Metin Kaplan'a ömür boyu hapis

Yasa dışı İslami Cemiyet ve Cemaatleri Birliği yöneticisi Metin Kaplan, ''anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs etmek'' suçundan verilen hükmün Yargıtayca bozulmasının ardından yeniden yapılan yargılamada, müebbet hapse çarptırıldı.

Yayınlanma: 15.10.2008 - 14:24
Abone Ol google-news

''Anadolu Federe İslam Devleti/İslami Cemaat ve Cemiyetler Birliği (AFİD/İCCB)'' yöneticisi olan ve ''Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs etmek'' suçundan verilen hükmün Yargıtayca bozulmasının ardından yeniden yargılamada müebbet hapse çarptırılan Metin Kaplan, 26 yıl daha cezaevinde kalacak.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki karar duruşmasında, tutuklu sanık Metin Kaplan hazır bulundu.

Görüntülü ve sesli kayıt sistemi de kullanılan duruşmada, besmele ile son savunmasına başlayan Kaplan, terör örgütü suçlamasını kabul etmeyerek, şunları söyledi:

''İslam hem din, hem devlettir. İslam'sız bir devlet düşünmek mümkün değildir. İslam dinini yanlış anlayanları uyarmak için ortaya çıkmış bir oluşumuz. Amacımız, Kuran'ın Anayasa, şeriatın kanun, devletin İslam olmasını sağlamaktır. Bu suçlamaları kesinlikle ve kesinlikle kabul etmiyoruz.
Biz millet, vatan düşmanı değiliz. Ülke topraklarının parçalanmasını istemiyoruz. Bizler, ne yaptığını bilmez cahiller değiliz. Aksine ne yaptığını bilen, bildiğini yazan, yazdığını okuyan kişileriz.''

Kaplan, İslam dininin terörist hareketlere başvurmalarına müsaade etmediğini belirterek, ''Terörist hareketlere ne dinimiz ne de hareketimiz müsaade eder. Müslüman, terörist olamaz'' dedi.

Silahlı ya da silahsız hiçbir kuruluşa bağlı olmadığını ifade eden Kaplan, ''Esas terörist, böyle Müslümanlara 'terörist' diyenlerdir'' şeklinde konuştu.

Rahatsızlığı nedeniyle hakkında doktorlarca ameliyat kararı alındığını anlatan Kaplan, zaman zaman götürüldüğü hastanede yatakların, banyoların temiz olmamasından, adliyede de temizlik malzemeleri bulunmamasından yakındı.

 

Hüküm

Kaplan'ın savunması sonrası davayı ikinci kez karara bağlayan mahkeme heyeti, ''Metin Kaplan'ın silahlı terör örgütünün lideri olduğunu, örgütün sevk ve idaresini yaptığını'' belirtti.

Heyet, kararında, sanığın, babasının ölümünden sonra ''Anadolu Federe İslam Devleti/İslami Cemaat ve Cemiyetler Birliği (AFİD/İCCB)'' adlı örgütün liderliğini yaptığının, eylemlerini yürüttüğünün, merkezi Anadolu olmak üzere şeri hükümlere dayalı ''Büyük İslam Devleti'' kurmayı hedeflediğinin, bu hedefine ulaşmak amacıyla cebir ve şiddet yöntemine başvurarak silahlı terör örgütü kurduğunun tüm dosya kapsamından ve delil durumundan anlaşıldığını kaydetti.

Kaplan'ın, Türkiye Cumhuriyeti'nin Anayasası'nın öngördüğü laik Cumhuriyet düzeni yerine şeriat esasına dayalı bir düzen getirmek amacıyla silahlı eylemlere teşebbüs eden AFİD/İCCB adlı yasa dışı silahlı terör örgütü niteliğindeki örgütün lideri ve yöneticisi olduğu hususunda mahkemenin kesin kanaate vardığı belirtilen kararda, sanık hakkında 765 sayılı eski TCK ile 5237 sayılı yeni TCK'nın lehe olan hükümlerinin incelendiği anlatıldı.
Mahkeme heyeti kararında, buna göre eski TCK'nın sanık lehine olduğunu ifade ederek, Kaplan'a, eski TCK'nın 146/1. maddesi uyarınca, ''Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs'' suçundan önce ağırlaştırılmış müebbet hapis verdi.

Daha sonra duruşmadaki hal ve tavırları dikkate alınan Kaplan'ın cezası, eski TCK'nın 59. maddesi uyarınca müebbet hapse dönüştürüldü. Ömür boyu kamu hizmetlerinden yasaklanan Kaplan'ın tutukluluk halinin sürmesi karara bağlandı.

Yasalara göre cezasının infazı 30 yıl eden Kaplan, 4 yıldır cezaevinde kaldığı için 26 yıl daha hapis yatacak.

 

Davanın geçmişi

Almanya'nın sınır dışı ettiği Metin Kaplan, 13 Ekim 2004'te Türkiye'ye getirildi. Aynı gün, hakkındaki davanın görüldüğü İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine çıkarılan Kaplan'a, kaldırılan İstanbul, Erzurum ve Adana DGM'lerde açılan ve birleştirilen 13 ayrı davanın iddianameleri okundu.

Uçakla Anıtkabir'e yönelik saldırı ve Fatih Camisi'nin işgal hazırlığının da aralarında bulunduğu 13 ayrı suçlamaya ilişkin Kaplan hakkında düzenlenen iddianamelerde, sanığın, müebbet ağır hapsi öngören ''Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs'' suçu ile ''bu suça fer'i iştirak'', ''yasa dışı örgüte üye olmak'' ve ''halkı kanunlara uymamaya tahrik'' suçlarından cezalandırılması isteniyordu.

Kaplan, İpsala Sınır Kapısı'ndan Türkiye'ye giriş yapan bir otomobildeki aramada, ''Anadolu Federe İslam Devleti''nin propagandasının yapıldığı kaset ve dokümanlarla ilgili 1999'da açılan dava kapsamındaki gıyabi tutukluluğu vicahiye çevrilerek cezaevine konulmuştu.

İlk yargılamada Kaplan, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince, 20 Haziran 2005 tarihli duruşmada, lehine olduğu gerekçesiyle eski TCK'nin 146. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, ''Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırılmıştı.

Kaplan'ın, duruşmalardaki tavrından pişmanlık göstermediğinin anlaşıldığını belirten mahkeme heyeti, sanığın, eski TCK'nın cezada indirimi öngören 59. maddesinden yararlanmasına takdiren yer olmadığını hükme bağlamıştı.

Kararın temyiz edilmesi üzerine dosyanın gittiği Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Kaplan hakkındaki kararı, usul eksikliği bulunduğu, eksik soruşturma yapıldığı ve yeni Türk Ceza Kanunundaki hak mahrumiyetlerine ilişkin hükümlerin dikkate alınması gerektiği görüşüyle bozmuştu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler