AB kültüründe Türkiye'nin yeri nerede?

Ege Sanayicileri ve İşadamları Derneği (ESİAD), ''Kültürel Avrupa ve Türkiye'nin tam üyeği'' konulu toplantı düzenledi. Avrupa'nın önemli merkezlerinde özellikle kültürel açıdan Türkiye'nin tartışma konusu olduğu, Türkiye'nin kendini daha iyi anlatması için böyle bir toplantı düzenlendiği belirtildi. Toplantıda konuşan Devlet Bakanı Aydın, Türkiye'nin sadece coğrafya olarak değil, kültür bakımından da stratejik bir noktada olduğunu söyledi.

Yayınlanma: 10.10.2008 - 12:25
Abone Ol google-news

Ege Sanayicileri ve İşadamları Derneği (ESİAD) tarafından düzenlenen ''Kültürel Avrupa ve Türkiye'nin tam üyeği'' konulu toplantı Hilton Oteli'nde yapıldı. Toplantıda ''Tam üyelik yolunda kültürler arası diyalog'' konulu bir konuşma yapan Devlet Bakanı Mehmet Aydın, Türkiye ve İspanya'nın eş başkanlığında yürütülen Medeniyetler İttifakı Projesi'nin geniş anlamda kültürlararası bir diyalog projesi olduğunu, bu anlamda çok yoğun çalışmalar yaptıklarını söyledi. Medeniyetler İttifakı Projesi'nde Ocak ayında Madrid'de bir forum düzenlendiğini hatırlatan Bakan Aydın, ikinci forumun 2-3 Nisan 2009 tarihlerinde İstanbul'da gerçekleşeceğini, toplantıya 20'ye yakın devlet adamı, çok sayıda Başkan ve Dışişleri Bakanı ile sivil toplum kuruluşları temsilcisinin katılacağını vurguladı.

 

'AB bir din birliği değil, kültür birliğidir'

 Bakan Aydın, şunları söyledi:
''Avrupa Birliği ekonomik birliktelik olduğu kadar siyasi birliktelik, sonrasında kültür kısmı da öne çıkmaya başladı. AB'nin Katolik boyutu, başından beri kültür üzerinde duruyordu. Kültür dediğiniz zaman kimlik geliyor. Avrupa nedir? Avrupa Birliği nedir? Avrupalılık nedir? O çevrenin üzerinde durduğu soru. Hazırlanan her uluslararası metine kültür konusunu koyma çabasında oldular. Din bir bakıma kültür. Bu temel şart hazırlanırken Avrupa'da Vatikan'ın büyük baskısıyla 'Bugünkü Avrupa ve değerleri Hristiyanlığın eseridir' cümlesinin konması arzu edildi. Başta Fransa ve bizim çabamızla bu metne öyle bir cümle girmedi. Reddedilen Avrupa anayasası taslağında yine 'AB'nin geldiği düzey Hristiyanlığın mirasıdır' cümlesi konulmak istendi. Bizim bu konuda da emeğimiz oldu. Başka ülkelerin de katkısı oldu. AB bir din birliği değil, kültür birliğidir. Kültürel çoğunluk işin özünde var. Avrupa çok dinli toplum. Katolik, Protestan, Ortodoks var. Çok kültürlü ve dinli Avrupa'dan söz ediyorsak, o birliği bağlayacak metinlerin hazırlanmasında çok dikkatli olmak lazım. Ama şu da bir gerçek bugün Avrupa'nın Avrupa olmasında İslam dininin de çok büyük emeği var. Avrupa'nın karanlık yıllarında İslam ülkeleri çok ilerideydi ve çok sayıda İslam düşünürün kitapları Avrupa'da okullarda okutuldu.''

 

'Türkiye AB ilişkilerinden dolayı dönüşüm geçiriyor'

Kültür konularının Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne tam üyeliğiyle birlikte tartışılmaya başlandığını vurgulayan Bakan Aydın, şöyle devam etti:
''Kültür konuları birden bire ne zaman öne çıktı, stratejik anlam kazandı? Türkiye'nin üyeliği tam üyeliği iyiden iyiliğe hissedildiği zaman. 'Türkiye giriyor kabul etmek lazım' dediler. Türkiye'de kültür farklı, ne kadar farklı? Bizim karşımıza 4 soru, yargı, ana cümle çıkardılar. 'Türkiye çok büyük' diyorlar kasıtları coğrafya değil, nüfus. Türkiye çok büyük, ama iyi kullanılırsa avantaj olur, genç dinamik nüfus var, bu AB için de bir nimet. Olumlu tarafını, katkıyı görmek lazım. Türkiye'nin büyük ekonomik pazar olduğunu düşünmek lazım. İkincisi 'Türkiye yoksul' diyorlar. Eksiğimiz var ama, çok yoksul değil, durumu birlik içindeki pek çok ülkeden iyidir. Üçüncüsü 'Türkiye'nin sınırları çok problemli' diyorlar. Bazı sınırlarımızda problem var doğru. Fakat demokratik derinleşmeyi ve demokratik genişlemeyi AB bir sınırda tutacak mı, tutmayacak mı karar vermesi lazım. Gelişimini Avrupa düzeyine çıkarmış ve demokratikleşme sürecinde Türkiye'yi kendi sınırlarında görmek istiyor mu, Avrupa buna karar vermeli. Demokrasi sınırı bizim sınırda bitecek mi, bitmeyecek mi? Biterse kendi içinde demokratik yaşamayı uzun süreli, güçlü olarak sürdürebilecek mi? Türkiye'siz mümkün olup olmadığına kararı verilecek mi? Türkiye'nin kültürü çok farklı değil. Avrupa'nın değerlerinden biz farklı bir şey anlamıyoruz. Eğer İslam dinini bir kelimeyle anlatmak gerekirse kullanılacak kelime adalettir. Gelin, adalet konusunda birbirimize hocalık etmeyelim. Bu değerleri biliyoruz. Ama şu da bir gerçek adalet, hukuk devleti Avrupa toprağında daha talihli olmuşlardır, bunun için insanlık olarak Avrupa'ya teşekkür borçluyuz. Demokratik sistemde Avrupa'nın büyük emeği olmuştur, bizim orada olmamızın birinci sebebi budur, demokrat ülkelerle birlikte olmak. Türkiye AB'den katkı almak için değil, katkı sağlamak için de girmeyi düşünüyor. Avrupa istikametinde önemli mesafeler alındı. Terminoloji değişti, Türkiye AB ilişkilerinden dolayı dönüşüm geçiriyor.''

Bakan Aydın, Türkiye'de yaşayan herkesi Avrupa Birliği'nin gerçeklerini bilmesi gerektiğini söyledi. Türkiye'nin Avrupa Birliği ülkelerinin hayatî konularında karar verdiğini, Türkiye'nin hayatî konularında da Avrupa ülkelerinin de karar verebileceğini belirten Bakan Aydın, ''O ülke kaderi hakkında söz sahibi oluyorsunuz, onlar da öyle ortaklaşa egemenlik paylaşımı. Ülkemle ilgili laf söyletmem dersen, o birlikte ne işin var? AB'nin böyle bir mantığı var, hem milli menfaatlerinizi de koruyorsunuz, onlardan vazgeçmiyorsunuz.''

 

'Türkiye kültür bakımından da stratejik noktada'

Türkiye'nin farklılıkları olduğunu, ancak farklılıkların bir zenginlik olarak algılanması gerektiğini belirten Bakan Aydın, şunları söyledi:
''Türkiye sadece coğrafya olarak değil, kültür bakımından da stratejik noktadadır. Eğitim, ekonomik sistemi Avrupalıdır, Türkiye zaten Avrupalıdır. Bu millet zaten 2. Mahmut'tan, 3. Selim'den, Tanzimat'tan, Meşrutiyetten itibaren özü itibariyle batı fenomeni. Türkiye uzakta ülke, sizin değerler bizim değerlerle bağdaşır mı? Sizin değerler farklı laflarına karşı anlattık. Türkiye'nin geçmişini bilmeyenlere anlattık. Eğer siz 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' derseniz, gideceğiniz tek hedef demokrasidir, gitmezseniz hedeften şaşarsınız. Türkiye'de değerlerin çatıştığı kültürel farklılığı düşünün. 'Kültüre göre eşitlikte farklılık var' dediğiniz zaman o iş yürümez. Birincisi kültürel farklılıklarınız var, çok şükür var. Herkes aynı şeyi hissetse bu dünya çekilir mi? Kültürel farklılıklara Türkiye ve Avrupa açısından bakarsanız 'Farklılıklar temel değerlerle çatışıyor mu?' sormanız lazım. Temel haklara karşı çıkan farkımız var mı yok mu? Hayır yok, o zaman kültürel farklılık zenginliktir, yaşatılması lazım. Eğer bazı farklılıklarımız bu değerlerle çatışıyorsa o zaman o farklılıklardan vaz geçmek lazım. Eğitim öğretim yoluyla çocukların farklılığı unutması lazım. İnsan haklarına zıt düşen farklılığı farklılığı hiç kimse müdafaa etmemelidir. Kültürel farklılıklar derken, en rahat cümle 'Evet' farklıyız. Alacağımız çok mesafe var, doğrudur. Demokrasi zaten Anayasamız onu emrediyor. Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti, üçü birbirine bağlıdır, biri diğeri olmadan olmaz.''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon