Cumhuriyet'ten bir dava daha

İlhan Selçuk'un ardından, Cumhuriyet Gazetesi'nin imtiyaz sahibi olan Cumhuriyet Vakfı ile gazeteyi yayımlayan şirket tüzel kişiliği, manevi tazminat davası açtı. Cumhuriyet Gazetesi başyazarı İlhan Selçuk, önceki gün, soruşturma savcıları aleyhine açtığı davada, kişilik haklarına saldırının tespitini istemiş, hükmün basın yoluyla yayınlanmasını talep etmişti.

Yayınlanma: 17.10.2008 - 13:39
Abone Ol google-news

Cumhuriyet Gazetesi'nin imtiyaz sahibi olan Cumhuriyet Vakfı ile gazeteyi yayımlayan Yeni Gün Haber Ajansı A.Ş adına avukatlar Akın Atalay, Bülent Utku ve Tora Pekin,  Ergenekon iddianamesini hazırlayan Cumhuriyet Savcıları Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın aleyhine, toplam 100 bin YTL manevi tazminat istemiyle İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde yeni bir dava açtı. Cumhuriyet Gazetesi başyazarı İlhan Selçuk, önceki gün, soruşturma savcıları aleyhine açtığı davada, kişilik haklarına saldırının tespitini isteyerek, Borçlar Yasasının 49. maddesinin 3. fıkrasına göre haksız tecavüzü kınayan bir karar verilmesini ve hükmün basın yoluyla yayınlanmasını talep etmişti.

Cumhuriyet Gazetesi'nin avukatlarının hazırladığı dava dilekçesinde, iddianameyi yazan Cumhuriyet Savcılarının, sanki Ergenekon davasında gazete tüzel kişiliği yargılanıyormuşcasına, gazeteye yönelik haksız, hukuka aykırı, ticari ve mesleki itibarına saldırı oluşturan ithamlarda bulunulduğu belirtildi. İddianamede Cumhuriyet Gazetesi'ne yönelik olarak, Ergenekon terör örgütünün yayın organı olduğu şeklinde nitelemelerde bulunulduğunu, gazete hakkında açılmış böyle bir dava ve soruşturma bulunmadığına dikkat çekildi. Soruşturmanın ve davanın gazete tüzel kişiliği ile çalışanlarına yönelik olmadığını ve olamayacağı kaydedilerek, “İddianame ile bir kez daha ortaya çıktığı gibi, davalı savcıların objektif ve yasaya uygun davranmayıp, sırf gazeteye yönelik hasmane tutumları nedeniyle keyfi tutum ve işlemler yaptıkları görülmüştür” denildi. Demokratik bir toplumda denetim dışı ve yasalardan muaf hiçbir kişi ve kurumun olamayacağına işaret edilen dilekçede, davalı savcıların da yetkilerini kullanıp, görevlerini yaparken yasayla bağlı oldukları anımsatıldı. Yasanın kendilerine verdiği yetkiyi kötüye kullanarak, hasım gördükleri kişi ve kurumların mağdur edilmesinin, karalanmaya ve küçük düşürülmeye çalışılmasının hukuki koruma göremeyeceği ifade edildi. Soruşturma savcılarının, Ergenekon davasında, aslında, mağdur ve suçtan zarar gören konumunda olan Cumhuriyet Gazetesi'ne, kişisel duygu ve düşüncelerinin etkisi altında kalarak ve karalama maksadıyla haksız ve kabul edilemez ağır suçlamada bulundukları ileri sürüldü. Yargılamada iddiayı temsil eden savcıların, dava ve yargılama ile bağlantısı olmayan konularda, kişilerin hak ve hukukuna riayet etmesi gerektiği vurgulanan dilekçede, “Aksi yaşandığında, savcıların da hukuki sorumluluklarının bulunması, hukuk devletinin gereğidir” denildi.

 

“Hesap verilmeli”

Hukuk devletinde hukukun dışına çıkan, yasaya aykırı işlem ve eylemde bulunan kim olursa olsun hukuk önünde bunun hesabını vermesi gerektiği belirtilerek, şöyle denildi: “Cumhuriyet gazetesi, bombalamanın sorumluluğunu taşıyan kişi ve örgütlere karşı takipçi olacağı gibi gazeteyi karalama, küçük düşürme ve tasfiye amaçlı her türlü girişime karşı da hukuk zemininde haklarını arayacaktır. Bunu gerek savcılara karşı, gerekse gazetenin bombalanmasından sorumlu olanlara karşı ayrım gözetmeden yapacaktır.” Türkiye’nin halen yayın hayatını sürdüren en eski gazetesi olan Cumhuriyet gazetesine yönelik iddianamedeki nitelemelerin, gazeteye yönelik haksız bir eylem oluşturduğu belirtilen dilekçede, eylemin ağırlığının dikkate alınarak, toplam 100 bin YTL manevi tazminatın davalı savcılardan tahsil edilmesini istendi. Avukatlar mahkemeye, Yargıtay’ın, usulüne uygun iddianame düzenlemeyen Cumhuriyet Savcılarının, kişisel kusuru nedeniyle haklarında dava açılabileceğine ilişkin kararından örnekleri de sundular.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler