Talat'tan KKTC gündemine ilişkin açıklamalar

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Kıbrıs sorununun çözüm sürecinde temel ilkelerinin, siyasi eşitliğin mutlak suretle sağlanması olduğunu belirterek, ''Kıbrıslı Türklerin yeniden tehlikeye düşmeyeceği bir çözüm peşindeyiz.''dedi.

Yayınlanma: 16.10.2008 - 13:17
Abone Ol google-news

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Galatasaray Üniversitesi'nde ''Kıbrıs'' konulu bir konferans verdi. Kıbrıs konusunda söylenecek çok şeyin bulunduğunu ve bu konu üzerinde ünlü fıkraların bile var olduğunu kaydeden Talat, ''Geçmişi bugün yargılamak çok kolaydır. Önemli olan, o anı yaşarken o yanlışı görmek ve ona engel olmaktır'' dedi.

Cumhurbaşkanı Talat, Kıbrıs konusunda 2003 yılına kadar ''Kıbrıs'ta bir yapı oluşturduk. Bu yapıya ne kadar direnirlerse dirensinler yasal hale gelecek'' şeklinde bir politika güdüldüğünü, bu politikanın yanlışlığının ve sürdürülebilir olmadığının 2003 yılından sonra anlaşıldığını kaydetti.

Talat, Kıbrıs Rum tarafının 16 Nisan 2003 tarihinde bütün ada ve bütün halk adına AB'ye katılım anlaşmasını imzalamasından sonra Kıbrıs sorununun çözümünde rollerin ve ağırlıkların değiştiğini ifade etti.

Türk tarafının Annan Planı'nı kabul etmesinden sonra izolasyonların kalkacağı şeklinde sözler verildiğini anlatan Talat, ''Bütün çabalarımıza rağmen izolasyon konusunda küçük adımlar atıldı. Ekonomide ciddi canlanma oldu. Dünyada da çok büyük kabul gördük. Yatırımcılar gelmeye başladı. Bizim arzumuz, beklentimiz bu değil. Biz, Kıbrıs'ın eşit ortağı olma hedefindeyiz. Eşit ortağı olmayacaksak, bu ne bizi bugün memnun eder, ne de uluslararası toplumun bize bakış açısı bizi mutlu eder'' diye konuştu.

Dimitris Hristofyas'ın Kıbrıs Rum kesiminin başına gelmesinden sonra bir ay içinde çalışma gruplarının toplandığını ve teknik komitelerin oluşturulduğunu hatırlatan Talat, teknik komitelerde 22 kararın alındığını, çalışma gruplarında da tarafların pozisyonlarının belirlendiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Talat, 3 Eylül'de, tam müzakere süreçlerinin başlamasından sonra federal hükümetin yetkisi konusunun görüşüldüğünü ve bazı yetkilerde de anlaşıldığını anlattı, bu sürecin devam edeceğini söyledi.

Talat, şunları kaydetti:
''Çözüm sürecinde temel ilkemiz, siyasi eşitliğin mutlak suretle sağlanması. Siyasi eşitlik demek; karar alma süreçlerine etkin katılım, etkin temsiliyet demek. Bir diğeri, bu iki kurucu devlet eşit statüde olacak. Yeni devletin ortaya çıkışı ayrı ayrı ve eş zamanlı referandumlarla sağlanacak. Garanti ve ittifak anlaşmalarının devamı Kıbrıslı Türkler açısından da hayati derecede önemlidir. Kıbrıslı Türkler, AB ve bazı uluslararası kuruluşların sağlayacağı güvenliğe güvenmemektedir. Türklerin garantisi son derece önemlidir. Varacağımız anlaşmada ortaya çıkacak ayrıklıklar AB'nin birincil hukuku haline getirilmelidir. AB, kendini bizim bütünlüklü çözüm anlaşmamıza uyarlayacak. Aksi halde ne bugünkü, ne de geçmişteki müzakereler başlamazdı. ''

 

Öğrencilerin soruları

Konuşmasının ardından öğrencilerin sorularını cevaplayan Talat, ''Rum tarafıyla varacağınız anlaşmaların devamlılığı konusunda bir endişeniz var mı?'' sorusu üzerine, ''Yok dersem, doğru söylemiş olmam. Var tabii. Biz neye dikkat ediyoruz? Varacağımız çözümün sürdürülebilir olmasını istiyoruz. İki halk arasında büyük bir güvensizlik var. Bu güvensizlik, ortak faaliyetler yapma yoluyla da ortadan kalkmaz. Kıbrıslı Türklerin yeniden tehlikeye düşmeyeceği bir çözüm peşindeyiz'' diye konuştu.

Talat, ''Biz yaştaki Kıbrıslı gençlerin Kıbrıs sorununun çözümüne Türkiye'nin müdahil olmasını istemedikleri gibi bir düşünce var. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?'' sorusuna karşılık olarak da şunları söyledi:
''Bu düşünce doğru değil ve yaygın olan düşünce değil. Türkiye'nin katkısı olmadan Kıbrıs sorunu çözülemez. Türkiye'nin müdahil olmamasını istemek mantıklı değil. Bu, genel inanış değil. Aksine, Kıbrıslı Türkler, varılacak anlaşmanın güvenceye alınmasını ve Türkiye'nin güvence vermesini istiyor. Türkiye'nin hem güvencesi, hem desteği şarttır. Bu süreci Türkiye ile birlikte yürütüyoruz. Türkiye bizi çözüm konusunda çok ciddi bir şekilde destekliyor.''

''Hristofyas ile yapılan müzakerelerde TSK'nın adadaki varlığı konusunda bir görüşme oldu mu?'' sorusuna da Talat, şu cevabı verdi:
''Böyle bir müzakere yapmadık. O, garanti ve ittifak anlaşmaları çerçevesinde müzakere edilecek bir konudur ve gündemimizin alt sıralarındadır. Birinci başlığımız yönetim ve güç bölüşümü, ikinci konu da mülkiyettir. Daha böyle bir görüşme kesinlikle yapılmadı. Bu, Hristofyas ile benim muhalefette olduğum yıllarda, kendisiyle adanın askersizleştirmesi konusunda anlaştığımız iddialarından kaynaklanıyor. Gerçi bu da doğru değil. Ama şu doğrudur; adanın askersizleştirilmesi için imza attığımız doğrudur. Bu, Türkiye'nin de ilkelerinden bir tanesidir. Askersizleştirme derken, anlaşmalar dışında kalan askerlerin çekilmesi anlaşılmalıdır. Çözüm halinde anlaşmalar dışındaki askerlerin çekilmesi anlaşılmalıdır.''

 

Kıbrıs'a yerleşen Türkler

Talat, 1974 harekatından sonra Kıbrıs'a yerleşen Türklerle ilgili bir soruya, ''Türkiye'den Kıbrıs'a yerleşen ve Kıbrıslı olan insanlar bizim yurttaşlarımızdır. Herkes aynıdır. Bu, hiç tartışma konusu bile değildir'' yanıtını verdi.

''Rum kesiminin AB'ye girişine Türkiye'nin yeterli tavrı koyup koyamadığına'' ilişkin bir soru üzerine ise Talat, geçmişi fazla eleştirmek istemediğini belirterek, ''Ciddiyetle Kıbrıs Rum tarafının AB'ye girmesinin önüne geçilecek adımlar atılmadı diyebilirim'' dedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler