve göstergeler setinde Türk bankacılık ve mali sektörlerinde AB'deki kriterlere uygun durumda hatta Maastrich kriterlerine baktığımızda da uygun koşulda'' diye konuştu.

 

'Borç yönetiminde sıkıntısı olan firmalar ve kişiler olabilir'

Bir gazetecinin ''Türk halkının borcu 115 milyar YTL'ye çıkmış, bu büyük bir risk değil mi?'' sorusu üzerine, mutlak değerlerin ekonomi büyüdüğü için artacağını ancak makro seviyede bakıldığında diğer ülkelere kıyasla borçluluk konusunda avantajlı konumda bulunduklarını söyledi.

Ekren, ''oransal olarak bakıldığında, küresel ekonomiyle karşılaştırdığınızda Türkiye'de borçluluk oranlarının hala düşük olduğunu söyleyebiliriz ama bireysel bakımdan elbette borç yönetiminde sıkıntısı olan firmalar ve kişiler olabilir'' diye konuştu.

 

IMF ile ilişkiler

Orta vadeli program hakkında da genel bir bilgi veren Ekren, IMF ile ilişkiler konusunda da ilgili bakan ve bürokratların şu anda sonbahar toplantısı için ABD'de bulunduğunu ve görüşmeler yapacakları kaydetti.

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler