Organ Bağışı ve Din Adamlarımız

Yayınlanma: 11.10.2008 - 11:41
Abone Ol google-news

Kiminin oğlu, kızı; kiminin annesi, babası, kardeşi vb sağlığına kavuşmak için organ bağışı bekliyor. Bunun ne demek olduğunu bekleyenler bilir. Bugün sizin organ bağışına ihtiyacınız olmayabilir ama yarın olmayacağını kim söyleyebilir?

Organ bağışı önündeki en büyük engelin yanlış dinsel inançlar olduğunu söylemek mümkündür. Ruh ile beden ilişkisinin insan düşününde açıklığa kavuşturulması gerekir. Fiziksel ölümle birlikte kemikler dışındaki organlarımızın havanın oksijeni ve böceklerce toprakaltı mikroorganizmalar marifetiyle kimyasal değişime uğratılarak başka formlara (gaz, sıvı veya katı) dönüştükleri ve bunların bizim irademiz dışında canlı varlıklarca tüketildikleri de bilinmektedir. Aynı sonbaharda düşen yaprakların toprağa karışarak yeniden bitkilerin besin kaynaklarından biri oldukları gibi...

Diğer dinlerin çoğunda, ister inançtan ister zorunluluktan (yer darlığından, Hindistanda olduğu gibi) kaynaklansın, ölen şahsın yakıldığı da biliniyor. Ama Ruhları da kayboluyor mu diye sorulursa herhalde az çok okumuş bir kişi Nehrunun, Gandinin anılarınınölmediğini açıklıkla ifade ederler.

Şayet muhtaç insanlara yardım; dinimizce bir sevap işleme unsuru olarak görülüyorsa toprak altında yaşamdaki formu kaybolacak olan bir organımız neden ihtiyacı olan bir insan için yaşam kaynağı olmasın? Ki işlenecek sevabın değeri, herhalde, başka iyilik unsurlarıyla karşılaştırılamayacak kadar büyük olacaktır.

Batıl inançlara bağlılığı süregelen halkımızın aydınlatılması için ilahiyat fakültelerinin öğretim üyelerinin konuyu önce kendi aralarında tartışarak halkımıza sunumuyla ilgili tam bir anlaşma sağlamaları; sonra da TV ekranlarında halkımızı aydınlatmalarının toplumumuzu derinden etkileyen sorunlardan birinin çözülmesine yardımcı olacağı şüphesizdir.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon