"Değişiklik ile firavun olmaya çalışıyorlar"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Fakir fukara edebiyatı yaparak hepsi han hamam sahibi oldular. Karun oldular, şimdi milletin başına Anayasa değişikliği ile firavun olmaya çalışıyorlar. Buna izin vermeyeceğiz'' dedi.

Yayınlanma: 20.08.2010 - 11:06
Abone Ol google-news

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, referandum gezileri kapsamında 50. mitingini Uşak'ın İstasyon Meydanı'nda yaptı. İl merkezine gelmeden önce ilçeleri de ziyaret eden Kılıçdaroğlu, miting konuşmasına, programındaki 2 saatlik gecikme nedeniyle yurttaşlardan özür dileyerek başladı.

Meydandaki ''Üfle CHP, sönecekler. Silkele Kemal düşecekler'' pankartını işaret eden Kılıçdaroğlu, ''Söz veriyorum gövdeyi silkeliyorum, siz de dalları silkeleyin'' dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 2002 yılında Uşak'ta yaptığı konuşmada mazot fiyatlarını ucuzlatarak çiftçiyi rahatlatacağı sözünü verdiğini, ancak bu sözü yerine getirmediğini ileri süren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''Buna gülüyorsunuz değil mi? Diyor ki, 'bizi karikatüristlere havale ediyorlar.' Ben sizi karikatüristlere havale etmeyeyim de ne yapayım? Sekiz senedir oturuyorsunuz orada. Pırlantayı sıfırladınız mazota bindirdiniz. Neden? Çiftçi üretiyor, çalışıyor, Recep Bey rahatsız oluyor. Çünkü Recep Bey'e göre halkın iktidarı değil rantın iktidarı. Biz de söz veriyoruz, rantın iktidarını yıkıp halkın iktidarını kuracağız.''
 

''Grev yoksa al o anayasa değişikliğini başına çal''

İktidarın Anayasa değişiklikleri ile halkın gerçek gündemini değiştirmeye çalıştığını öne süren Kılıçdaroğlu, ''Anayasa değişikliği ile memurlara sözde toplu sözleşme hakkı getirmişler. Grev var mı? Grev yoksa al o anayasa değişikliğini başına çal diyeceğiz. Başka ne diyeceğiz'' ifadesini kullandı.

Kamuda engelli kadrolarında açık olmasına karşın hükümetin atama yapmamasını eleştiren Kılıçdaroğlu, bu kadrolara atama için anayasa değişikliğine gerek olmadığını savundu. İktidarın anayasa değişikliği ile yargıyı siyasallaştırmayı hedeflediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Recep Bey düzenini bozduğun kantar gün gelir seni de tartar. Hiç unutma'' dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, iktidardakilerin fakir fukara, din iman edebiyatı yaparak halka sırtını döndüğünü ve zenginleştiğini öne sürerek, ''Fakir fukara edebiyatı yaparak hepsi han hamam sahibi oldular. Karun oldular, şimdi milletin başına anayasa değişikliği ile firavun olmaya çalışıyorlar. Buna izin vermeyeceğiz'' diye konuştu.

Yurttaşlardan referandumda ''hayır'' oyu isteyen Kılıçdaroğlu, ''hayırsıza hayır diyerek hesap sormanın'' doğru bir davranış olduğunu söyledi. CHP iktidarında daha aydınlık bir Türkiye sözü veren Kılıçdaroğlu, yurttaşlara, ''Benim sözüm Recep Bey'in sözü değil. Memur Kemal'in, emekli Kemal'in, işçi Kemal'in en önemlisi insan Kemal'in sözüdür'' diye seslendi.

Eski Genelkurmay Başkanlarından Orgeneral Yaşar Büyükanıt'a üstün hizmet madalyası verilmesini de eleştiren Kılıçdaroğlu, ''Sana sesleniyorum Recep Bey. Kaç yerde seslendim. Kulakların sağır mı? Sana muhtıra veren paşaya üstün hizmet madalyası verdin mi vermedin mi'' dedi.

Kılıçdaroğlu, Uşak mitingi öncesinde Dumlupınar ilçesinde şehitliği ziyaret etti. Banaz ilçesinde kültür parkı ve Atatürk heykelinin açılışını yaparak, yurttaşlara hitap etti.

Kılıçdaroğlu, Sivaslı ilçesinde de halka seslendi.

 

"AKP bir pazarlık süreci başlattı"

Kemal Kılıçdaroğlu, Afyonkarahisar gezisine giderken parti otobüsünde beraberindeki bir grup gazetecinin sorularını yanıtladı.

CHP Genel Başkanı, "AKP'nin, Heronlarla ilgili Genelkurmay Başkanlığı'nın açıklama yapması yönünde bir talebi olduğu" ifade edilerek bu konudaki değerlendirmesinin sorulması üzerine şunları kaydetti:

"Bu çağrıyı anlamakta zorlanıyorum. İktidar kendisini muhalefette mi zannediyor? Eğer Heronlarla ilgili bir sorun, yanıtlanması istenen bir soru varsa bunun muhatabı hükümettir. Genelkurmay Başkanı hükümete bağlıdır. Bu konuda eğer 'Genelkurmay'dan bilgi alamıyoruz' diye bir düşünceleri varsa onu da açıklasınlar. Hangi Genelkurmay Başkanı hükümete niçin bilgi vermiyor? Sayın Genelkurmay Başkanı hükümete karşı sorumludur. Yanıt vermesi gerekiyorsa hükümete yanıt vermelidir. Özellikle hükümetin bu konuda kamuoyunu süratle aydınlatması gerekir. Aydınlatmadığı takdirde gereğini yapamıyor demektir. Sayın Başbakan bu konuda daha kararlı ve daha tutarlı tavır sergilemeli. Varsa bir olumsuzluk onun sorumlularını bulup yargının önüne çıkarmalıdır."

Kemal Kılıçdaroğlu, terör örgütü PKK ile pazarlık yapıldığına ilişkin tartışmalar ve buna ilişkin AKP'den yapılan açıklamayı da değerlendirdi. AKP'den yapılan açıklamada "terör örgütü" yerine "illegal örgüt" ifadesinin kullanıldığının hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, "bir pazarlık olduğunu, bu konuyu inceleyen, bu konuda kafa yoran bütün kesimler ortak bir söylem olarak dile getiriyorlar. Pazarlığın sonuçlarından birisi de öyle anlaşılıyor ki terör örgütü, illegal örgüt söylemi konusundaki belirginleşmedir. Artık AKP, PKK'yi terör örgütü olarak görmemeye başlamıştır. Bu da pazarlığın çok açık bir örneğidir" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, bir başka gazetecinin, "Referandum öncesinde terör örgütünün ateşkes ilan ettiğini açıklayarak terörü bir anlamda gündemden düşürmüş olduğunu" ifade etmesi ve ''Bunu mu kastediyorsunuz" diye sorması üzerine, "Bir pazarlık olarak 'hayır' çıkma endişesi hükümette vardı zaten. Bu konuyla ilgilenen değişik çevreler tarafından da zaman zaman dile getiriliyordu. Öyle anlaşılıyor ki hükümetin yaptığı çalışmalarda da 'hayır' çıkma endişesi belirginleşiyordu. AKP, 'evet'i garantilemek için bir pazarlık süreci başlattı. BDP de bu pazarlık sürecine zaten açıktı. Öyle mesajlar veriyordu. Bu pazarlığın önümüzdeki günlerde somutlaşması bekleniyor. Terör örgütünden gelen açıklamalarda hükümetin doğrudan kendileriyle pazarlığa geçtiğini ifade ediyorlar zaten" dedi.

 

"Sömüren kişilerin başında da Recep Bey geliyor"

Kılıçdaroğlu, "demokratik özerkliğin pazarlığın bir parçası olup olmadığına ilişkin" soruyu da yanıtladı. CHP genel Başkanı, "Bugünden bu pazarlığın ayrıntılarına ilişkin yorum yapmanın doğru olmayacağını" söyledi.

Kılıçdaroğu, ''AKP'nin PKK'yi artık terör örgütü olarak görmediğini söylediniz. Bunu biraz açar mısınız" sorusuna, "Ben böyle bir tespitte bulunmadım. Yapılan açıklamalar bunu gösteriyor" yanıtını verdi.

Kılıçdaroğlu, bugün bir gazetede yer alan ve "Başbakan Erdoğan'ın bir ülkücünün katilini partisinden milletvekili yaptığına ilişkin iddianın" sorulması üzerine şunları kaydetti:

"Geçmişte yaşanan acı olayların günümüze taşınmasının ne kadar yanlış olduğunu bu örnek açıkça gösteriyor. Geçmişte acı çekenleri acıları hiç acı çekmeyen kişiler tarafından sömürülmeye başlandı. Sömüren kişilerin başında da Recep Bey geliyor. 12 Eylül'de fatura ödemedi. Acılarını yaşamadı. 12 Eylül bunların sırtını sıvazladı. Bunlar büyük ölçüde 12 Eylül Anayasası'na 'evet' dediler ama bugün yargıyı ele geçirmek için 12 Eylül'de acı çekenlerin acılarını istismar etmeye başladılar, sömürmeye başladılar. 12 Eylül'e karşı bir tavır sergiliyormuş gibi bir tutum takındılar. Ama bugün gelinen noktada açıkça görülüyor ki bütün bu eylemlerinin tek bir nedeni var. Acaba biz yargıyı ele geçirmek için yaptığımız Anayasa değişikliğine nasıl geçmişte 12 Eylül'de acı çekenlerin oylarını alabiliriz... Bu tuzak üzerinden hareket ediyorlar. Bilinçli hiç bir yurtseverin, acı çekenlerin bu tuzağa düşmeyeceğini sanıyorum."

Kılıçdaroğlu bir başka soru üzerine Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda (HSYK) yaşanan atama krizine değindi. Davalara bakılırken yargıcın ya da savcının ismi üzerinden uygulama yapmanın doğru olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, AKP ile beraber belli davaları belli savcıların, belli hakimlerin yürütmesi gibi bir durumun ortaya çıktığını savundu. Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunun açık anlamı şudur: Benim yargıcım vardır, benim davama bakacaktır ve benim istediğim gibi sonuçlandıracaktır. Bu yargıca kimsenin dokunmasını istemiyorum. Eğer Yargıtay bu yargı süreci içerisinde yanlış verilen kararlar nedeniyle belli yargıçları tazminata mahkum etmişse o yargıçların zaten orada durmaması lazım. Hukuksuzlukları yargı kararıyla tespit edilmiştir. Hukuksuzlukları yargı kararı ile tespit edilmiş kişileri ısrarla aynı görevde tutmak istiyorlar. 'Benim istediğim davaya benim istediğim gözlüklerle bakılsın'. Bunun adı hukuk değildir. Zaten olağanüstü mahkemelerin varoluş nedeni de siyasetin emrinde olmasıdır olağanüstü mahkemelerin. Burada da siyasetin emrinde bir yargı düzeni var ve bu düzen sürdürülmek istiyor."

Kılıçdaroğlu, CHP'nin hazırladığı referandumda neden "hayır" denilmesine ilişkin mektupların muhtarlara ve sivil toplum örgütlerine gönderileceğini de açıkladı.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler