"Bu halkı kardeşleştiremediniz"

DTP Genel Başkanı Ahmet Türk TBMM'de yaptığı grup toplantısında Türkiye'nin en önemli gündeminin, Kürt sorunu olduğunu ifade etti ve halkların kardeşliğinin sağlanarak, akan kanın durdurulması gerektiğini ifade etti.

Türk, dünyanın sonuçları kestirilemeyen ekonomik krizle karşı karşıya bulunduğunu, Türkiye'nin ise krizden etkilenme riski bulunan 28 ülkeden biri olduğunu kaydetti.

Hükümetin, Kürt sorununun çözümü konusunda ''bir reçetesi bulunmadığını'' ileri sürenTürk, ''Kürt sorununun çözümü çok basit. Sorunun çözümü için operasyonlara harcanan para 300 milyar dolardır. Kana, gözyaşına gerek kalmadan bu sorunu çözebilirdik. Eğer şimdiye kadar operasyonlara 300 milyar dolar harcanmasaydı, ekonomik kriz kolay atlatılabilirdi'' diye konuştu.

Halkın, bazı aydın, sanatçı ve sivil toplum kuruluşlarının sorunun demokratik ve barışçıl yollarla çözülmesini istediğini savunan Türk, ''DTP olarak halkın sesine kulak veriyoruz. Halkın, barışçıl taleplerinin yerine getirilmesinde her türlü desteğe hazırız. DTP, bir köprüdür. Bu köprünün yıkılması, Türkiye'yi felaketlere götürür. DTP'nin işlevini yerine getirmesine destek verilmesi halinde çok işler yaparız'' dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Kürtlerle Türklerin ''kışlada yan yana, öğrenci yurtlarında yan yana, okullarda aynı sıralarda oturduklarını'' söylediğini belirten Türk, şöyle devam etti:
''Evet yan yana olduk, ama bu halkı kardeşleştiremediniz. Eğer bu halkı kardeş görüyorsanız, yanınızda duranların kimliğini, kültürünü nasıl inkar edersiniz. Kardeşleşmenin yolu buradan geçer. Geçmişte yaşadık, 'emret komutanım' diyenler çoktur. Örnek mi istiyorsunuz. Bugün hiçbiri burada değil, birçoğu parlamento çatısında bile değil. Onlar, halkın verdiği desteği yerinde ve zamanında kullanamadığı için burada yoklar. Deniyor ki 'iki yaşındaki çocuğun yaşama hakkı yok mu?'Elbette ki var. O iki yaşındaki çocuğun yaşama hakkı için canımızı vermeye hazırız. Canların yere düşmesini hiçbir zaman tasvip etmedik. Ama işkenceyle öldürülenlerin de hakkını savunmak lazım. Gelin bu acıları ortaklaştıralım. Acıları yüreğimizde hissettirelim.''

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın ''Herri Batasuna'nın kapatıldığını, DTP'nin de kapatılabileceğine'' ilişkin sözler söylediğini belirten Türk, ''DTP, sorunu, Türkiye bütünlüğü içinde çözme mantığına sahip. Biz Ortadoğu halklarının kardeşleşmesini esas alan mantığa sahibiz. Franco Anayasası, 1982 Anayasasından farklı değil. Sayın Baykal, önce 12 Eylül Anayasası'nın karşısına çıkıp dursun. Anayasa değişikliğine izin vermeyecek, sonra birilerini suçlayacaksın. Hükümet güven yitirdi, telaş içinde. Baykal, seçim bölgesinde partisinin kapısına kilit vurmuş, bunun hıncını bizden çıkarıyor'' diye konuştu.

Artık diyalog kuralım

Türkiye'nin yeni bir sürece girdiğini, sadece belli bir bölgede değil, ülke genelinde olağanüstü hal uygulaması başlatılacağını ileri süren Türk, şunları kaydetti:
''Getirilmesi düşünülen değişikliklere baktığımızda, bütün Türkiye'yi olağanüstü hal bölgesine dönüştürecek anlayışın olduğunu görüyoruz. Askerin, polisin tam yetkiyle donatıldığını, istediği yerde arama yaptığını görüyoruz. Arama yaparken, müdahale ederken karar alma, bilgi verme ihtiyacı duyulmuyor. Ülkeyi, güvenlik karakoluna dönüştürecek yeni anlayışla hareket ediliyor. Gelin yanlışıyla doğrusuyla, artısıyla eksisiyle artık diyalog kuralım. Bu ülke insanı ancak öyle kucaklaşabilir. Kürt sorununun çözümü buradadır. 'Zaten devrilmiş araba, böyle giderse parçasını bile toplayamazsınız' diyoruz.''

Ahmet Türk, son yıllarda insan hakları ihlali iddiasıyla yapılan şikayetlerde artış olduğunu iddia ederek, Metris Cezaevi'nde Engin Çeber'nin öldürülmesinden dolayı sorumlu olanların tespit edilerek cezalandırılması gerektiğini, konunun takipçisi olacaklarını kaydetti.

Ergenekon davasının 20 Ekim'de başlayacağını anımsatan Türk, Ergenekon'la ilgili her şeyin ortaya çıkarılması amacıyla değişik tarih ve illerde miting düzenleyeceklerini bildirdi.

"Oturma eyleminden vazgeçtim"

DTP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan da Mecliste oturma eylemi yapmaktan vazgeçtiğini bildirdi.

Kaplan, şunları söyledi:
''Yaşanan acı olayların, toplumda gerginlik ve kamplaşma yarattığı bir süreçte Meclisin kanallarını açması ve acil olarak gündeme alması amacıyla bir milletvekili olarak kuliste 'pasif oturma eylemi' yapacağımı söylemiştim. Parti Meclis Grubumuzda yaptığımız değerlendirmede, Meclisin açıldığı ilk gün yaptığım konuşma, ikinci gün tezkere oylaması sonrası açıklamalarım ışığında kamuoyuna yeterli mesajın verildiği sonucuna ulaşılmıştır. Yaşanan hassas süreci dikkate alarak, oturma eylemimden vazgeçtiğimi ifade etmek istiyorum.''