"Başbakan avukat görmek istiyorsa sağ tarafına baksın"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, NTV Ankara temsilcisi Murat Akgün'ün sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu, "Başbakan avukat görmek istiyorsa sağ tarafına baksın, orada Bülent Arınç'ı görecektir. Arınç, AKP'li vekilleri gemiye bindirmediğini söyledi. Niçin? Başbakan bunun yanıtını versin." dedi.

Yayınlanma: 07.06.2010 - 07:31
Abone Ol google-news

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisini İsrail'in avukatlığını yaptığı suçlamasına "Sayın Başbakan gerçekten Tel Aviv'in avukatı kimdir diye görmek istiyorsa sağ tarafına baksın, orada Sayın Bülent Arınç'ı görecektir" sözleriyle yanıt verdi.

Kılıçdaroğlu, NTV Ankara Temsilcisi Murat Akgün'ün sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın kendisine yönelik "Tel Aviv'in avukatlığını yapıyor" suçlamasını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine şöyle konuştu: "Eğer ben bir yere avukat olacaksam halkın avukatlığını yaparım, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının avukatlığını yaparım. Gazze'ye ambargonun kaldırılmasını ben istedim, söyledim, her yerde ifade ettik, CHP'nin görüşü bu, milletvekilleri dile getirdi. Ama Sayın Başbakan gerçekten Tel Aviv'in avukatı kimdir diye görmek istiyorsa sağ tarafına baksın, orada Sayın Bülent Arınç'ı görecektir. Daha farklı açıdan, Hükümet'ten daha farklı açıklamalar yapıyor. Pensilvanya'dan gelen 'Önceden izin alınması gerekirdi İsrail Hükümeti'nden' diyen açıklamalara karşı Sayın Bülent Arınç, 'Haklıdır, bu açıklamalar yerindedir' diye açıklamalar yapıyor. Buna baktığınız zaman siz avukatlığın nerede olduğunu görüyorsunuz. Öte yandan yine Sayın Arınç, İsrail'le yapılan sözleşmeler konusunda daha dikkatli bir üslup kullanıyor Sayın Ömer Çelik'e göre. Çünkü Sayın Çelik tümüyle bu anlaşmaların feshedileceğini söylüyor, ama Sayın Arınç daha farklı bir açıdan bakıyor olaya. O açıdan olaylara daha sağduyulu, daha sakin bakmak gerekiyor, Sayın Başbakan'a da bunu öneriyoruz. Avukat görmek istiyorsa yanında Sayın Arınç'a bakabilir."

Arınç'ın, AKP milletvekillerini Mavi Marmara gemisine bindirmedikleri yönündeki açıklamasını anımsatan Kılıçdaroğlu, "Oraya masum insanları, çocukları bindireceksiniz, onları ölüme göndereceksiniz, AKP milletvekilleri bunun dışında kalacak. Ve Sayın Başbakan da çıkacak, bizi İsrail'in hamiliğini yapmakla suçlayacak. Kim, neyi, nerede, nasıl konuşuyor, Sayın Başbakan biraz daha net olsun bu konuda" diye konuştu.

"Demokrasinin önündeki engel AKP"

Kılıçdaroğlu, AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ'ın CHP ve bazı partileri kastederek "Bunlar darbeyi Kenan Evren'den daha çok savunuyorlar" sözlerini ise ciddiye almadığını belirtti. Geçmişte yapılan bütün darbelere karşı çıktıklarını, Türkiye'nin artık yeni bir anlayışla, demokratik yapı içinde kendi geleceğini belirleyeceğini ancak demokrasinin güçlenmesi önündeki en ciddi engelin AKP olduğunu söyledi. AKP'nin getirdiği Anayasa değişikliğinin, Kenan Evren'in getirdiği Anayasa değişikliğinden çok daha tehlikeli olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Sivil dikta yaratıyor, güçler ayrılığı ilkesini deforme ediyor, her şeyi, her yetkiyi bir kişide topluyor, o da Sayın Başbakan. Bunu anlamak mümkün değil" dedi.

"AKP sözünde durmazsa halka şikayet edeceğiz"

İsrail'e gösterilen tepkinin ve zamanlamasının yerinde olup olmadığıyla ilgili bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, "Sayın Başbakan geçen Salı günü grupta bir savaş ilan etmediği kaldı. Biz, daha sakin, daha dikkatli bir üslup kullanarak şunu söyledik: Sayın Başbakan'ın, AKP milletvekillerinin ve bakanların söylediklerinin tümünü not ettik. Eğer söylediklerini yapmazlarsa, söylediklerinin arkasında durmazlarsa halka şikayet edeceğiz. Neyi söyledilerse gereğini yapacaklar. Kaldı ki parlamentonun iradesi de çıktı bu süreç içinde ekonomik, kültürel ve askeri anlaşmaların da gözden geçirilmesini istedi. AKP kurmayları önce bu parlamentodan çıkacak olan bildiriyi pek imzalamak istemediler ama kamuoyuna yapılan açıklamalar ve baskılar nedeniyle imzalamak zorunda kaldılar. Bu süreçte Türkiye'nin onuru kırılmıştır, bunun onarılması gerekir. Bekliyoruz, hamasetle dış politika yürütülmez. Dış politika akılla ve mantıkla yürütülür. Dış politika güçlü bir satranç ustalığıyla yönetilir, hamleyi önceden göreceksiniz. Önlemi ona göre alacaksınız. Hükümet görmedi" diye konuştu.

Dışişleri Bakanlığı'na bu süreçte İsrail'le yapılan yazışmaları kamuoyuna açıklama çağrısında bulunan Kılıçdaroğlu, "Şunu söyledik: Ölen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının kanı yerde kalmamalıdır. Eğer AKP hükümeti esip gürleyip sonra yelkenleri indirirse biz gideceğiz, halka şikayet edeceğiz. Çünkü biz dış politikanın böyle götürülmesi kanısında değiliz" diye konuştu.

Devlet adamlığının, riski önceden görüp önlem almayı gerektirdiğine dikkat çeken Kılıçdaroğlu, son süreçte dış politikanın, iç politikaya alet edildiğini, AKP'nin "insanların ölümü üzerinden" gündem değiştirdiğini, işsizlik, yoksulluk gibi gerçek sorunların üzerinin örtüldüğünü kaydetti. Açılımdan bu yana 114 şehit verildiğini belirten Kılıçdaroğlu, bunların konuşulmadığını ifade etti.

"Hamas konusunda daha dikkatli üslup kullanılabilir"

Son günlerde sık sık dile getirilen Hamas ile PKK'nın bir benzerliğinin olup olmadığının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Dış politikada aklın ve mantığın egemen olması lazım. Hamas'ı AB ülkeleri, ABD terör örgütü olarak kabul ediyor. Biz en azından bu konuda daha dikkatli bir üslup kullanabiliriz. Öbürleri de kalkıp 'PKK terör örgütü değildir' derlerse ne diyeceğiz? Hangi argümanlarla çıkacağız? Onun için dış politikayı iç politika malzemesi yapmamak gerekir diyoruz. Ama Sayın Başbakan fincancı dükkanına girmiş fil gibi ağzına gelen her şeyi söylüyor. Bereket versin, camdan okuyor, camdan okumasa kimbilir daha ne potlar devirecek. Onun için biz özellikle dış politikanın daha sağduyulu yapılmasını istiyoruz. Türkiye'nin şimdi kimlik sorunu tartışılmaya başlandı. Böyle bir şey olabilir mi? Türkiye eksen kaymasıyla karşı karşıya, bu ciddi olarak eleştiriliyor, sağlıklı sağduyulu çevreler tarafından. Türkiye'yi bu noktaya taşımak o kadar kolay mı? Türkiye eğer batıda farklı bir kimlikle tartışma konusu haline gelirse geçmişte yarattığımız bütün değerleri altüst etmiş oluruz. O değerlerin içinde son derece sağlıklı, tutarlı, Türkiye Cumhuriyeti'nin Anayasasıyla ortaya konulan bir devlet çatısı var. Siz bu çatıyı çatırdatmaya çalışıyorsunuz ki son derece tehlikeli bir alandır."

-"GÜLEN'İN AÇIKLAMASINA BAŞBAKAN'IN YAPACAĞI DEĞERLENDİRMEYİ MERAK EDİYORUM"-

Fethullah Gülen'in yardım gemilerine ilişkin yaptığı "İsrail'den izin alınmalıydı" açıklamasının kendisini çok fazla şaşırtmadığını belirten Kılıçdaroğlu, "Gelen eleştiri belli bir dünya görüşü içinde yapılan eleştiridir. Ben ona şöyle bir yorum yaptım. Bu eleştiri belki bu olayın Türkiye'de daha sağlıklı bir tartışma zemini açması açısından daha yararlı olacaktır diye. Çünkü AKP hükümetinin, AKP kurmaylarının o dünyayla olan ilişkilerini biliyoruz. O ilişkiler zemininde gelen bir eleştiri var. O eleştirilerde de farklı görüşler, zigzaglar ortaya çıktı. Ama Sayın Başbakan'ın bunu nasıl değerlendireceğini de doğrusunu isterseniz merak ediyorum" diye konuştu.

-"ANAYASA MAHKEMESİ'NDEN İPTAL ÇIKARSA AKP GÜVEN TAZELEMELİ"-

Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın, Anayasa Mahkemesi'ne başvurmayı suç saymaya başladığını, bu sözleri anlamanın mümkün olmadığını ifade ederek "Eğer biz o Anayasa Mahkemesi'ne gitmeseydik orman alanları talan edilmişti, kızılçamlar yoktu şimdi. Onlar iptal edildi. Dolayısıyla biz vatandaşın hakkını aramak için Anayasa Mahkemesi'ne başvuruyoruz. Yoksa Anayasa'nın bize vermiş olduğu hakkı kullanmazsak kamuoyu önünde kendimizi suçlu hissederiz" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Anayasa Mahkemesi ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) yapısına ilişkin maddelerin iptali durumunda geri kalan maddeleri referandumda destekleyeceklerini belirtirken "Eğer demokrasiye inanıyorsa bir siyasal parti, Anayasa Mahkemesi tarafından getirdiği ve ısrar ettiği düzenlemeler de iptal ediliyorsa o zaman kendisinin çıkış noktası erken seçimdir. Güven tazelemek zorundadır AKP. Şu anda çok ciddi bir güven kaybıyla karşı karşıyadır. Önümüzdeki günlerde çok daha net çıkacaktır" diye konuştu.

Toplumda AKP'den ciddi bir memnuniyetsizlik duyulduğunu, seçimde yüzde 40'ın üzerini hedeflediklerini anlatan Kılıçdaroğlu, "Biz söylediğimiz zaman, açlığı yok edeceğiz, işsizliği önemli ölçüde sonlandıracağız, üreten ekonomi yapacağız diye, Sayın Başbakan elinizde reçete mi var açıklayın diyor. 8 yıldır ülkeyi yöneten bir insan hala reçete peşindeyse bu kişinin ülkeyi sağlıklı yönettiği söylenebilir mi?" diye konuştu.

"Her partilimizin üzerine titriyoruz"

Kılıçdaroğlu, hiç kimseye MYK ya da PM üyeliği için söz vermediğini, partinin tek kişi tarafından yönetildiği algısını kaldırmak istediklerini ifade ederken Gürsel Tekin'in İstanbul İl Başkanlığı'na dönmek yönünde bir talebi olması durumunda bunu, partinin yetkili organlarında değerlendireceklerini söyledi. Her CHP'linin değerli olduğunu, tüm CHP'lilerin de hiçbir makam beklemeden CHP'nin iktidar olması için çalışacağına inandığını bildiren Kılıçdaroğlu, Tekin'in İstanbul İl Başkanlığı'na dönüp dönmeyeceği konusunu henüz konuşmadıklarını, bu konuları medya aracılığıyla konuşmayı doğru bulmadığını söyledi.

Kılıçdaroğlu, "Geçmişte zaman zaman tartışmalar oldu, o tartışmalar zaman zaman duygusal kırılganlıklara yol açtı. Böyle bir tablonun oluşmasını istemiyorum ben. İyi bir çizgi yakalamışız. Müthiş bir heyecan var. Heyecanı dalga dalga Türkiye'ye yayıyoruz. Doğusunda, batısında, güneyinde, kuzeyinde her partilimiz değerlidir. Her partilimizin üzerine titriyoruz, titrediğimiz kişilerden biri de Sayın Gürsel Tekin'dir. Onu da çok seviyoruz, hiç meraklanmasın. Ama dediğim gibi medya aracılığıyla tartışmaktan özenle bütün arkadaşlarımın kaçınmasını istiyorum" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, kurultay öncesi tartışmaları geride bıraktıklarını, yakalanan tablonun güçlendirilmesi için tüm CHP'lilere görev düştüğünü dile getirdi.

Kılıçdaroğlu, Deniz Baykal'ın kullandığı Mercedes marka 06 CHP 01 plakalı aracı kullanmayacağını, yeni aldıkları bir araca bu plakanın takılması için işlemlerin sürdüğünü söyledi. Deniz Baykal'ın kendisini grup toplantısında milletvekili sıralarından dinlemesini değerlendirirken "Güzel bir duygu aslında birbirimizi dinlemek, birbirimizden görüş almak, olacak bunlar, hayatın olağan akışı içinde gelişen süreçler" dedi. Kılıçdaroğlu, Deniz Baykal ile görüşmelerini sürdüreceğini, düşüncelerini ve eleştirilerini alacağını belirtti.

Kılıçdaroğlu, İsrail ile ilişkilerin yakın zamanda düzeleceğini düşünmediğini ifade ederken son süreçte İsrail'in kaybettiğini, Gazze'ye uygulanan ambargonun kabul edilemez olduğunu, İsrail'in sivil insanlara silahlı saldırıda bulunduğunu kaydetti. Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin "kaygan zeminde" akılcı politikalar izlemesi durumunda güzel bir noktaya oturabileceğini söyledi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler