'Bıraksalar saatlerce öpüşürüm'

Kenan Doğulu (36), Türkiye'nin tartışmasız pop starlarından. 22 yıldır sahnede. Geçen sene çıkardığı 'Patron' albümü sonrasında, kışın pek ortalarda görünmedi, ABD-Türkiye arasında mekik dokudu. Ama boş durmadı, yaz için yeni sahne şovları ve sürprizler hazırladı. Neler mi? Öncelikle 'Anlıyor musun?', 'Kıskanıyorum' ve 'En Kıymetlim' isimli üç şarkısına birden klip çekti. Abisi Ozan Doğulu'nun albümündeki 'Geçer' şarkısının cover'ını söyledi.

Yayınlanma: 12.06.2010 - 13:00
Abone Ol google-news

Önümüzdeki salı da Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda sahne alacak. Sıkı durun, 3 Temmuz’da da New York Central Park’ta. Kenan Doğulu şen kahkahalar eşliğinde bir yılını ve değişimlerini ilk kez anlattı.

Genelde albümlerinizden bir sene sonra aynı şarkıların remiks versiyonlarının olduğu bir albüm daha çıkarırdınız. Bu yaz böyle bir çalışma var mı?

- Açıkçası “Patron” albümüne haksızlık etmek istemedim. Çünkü, “Kıskanıyorum”, “Etme”, “Cadı Kazanı” ve “En Kıymetlimsin” gibi şarkılarıma da klip çekmek ve onları daha çok tanıtmak istiyorum.

Patron, istediğiniz kadar ses getirdi mi?

- Ben iyi bir iş yaptığımı biliyorum ve bunun rahatlığını duyuyorum. Bence en iyi albümlerimden biri oldu.

Çıkış şarkınız “Rütbeni Bileceksin”i Bengü’ye yazdığınız söylendi. Aslı var mı?

- Hayır. Aslında şarkıyı Madonna konserinden sonra kendim için yazdım.

Nasıl yani kendinize?

- Londra’daki bir konserdi. Sahnede Madonna’yı izledikten sonra “Bu nasıl konser? Biz nasıl ve ne zaman böyle teknolojilere sahip olabiliriz?” dedim kendi kendime. “Daha çok fırın ekmek yemen lazım Kenancım. Ayakların yere bassın” diyerek şarkıyı yazdım. Bu arada küçük bir not düşmek istiyorum. İnsanları sınıflandırma ve rütbelendirmeye karşıyım. Herkesin birbiriyle aynı seviyede olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden aslında ters gönderme yaparak rütbe savaşında olanları eleştirdim.

Bazı isimler pop müzik yaptıkları halde kendilerine popçu, denmesinden hoşlanmıyor. Siz de bundan rahatsızlık duyanlardan mısınız?

- Bu tamamen kelimeyi nasıl söylediğinle alakalı. “Ya topçuya ya popçuya kız verilir” gibi cümleler hoşuma gitmiyor ama yaptığımız müzik, pop. Bu tarz şarkılar bir anda patlıyor. Çok fazla dinleyici kitlesine ulaşıyor. Benim pop dendiğinde aklıma “değersiz ve küçük” yerine büyük, bomba etkisi yaratan müzik geliyor. O yüzden bu laftan rahatsız olmuyorum.

Bir süredir tasavvuf felsefesine merak sardınız. Bir şarkınızda da Mevlana’nın sözlerini kullandınız. Bu merak hayatınıza nasıl yön verdi?

- Kendi düzeninizi kurunca, özgürlük, felsefe, tarih gibi şeylere kafa yoracak dinginliğe ulaşıyorsunuz. Tasavvuf felsefesinden ziyade Mevlana’nın hayat görüşü ve dünya üzerindeki önemi bende heyecan yaratıyor. Mevlana uzmanı bir insan değilim. Ama 5-10 kitabını okudum. Ondan affetmeyi, hoşgörüyü, aradığım cevapları, evren ve insan sevgisini öğrenmeye çalışıyorum.

Aradığınız cevapları buldunuz mu?

- Evet. Giderek yükselen, gelişen ve temizlenen bir ruhum olduğuna inanıyorum.

Bir ara da yoga yapıyordunuz. Devam mı?

- Yoga yalan oldu! Yerini pilatese bıraktı. Bir yandan da tenis oynuyorum. Ben aslında çabuk sıkılan bir adamım. Sürekli yeni şeylere merak sarıyorum.

Daha geniş omuzlu olmayı isterdim

Sahnede izleyenleri etkiniz altına alıyorsunuz. Bunun sırrı ne?

- Şarkılarımı insanlarla beraber söylemek benim yaşama sebebim. Dinleyicilerle kalplerimiz görünmeyen bir bağla birbirine kenetli. Sahnede de bu sayede onlarla bir bütün olup onlardan aldığım enerjiyi geri veriyor, gözlerine bakınca kalplerini görüyorum. Ve onlarla tek vücut oluyorum.

Starlığın gerekliliklerinden biri sansasyon galiba. Ama siz hep uzak duruyorsunuz?

- Madonna, Rihanna gibi isimlerin kariyerlerinde hep büyük olaylar ve sıçrayışlar var. Ben yaşadığım büyük olayları kendi içimde çözüp olabildiğince bu tarz şeylerden uzak durmaya çalışıyorum. Bu da kolay olmuyor.

Neden? Biraz mevzu çıkarmak fena olmaz mı?

- Bazıları “Çok sansasyonel isimlerle birlikte oluyorsun, neden söylemiyorsun?” diyor. Ama mevzu çıkarmadan yaşamayı istiyorum. Bana “ailemizin sanatçısı” demeleri hoşuma gidiyor. Sonuçta ben bu memleketin çocuğuyum. Dinleyicilerimin elinde büyüdüm. Bu yüzden belli bir çizgide kariyerime devam etmek istiyorum.

36 yaşına yeni girdiniz. Bu hayatınızda nasıl bir dönem?

- Zaman zaman sakin bazen haşarıyım. İkizler burcuyum ve değişkenim. Genelde uyumluyum. Su gibiyim. Karşımdakinin şeklini alarak ona doluyorum. Her türlü ortama ayak uyduruyorum.

Elinizde sihirli bir değnek olsa kendinizde neyi değiştirirdiniz?

- Çok merhametli ve iyimserim. Bazen bu kadar olmasam diyorum. Bir de paranın hesabını bilmiyorum.

Fiziksel olarak?

- Bizim ailecek vücut yapımız ideal standartlarda değil. Çocukken hep beyne ve kalbe yatırım yapmışız. Daha geniş omuzlu, sportif ve kaslı olmayı isterdim.

Muazzez Ersoy aşkım aşkım'ı söyleyecek

Muazzez Ersoy yeni albümü için “Aşkım Aşkım” şarkımı söylemek istedi. Çok büyük bir sanatçı, beni çok heyecanlandırdı. Bestelerimin farklı türde müzik yapan müzisyenler tarafından yeniden yorumlanması beni keyiflendiriyor. Bunu içimdeki çok sesliliğin dışa yansıması gibi algılıyorum.

En büyük şansım annem

Doğuştan bitmek bilmeyen bir enerjim var. Olduğum yerde duramıyorum. Örneğin, iki saatlik spor programımı dört saat yapınca ancak rahatlıyorum. Abim Ozan da böyle. Aslında aramızda en hiperaktifimiz, en büyük şansım olan annem. Ben babamı kaybettiğimde 13 yaşındaydım. Çok zor bir gençlik geçirebilirdim. Ama annemin enginliği bize bu hayatı sağladı.
 

Evlenmek değil çocuk yapmak istiyorum

Bazı kliplerinizdeki güzel kadın oyuncularla yakın temasınızı kıskanan erkekler var.

- Şarkınızda aşkı anlatıyorsanız kliplere yakın temaslı sahneler koymak, öpüşmek, koklaşmak, olayı daha inandırıcı kılıyor.

Bir şarkınızın nakaratında “Öp, öp” diyorsunuz. Sahi siz nasıl öpüşüyorsunuz?

- Öpüşmek benim için kalbin gıdası. Bu yüzden çok seviyorum. İyi öpüşen birini bulduğumda da kolay kolay bırakmıyorum. Bıraksalar saatlerce öpüşebilirim.

Peki sadece sevdiğimi öperim, gibi kurallarınız var mı?

- Hoşlandığım kadınla da öpüşebilirim. Ama sevdiğim kadınla efsane yazarım (Gülüyor).

Bir röportajınızda “İlk adım öpüşme, sonra gelişme ve sonuç gelir” demişsiniz. Gelişme ve sonuçta neler oluyor?

- Dokunma ve hissetme diyelim! (Gülüyor)

Uçuk fantezileri olan bir adam mısınız?

- İlişkim renklensin diye ufak oyunlar oynamayı herkes kadar seviyorum. Ama riskli, tehlikeli, uçuk boyutlarda değil. Kontrolünü kaybeden bir adam değilim.

Sizi bazıları sevimli bazıları çok seksi buluyor. Bu benzetmelerden hangisi hoşunuza gidiyor?

- Romantik serseri benzetmesini seviyorum. Hem hafif romantik, hem de serseri olmak bana seksi geliyor.

Hayali bir ilişkim var

Bu kadar iyi aşk sözleri yazan bir adam, çok sık aşık olur mu?

- Hayır ama olunca tam oluyorum. O heyecan herhangi bir kalıba sığmayacak cinsten. Güvendiğim insanla uyanmak fikri bana çok iyi geliyor. Kısaca aşk benim besin kaynağım.

Çevrenizdeki kadınlarla güven sorunu yaşamıyor musunuz?

- Ben iyi kalpliyim. O yüzden de başıma iyi şeyler geldiğini düşünüyorum. İnsanların niyetlerini de anlıyorum. Bu arada hayalimde yaşadığım bir ilişkim de var.

Nasıl yani?

- Gerçek dünyada yaşadığım bir ilişki değil. Bütün şarkılarımı yazdığım bir güç o. Özlemle kafamda şekillendirip değişik formlara sokuyorum. Şarkılara katıyorum. Tabii o şey bir gün gerçeğe dönüp karşıma çıkar mı bilemiyorum.

Çıkarsa evlenir misiniz?

- Evlenmek değil çocuk yapmak istiyorum. Evlenmeden çocuk sahibi olma taraftarı değilim. Hayalim biri kız, ikisi erkek üç çocuk sahibi olmak ve hep ailemle birlikte yaşamak var.

Şu an aşık mısınız?

- İçim coşku dolu. Kıpırdanmalar var.

Yavru kul gibi hissediyorum

Tuttuğunu koparan, yaptığı işi iyi yapan, havalı, bakımlı, erkeğine iyi bakan ve çekici kadınlardan hoşlanıyorum. Neşeli, festival gibi kadınlar ilgimi çekiyor. İnce ruhlu olması, ağlamaktan korkmaması ve romantik olması da lazım. İyi yemek yapması da benim için çok önemli. Çünkü kendimi birisi tarafından beslenen yavru kuş gibi hissediyorum.

Aynı pantolondan 10 tane alıyorum

* Sevdiğim şeyleri sahipleniyorum. Örneğin aynı gözlüğün 10 farklı rengi var. Bu tişört ve pantolonlarda da olabiliyor. Sanırım sevdiğim şeyleri sahiplenip sonunu görmek istiyorum.
* İki dövmem var. Biri sol biri sağ kolum. Sol kolumdaki uyumu simgeleyen yin yang sembolü. Diğeri tribal bir desen, anlamı yok.
* Şahan Gökbakar, Yalın ve Burak Kut gibi isimlerden oluşan bir PlayStation grubumuz var. Biraraya geldiğimizde 3-4 saat PES oynuyoruz. En iyi hangimiz daha belli olmadı.
* Film izlemeyi seviyorum. Son zamanlarda animasyon filmlere merak sardım.
* İki köpeğim var. Birinin adı Elvis diğeri Patron. Cinsleri Golden. Onlarla koşmak en büyük hobilerimden biri.
* Kiloluyken kendimi hiç beğenmiyorum. Yağ oranımı hep düşürmeye çalışıyorum. En çok et yemeyi seviyorum.
 

Gayler dünyayı güzelleştiriyor

Benim için kadın, erkek ve gay ayrımı yok. Sadece insan var. Ve ben üç cinsiyete yakınım. Ayrıca gayleri çok seviyorum. Bakımlı, zevkli ve pozitif olduklarından bence dünyayı güzelleştiriyorlar.

LED ceket giyecek

Kenan Doğulu 15 Haziran’da vereceği Carte d’Or Açıkhava Konserleri’nin kapanış konserine hazırlanıyor. Yine dinleyicilerine görsel ve işitsel bir şölen vaadediyor. Bu sene konser için yeni bir dans ekibi kurduğunu söylüyor: “Işıklar da çok etkileyici olacak. Eski ve yeni şarkıları birarada söyleyeceğim. Sahnede uçan balonlarla gösteri yapılacak. “Güzeller İçinden” şarkısı için mendiller yaptırıyorum. LED ışıklardan bir ceket giymeyi planlıyorum. Konsere gelenlere girişte birer Kenan Doğulu logosu verilecek. Bu logoyu web cam’e gösterdiğiniz zaman “Anlıyor musun?” şarkısının klibini müzik kanallarından önce konsere gelenler bilgisayarından ilk kez izleyecek. Bu Türkiye’de ilk...” Ayrıca Doğulu 12 Haziran Koç Lisesi’nde, 20 Haziran’da Taksim’de, 3 Temmuz’da New York Central Park’ta, 7 Ağustos’ta Kuruçeşme Arena’da olacak.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler