Tam Bağımsızlık ve Türkiye

Yayınlanma: 12.10.2008 - 11:11
Abone Ol google-news

Büyük devrimci Atatürk’ün ilkeleri, değerleri bugün de yolumuzu aydınlatmaktadır. Ulusumuz, ülkemiz, tam bağımsızlıktan, Atatürk ilke ve devrimlerinden nasıl gerilere, karanlıklara çekilmeye çalışılıyorsa, bu gidişi tersine çevirmek, aydınlık geleceğin ufkunu açmak elimizdedir ulusça!..


Tam bağımsızlık, kendi kendini yönetebilen, öteki devletlere karşı bağımlılığı olmayan devletlerde vardır. Bağımlılık değil, olsa olsa karşılıklılık temeline dayalıeşitilişkiler vardır, olabilir. Bu ilke çiğnendiğinde, ilişkiler de biter. Atatürk, Türkiye Cumhuriyetini bu ilişki biçimi temelinde kurmuş ve yönetmiştir. Atatürkten sonra gelenlerden İsmet İnönü dışındakiler. Atatürkün bu ilkesine uymamış, bu tutum, ülkemizi çıkmaz sokaklara sürüklemiş, çağdışı yönelişlere sokmuştur.

Birbirini tamamlayan iki ilke olan tam bağımsızlık ve laiklik gibi yaşamsal değerler, 1940lı yılların ikinci yarısında hedef tahtası olmuş, Atatürk Devrimi kuşatma altına alınmıştır.

İsmet Paşa döneminden sonra dış borçlanma başlamış (Cumhuriyet Döneminde), Cumhuriyet öncesi ve sonrasında ilk kez, borçsuz, denk bütçe (Kurtuluş Savaşı ve sonrasında) ilkesinden vazgeçilmiştir. Parasal ve siyasal ödünler, ülkemizi, halkımızı, tam bağımsızlıktan uzaklaştırmış, yoksulluk ve tek yanlı bağımlılık çemberine sokmuştur. Çağdışı gidişle birlikte, Atatürk Devrimi, Cumhuriyetin kazanımları yaralar almıştır.

Kurtuluş Savaşı öncesinde ve sonrası her telden çalanlar, (Çerkez Ethem, Rauf Orbay, Refet Bele ve benzerleri...) Kurtuluş Savaşımız ve Cumhuriyet döneminlerinde örnek kişilikleriyle(!) gelecek kuşaklara ders olmuşlardır!..

1946’da çok partili yönetime geçişle birlikte, Atatürk Devriminden ödünler verilmeye, tam bağımsızlık ilkesi çiğnenmeye başlamıştır. Atatürkün ilke edindiği ya bağımsızlık, ya ölüm!özdeyişi ve Atatürkün, İsmet İnönünün kıskançlıkla korudukları, Türkiyeyi Türkiye”, Cumhuriyeti , Devrimci Cumhuriyet yapan ilkeler kuşatma altına alınmıştır. Atatürk Cumhuriyetini sahiplenen, savunanlar, kırkların cadı kazanının hışmına uğramışlardır.

Böylece tam bağımsızlıktan adım adım uzaklaşılmış, ülkemiz iç ve dış sömürgecilerin yağma sofrası haline getirilmiştir.

Bugün geldiğimiz nokta, Atatürk, devrim, yurt ve emek düşmanlığının bizleri getirdiği noktadır. Ülkemizde IMF’ye (Uluslararası Para Fonu) borçlanma her yıl katlanarak artmış; ABD ve ABye bağımlılık günümüzde kimilerince olmazsa olmaz bir durum gibi görülmeye başlanmıştır. IMFnin yanı sıra Dünya Bankası, Birleşmiş Mliletler kuruluşları da, varsıllar grubunun önde gelenleri olarak günümüzde rollerinisürdürmektedir.

Sonuç

Büyük devrimci Atatürkün ilkeleri, değerleri bugün de yolumuzu aydınlatmaktadır. Ulusumuz, ülkemiz, tam bağımsızlıktan, Atatürk ilke ve devrimlerinden nasıl gerilere, karanlıklara çekilmeye çalışılıyorsa, bu gidişi tersine çevirmek, aydınlık geleceğin ufkunu açmak elimizdedir ulusça!..

Türkiyenin, ulusumuzun sahipsiz olmadığını yaşanan pek çok durumdan anlayabiliriz. Başta insan değerleri olmak üzere...

Meral Pazar


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler