Selçuk'tan savcıya dava

Ergenekon savcılarının özel yaşamın gizliliğini ihlal ettiği, keyfi davrandığı ve başyazarımızı karaladığı belirtildi. İlhan Selçuk'un avukatları, duygularını iddianamede yansıtan Ergenekon savcılarının bazı saptama ve bilgilere, davayla ilgisi olmadığı halde yasaya aykırı olarak iddianamede yer verdiklerine dikkat çekti. Dava dilekçesinde mahkemeden kişilik haklarına yapılan haksız saldırının tespitini isteyen İlhan Selçuk, davalı savcılardan para olarak herhangi bir tazminat isteminde bulunmadı.

Yayınlanma: 16.10.2008 - 08:51
Abone Ol google-news

Ergenekon davası kapsamında yargılanacak olan gazetemiz imtiyaz sahibi ve başyazarı İlhan Selçuk, iddianameyi hazırlayan savcılar Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın hakkında kişilik haklarına saldırıda bulundukları gerekçesiyle dava açtı.

İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada, Selçukun avukatları, soruşturmayı yürüten savcılar Öz, Pekgüzel ve Taşkının, Selçuka yönelik bazı saptama ve bilgilere davayla ilgisi olmadığı halde yasaya aykırı olarak iddianamede yer verdiklerini ve Selçuku karalama, küçük düşürme amacıyla kullandıklarını iddia ettiler. Dava dilekçesinde mahkemeden kişilik haklarına yapılan haksız saldırının tespitini isteyen Selçuk, davalı savcılardan para olarak herhangi bir tazminat isteğinde bulunmak yerine kararın gazetelerde ilanen yayımlanmasına hükmedilmesini talep etti. Dava dilekçesinde, iddianamede ve dosyada yer verilen bazı bölümlerden alıntılar yapılarak, bu bilgilerin davayı açan savcıların Selçuka yönelik kişisel tavır ve duygularını yansıttığına yer verildi.

Savcıların, soruşturma sürecinde duygularının iddianameye yansıtıldığı belirtilerek yasada öngörüldüğü şekilde davranılmadığı, keyfi işlemler yapıldığı, davayla ve suçlamayla ilgisiz anlatım ve bilgilerin yayımlanmasına bilerek neden oldukları belirtildi.

Selçukun kamuoyunca tanınmışlığı ve saygınlığının, birçok önemli şahsiyetle tanışıklığının, kendisine İlhan abidenilmesinin dahi davalı savcılar tarafından suç kanıtı olarak gösterildiği dava dilekçesinde, Selçukun yaşam tarzının ve geçmişinin de Nazi dönemi anlayışıyla suçluluğunun kanıtıymış gibi gösterilmesinin, savcıların Selçuka yönelik sübjektif, yanlı ve maksatlı görüşlerini ortaya koyduğu ileri sürüldü. Dilekçede ayrıca, Selçukun gözaltına alınış biçimine yönelik olarak medyada yapılan eleştirilere de iddianamede geniş yer verilerek yanıtlanması ve bunun sorumlusunun da Selçuk olarak gösterilmesinin kabul edilebilir bir kamu görevlisi yaklaşımı olamayacağı vurgulandı. Dilekçede, iddianamede Selçukun Ziverbey Köşkü kitabından alıntı yapılarak Selçukun yazılı savunmasının içine yerleştirdiği akrostişlerle”, işkence altında olduğunu kanıtlamasının, kendisinin ne kadar zeki ve uyanık olduğunu gösterdiği, bu nedenle de suçlama konusunda telefon görüşmeleri ve yazıları dışında kendi ifadeleri ile olayın aydınlatılmasının zor olduğu tespitinin yer aldığı anımsatılarak böylesi subjektif tespitlerle, dava açılmasının Selçuk hakkında açılan soruşturma ve davanın yasaya aykırı olduğunu açıkça gösterdiğini ve hakkındaki suçlamaya yeterli hiçbir delil olmadığı halde, sırf kendisine ve görüşlerine olan hasım duyguların etkisi altında bu davaya dahil edildiği iddia edildi.

 

Özel yaşamın \t\tgizliliği ihlal edildi

Selçukun davayla ve suçlamayla ilgisi olmayan ve özel yaşamını ilgilendiren birçok konunun da dosyaya konulmasının yasaya aykırı olduğu, Selçukun özel yaşamının gizliliği hakkını ihlal ettiğinin yasaya aykırı olduğu bilindiği halde, savcılar tarafından Selçuku kamuoyun önünde zor durumda bırakma, özel yaşamı deşifre etme ve kendisini karalama amaçlı olduğu belirtilen dava dilekçesinde, Ceza Muhakemesi Kanunu ile kendilerine tanınan yetki sınırını çiğnedikleri, aştıkları ve görevlerini kötüye kullanarak Selçukun kişilik haklarını ihlal ettikleri, bu durumun savcıların kişisel kusurunuoluşturduğu ileri sürüldü. Dilekçede, 3 savcının neden olduğu hak ihlallerinin tespitine karar verilmesi istendi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler