'Soruyorum 30 yıldır kim kazandı?'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Peki soruyorum: 30 yıldır kim kazandı? Bu ülke kazanmadı, tersine sadece maddi boyutunu söylüyorum, 450 milyar dolar kaynağını kaybetti. Bu ülkenin insanları kazanmadı, tersine 40 binden fazla vatandaşını zamansız şekilde toprağa verdi'' dedi.

Yayınlanma: 23.08.2010 - 15:49
Abone Ol google-news

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisince Beşyol Meydanı'nda düzenlenen mitingde konuştu. ''Serhat şehri Van'ı, kültür şehri, tarih şehri, medeniyet şehri Van;ı selamlıyorum'' diyen Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: ''Van'ın yiğit insanlarını, cömert insanlarını, civanmert insanlarını selamlıyorum. Biz Van'a sevdalıyız. Biz aziz milletimize sevdalıyız. Ferhat gibi dağları deliyor, Mecnun gibi çöller aşıyor, bu ülkeye, bu millete hizmet kazandırmanın, eser kazandırmanın mücadelesini veriyoruz. Türkiye'nin Doğusu ile Batısı arasında ayrım yapmadık, yapmıyoruz. Türkiye'nin Kuzeyini Güneyinden ayırmadık, ayırmıyoruz. Aşkla, sevdayla, 81 vilayetimize, 780 bin kilometrekare vatan toprağına hizmet üretiyor, 73 milyon vatandaşımızın tamamının hayır duasını almaya çalışıyoruz. Bizim, kitabımızda etnik bölgesel, dinsel milliyetçilik yok. Biz zira yaradılanı yaradandan ötürü seven bir medeniyetin mensuplarıyız. Biz, dikkat edin, Batı'da ayrı, Doğu'da ayrı konuşanlardan değiliz. Biz, Kuzeyde ayrı bir dil güneyde ayrı bir dil kullananlardan değiliz. Biz Van;da ne söylüyorsak, Ankara'da da onu söylüyoruz. Diyarbakır;da onu söylüyoruz. Bizde değişiklik yok, bu şekilde bu yolculuğumuzu devam ettirdik. Aynı kararlılıkla devam edeceğiz. 12 Eylülde halk oylamasına gideceğiz. Bu halk oylamasında yeni bir adım atılacak, yeni bir milat. Van bir başka bakacak dünyaya, Türkiye bir başka bakacak dünyaya.''

Aşkın insanı deli divane ettiğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti: ''Biz milletimiz için bu yola koyulduk, mücadeleyi verdik. Ve bu samimiyet bizi buralara taşıdı. Nasıl Edirneli'nin, Artvinli'nin, Sivaslı'nın, Antalyalı'nın, Aydınlı'nın, İzmirli'nin derdi bizim derdimizse, Hakkarili'nin, Muşlu'nun, Bitlisli'nin, Bingöllü'nün, Batmanlı'nın ve elbette Vanlı'nın derdi de bizim derdimizdir. Biz bu ülkenin her karış toprağına sevdalıyız. Biz bu ülkenin insanına sevdalıyız. Yunus Emre ne diyorsa Ahmet Hani de aynısını söylüyor. Mevlana ne söylüyorsa, Faki Teyran da aynısını söylüyor. Kimi Kürtçe söylüyor, kimi Türkçe söylüyor. Ama hepsi de, Yunus;un söylediği gibi, yaradılanı severim, yaradandan ötürü diyor. İnancı ne olursa olsun, dili, rengi ne olursa olsun; değil mi ki hepimizi Allah yarattı. Allah için, Allah aşkı için birbirimizi seviyoruz. Ama bunu istismar eden yok mu, var. İşte biz böyle bir anlayışla 81 vilayete hizmet ediyoruz.''

 

'Terör yaklaşık 30 yıldır yaşanıyor'

Başbakan Erdoğan, terörün yaklaşık 30 yıldır yaşandığını anımsatarak, şunları kaydetti:
''Yaklaşık 30 yıldır bu ülkede güvenlik güçlerine, masum insanlara kurşun sıkılıyor. 30 yıldır bu ülkede pırıl pırıl gençlerimiz, aldatılarak dağlara çıkarılıyor. 30 yıldır bu ülkede anneler ağlıyor, babalar ağlıyor, ocaklara kara haberler geliyor. Peki soruyorum: 30 yıldır kim kazandı? Bu ülke kazanmadı, tersine sadece maddi boyutunu söylüyorum, 450 milyar dolar kaynağını kaybetti. Bu ülkenin insanları kazanmadı, tersine 40 binden fazla vatandaşını zamansız şekilde toprağa verdi. Doğu kazanmadı, Batı kazanmadı, kuzey-güney kazanmadı. Terör işsizlik getirdi, yoksulluk getirdi, acı getirdi, yürek sızısı getirdi. Ama bu kanlı süreçten rant sağlayanlar oldu. Silah tüccarları bu kanlı süreçten kazanç sağladı. Gençlerin kanından beslenenler kendilerine fayda sağladılar. Benim Kürt kökenli kardeşimi istismar edenler bu işten kazandı. Türkiye;yi, şehirlerimizi, insanlarımızı karanlığa mahkum etmek isteyenler bu süreçten kazanç sağladı.''

Türkiye'nin 81 vilayetine hizmet ettiklerini dile getiren Erdoğan, köylerden mezralara kadar hizmet götürüldüğünü ifade etti. Kendi dönemlerinde Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine toplam 24.5 milyar TL'lik yatırım ödeneği tahsis ettiklerini, bunun yaklaşık yüzde 90'ını gerçekleştirdiklerini anlatan Erdoğan, GAP, KÖYDES ve BELDES gibi projelerde başarılı çalışmalar yapıldığını ifade etti. Erdoğan, Van'ın Erciş'in de Gevaş'ın da bilişim teknolojisi sınıflarının olmasını istediğini belirterek, ''Orada Kürt varmış, Türk varmış, şu varmış, bu varmış beni ilgilendirmiyor, vatandaşım var, insanım var. Onlara hizmet getirmek benim görevimdir'' dedi.
 

'Kardeşlik pekiştikçe'

Erdoğan, açık konuşacağını, açık konuşmayı sevdiğini belirterek, şunları söyledi: ''(Kürtlerin temsilcisi biziz) bir parti böyle bir şey söylüyor. Sana kim böyle bir yetkiyi verdi ya? Bu bir ayrımcılıktır bir defa. Bugün benim Kürt kökenli vatandaşlarımın en yoğunlaştığı parti benim partimdir, AK Parti'dir. Kabinemde de benim Kürt kökenli vatandaşlarım var, GİK'de MYK'da da var, her yerde var. Çünkü bizde ayrımcılık yok. Tarihinde almadığı hizmeti Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu bu dönemde aldı mı? Alıyor mu? Şimdi 'biz Kürtlerin temsilcisiyiz' diyenler, ya siz ne verdiniz buralara söyler misiniz? Ne yaptınız? Ne yapacaksınız? Bundan sonra da yapacağınız bir şey yok zaten. Siz sadece ayırımcılık yaptınız, hala da ayrımcılık yapıyorsunuz. Baskı ile terör estirerek benim halkımın hakkı savunulmaz. Biz kardeşçe birlik içinde beraberlik içinde halkımıza hizmet edeceğiz. Ekonomik kalkınmanın demokratikleşmeyle, hak ve özgürlüklerle birlikte yürümesi gerektiğini çok iyi biliyoruz. Çünkü demokrasinin standartları yükseldikçe ekonomi kalkınır; ekonomi kalkındıkça hak ve özgürlükler daha ileriye gider. Ekonomi ileriye gittikçe, demokratik standartlar yükseldikçe, hak ve özgürlükler genişledikçe, yoksulluk biter, sömürü biter, istismar biter, terör biter. Kardeşlik pekiştikçe, dayanışmamız, birliğimiz, bütünlüğümüz daha da sağlamlaştıkça işte o zaman gençler kurtulur, işte o zaman anneler ağlamaz, işte o zaman ocaklar sönmez. 7.5 yıldır, bölgenin ekonomik kalkınması için yoğun mücadele verirken, demokratik hakların genişletilmesi için de samimi bir gayret içinde olduk. Hapishanedeki genç, görüş gününde annesiyle ana dilinde konuşamıyordu. Biz sağladık. Anadil üzerindeki yasakları kaldırdık. Anadilin öğrenilmesini ve kursların açılmasını serbest bıraktık. Üniversitelerimizde farklı dil ve lehçelerde enstitülerin kurulmasının önünü açtık. Farklı dil ve lehçelerde yayının, propagandanın önünü açtık.''

Olağanüstü hali kaldırdıklarını ifade eden Erdoğan, bugüne kadar gelen iktidarların bunu yapamadığını ifade etti. Erdoğan, terörün yaklaşık 30 yıldır yaşandığını anımsatarak, şunları kaydetti: ''Hükümet olarak, artık bu kirli oyunlara bir son vermenin zamanın geldiğini çok açık net biz söyledik. Bu kirli çarka, çomak sokmak istedik. Bu kirli düzen son bulsun, gençler ölmesin, analar ağlamasın dedik. Terör örgütü buna karşı çıkıyor. Çünkü istismar zeminini kaybediyor. Benim Kürt kökenli vatandaşımın duygularını istismar eden siyasetçiler buna karşı çıkıyor. Çünkü istismar zeminini kaybediyorlar. CHP buna karşı çıkıyor, MHP buna karşı çıkıyor, BDP karşı çıkıyor. Çünkü istismar zeminleri ayaklarının altından kayıp gidiyor. BDP, benim Kürt kökenli vatandaşlarımın hassasiyetlerini artık istismar edemeyeceği için sürece karşı çıkıyor. MHP, şehit cenazelerini istismar edemeyeceği için bu sürece karşı çıkıyor. CHP, kendisini inkar ediyor, hazırladığı raporlarla tartışıyor.''

Diyarbakır Hapishanesi

Başbakan Erdoğan, engellere rağmen milletin desteğiyle kardeşliği yücelteceklerini, dayanışmayı, birlik ve bütünlüğü en ileri seviyelere taşıyacaklarını ifade etti. Erdoğan, şöyle konuştu: ''İşte şu son aylarda görüyorsunuz, 12 Eylül darbesi bu ülkenin ufkunu kararttı. 12 Eylül darbesi, ülkenin tamamının olduğu gibi, Doğu'nun, Güneydoğu'nun üzerine de adeta kara bir bulut gibi çöktü. Ah şu Diyarbakır Hapishanesinin dili olsa da konuşsa, ah şu Van Hapishanesinin dili olsa da konuşsa. 12 Eylül'de gençlere nasıl işkence yaptılar, gençlere nasıl kan kusturuldu o duvarların dili olsa da anlatsa. Biz işte bugün 12 Eylül'le, 12 Eylül Anayasasıyla, 12 Eylül zihniyetiyle yüzleşiyoruz. Buna 'evet' mi? Türkiye'nin 81 vilayeti üretsin, Van üretsin, Van daha fazla ihracat yapsın, istihdam sağlasın istiyoruz. Van;ın gençleri artık sokaklarda, dağlarda değil, okullarda, üniversitelerde, fabrikalarda huzur içinde yaşama sarılsın istiyoruz. Anayasa değişikliği bu noktada çok önemli bir adımdır. Anayasa değişikliği Türkiye için önemli bir eşiktir. BDP ne yaptı gördünüz değil mi? Türkiye Büyük Millet Meclisinde ne yaptığını, neye karşı çıktığını, kiminle saf tuttuğunu gördünüz değil mi? CHP, MHP, BDP, Türkiye Komünist Partisi, İşçi Partisi, YARSAV, bir kısım medya, bu büyük değişimin karşısında durdular. Hadi hepsini anlıyoruz; CHP statükodan beslenir, MHP statükodan beslenir de yıllarca statükoyu eleştiren BDP niçin değişime karşı çıkıyor, niçin demokratikleşmeye destek vermiyor? Partisi defalarca kapatılan BDP, Türkiye Büyük Millet Meclisinde kendi milletvekillerine baskı uyguladı, oy kabinine göndermedi. Bir taraftan partim kapatıldı diyorsun 5 kere, şimdi 6. defa kapatılmasının zeminini mi hazırlıyorsun? İşte onu zorlaştıracak olan oylamada niçin yoksun? Siyaseti dürüst yapacaksın. Bu işi ideolojisi olmaz.''
 

'Gülşen Orhan'a adeta terör uyguladılar'

Erdoğan, BDP'nin kendi seçmeninin sandığa gitmesinden korktuğunu ve çekindiğini ifade etti. BDP'ye ''Neden korkuyorsun? Neden çekiniyorsun? Neden milletin hür iradesiyle karar vermesini engellemek istiyorsun? Neden milletin vicdanı üzerine ipotek koyuyorsun? Niçin boykot? Bu anlayışın neresinde demokrasi var?'' diye soran Erdoğan, ''Benim Van milletvekilime, hem de bir bayan milletvekilimize, Gülşen Orhan hanımefendiye, Van sokaklarında adeta terör uyguluyorlar. Niye? Anayasa değişikliğini anlatmasın, bırak anlatsın milleti aydınlatmasın diye sözlü saldırıda, fiili saldırıda bulunuyorlar. Bu mu demokratik anlayış, bu mu demokratik kültür?'' dedi.

Erdoğan, şunlara işaret etti: ''Dün bu ülkede, gereksiz yere kasetler yasaklanıyordu, gazeteler, dergiler yasaklanıyordu, fikirlerin özgürce beyan edilmesi yasaklanıyordu. Biz bunların tamamına son verdik ama bugün de aynı baskıyı, aynı yasakçı zihniyeti, işte görüyorsunuz terör örgütü devam ettiriyor. Bakın sevgili Vanlılar, şu anda İstanbul'da Silivri'de çok önemli davalar görülüyor. O davaların iddianamelerini gördünüz değil mi? O iddianamelerde kimlerin kimlerle işbirliği yaptığını, ittifak yaptığını, elbirliği yaptığını görüyorsunuz değil mi? Terör örgütünün, Türkiye içinde kimlerle ortak hareket ettiğini gördünüz değil mi? Dörtyol'da ortaya çıkan kirli ilişkiler dikkatinizi çekiyor mu? Kandil ile MHP'nin, Kandil ile CHP'nin dilinin nasıl örtüştüğünü görüyorsunuz değil mi? Terör örgütü burada, dağlarda, güvenlik güçlerimize vuruyor, Ankara'da CHP, MHP hükümete vuruyor; terör örgütü Kandil'den iftira atıyor, MHP ve CHP terör örgütünün yalanlarına sımsıkıya sarılıyor. Biz artık bu kirli oyunu bozmak istiyoruz. Biz artık bu ülkeye, bu millete, çeteler yön vermesin, terör örgütü rota çizmesin istiyoruz. Buradan, Van'dan soruyorum; çetelerle mücadelede yanımızda mısınız? Karanlık örgütlerle mücadelemizde yanımızda mısınız? Kardeşlik mücadelemizde, birlik ve beraberlik mücadelemizde yanımızda mısınız? Van, kardeşliğe evet diyor mu? Van, aydınlık Türkiye;ye, ileri demokrasiye, özgürlüklere, hak ve özgürlüklerin daha ileri seviyelere ulaşmasına, 12 Eylül'de aydınlık bir Türkiye;ye 'evet' diyor mu?''

 

'Ayıptır, ayıp'

CHP'nin ''AK Parti'nin Yüce Divana gitmemek için değişiklik yaptığını'' iddia ettiğini belirten Erdoğan, şöyle konuştu: ''Ayıptır, ayıp. Okuma yazman varsa aç şu kitabı oku. Bu değişimin içinde böyle bir şey var mı? Demek ki bunlar Meclisteki müzakerelere katılmadı veya katıldıysa aklı başka yerdeydi. Zaten verdikleri önergelerin hepsi komediydi, komedi. Anayasa değişikliği ile alakası yok. Zaten meydanlarda da ne konuşuyor, Anayasa değişikliğini mi? Benim bu anlattıklarımı onlardan duydunuz mu? Neye 'hayır' dediklerini hiç duydunuz mu? Yok. Dert başka. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunu biz oluşturmuyoruz. Sadece Adalet Bakanı ile Adalet Bakanlığı Müsteşarı bu güne kadar nasıl Hakimler Savcılar Yüksek Kurulunda varsa, bunu biz getirmedik yılar yılı bu böyle. Onlar orada duruyor ama diğer 20 üyeyi aynı şekilde seçip bu 20'nin 10 tanesini kimler seçiyor biliyor musunuz? Van'ın Gevaş'ındaki hakimler, Erciş'indeki hakim ve savcılar seçiyor. Değişik illerimizinden 10 bine yakın hakim, savcı oylamamıza katılacak ve HSYK'ya 10 üye seçecekler. Bunun bizimle ne alakası var? Atama diye bir şey yok. Kimi aldatıyorsunuz? Bu millete dürüst olun ama bunlarda dürüstlük yok.''

'Kılıf uydurmaya başladın'

Kemal Kılıçdaroğlu'nun ''başörtüsü meselesini ben hallederim'' dediğini anımsatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''İnanıyor musunuz buna? Kılıçdaroğlu'nun başörtüsü özgürlüğü diye bir derdi var mı? MHP ile el ele verdik, eğitim özgürlüğü noktasında dedik ki, anayasa değişikliğini yapalım, bu kızlarımız artık rahatlıkla üniversiteye gidebilsinler. 411 oyla çıktı. Biliyorsunuz ertesi gün bir gazete çıktı bir başlık attı. İşte o malum medya diyorum ya, şimdi yine beraberler 'hayır' cephesinde. Ne dedi biliyor musunuz 'kaosa kalkan 411 el' dedi. Ya sizin nereniz özgürlükçü, sizde nerede hak ve hürriyet var be? Siz de bu ülkenin yasama organına nerede saygı var ya? Şimdi çıkmış Kılıçdaroğlu diyor ki 'başörtü sorununu ben çözerim'. Peki bu 411'i Anayasa Mahkemesine hangi parti götürdü? CHP, DSP beraber götürdüler. Sayın Kılıçdaroğlu onun altında senin imzan yok muydu? Dürüst ol, dürüst. Bir de Genel Başkansın. Bunu Anayasa Mahkemesine götürüyorsun, şimdi ona da kılıf uydurmaya başladın. 12 Eylül'de benim milletim bu noktada da evetlerle sandığı patlatarak sizlere cevabını verecek. O gün 411 ile başörtüde özgürlük mücadelesini verdiğini söyleyen MHP şimdi o gün başörtüye hayır diyen CHP'nin vagonu oldu, vagonu. Ben MHP'ye oy veren kardeşlerime diyorum ki 'bu yöneticilerinizin arkasına takılmayın'. İşte bakın burada şimdi nasıl bir manevra var görüyorsunuz. İşte bu özgürlüklerin mücadelesini de inşallah 12 Eylülde vererek bu özgürlük mücadelesini 12 Eylülde milletle kazanacağız, hiç endişeniz olmasın.''
 

'Artık yeni bir sayfa açıyoruz'

Anayasa değişikliğiyle artık yeni bir sayfa açılacağını belirten Erdoğan, şunları söyledi: ''12 Eylül, inşallah Türkiye için bir milat olacak. İnşallah Van için bir milat olacak. Gelin hep birlikte 'evet' diyelim. Gelin demokraside bembeyaz yeni bir sayfa açalım. Unutmayın her 'evet' demokrasiye davettir, her 'evet' adalete davettir, her 'evet' özgürlüğe davettir, hukuka davettir. Biz Meclis olarak 14 gün, 14 gece çalıştık, üzerimize düşeni yaptık. Bize yüklediğiniz emanetin hakkını verdik. Şimdi buradan çıkacağız, durmayacağız, çalışacağız. Baskılar bizi yıldırmamalı. Çünkü demokrasi mücadelesi kolay değil, özgürlük mücadelesi kolay değil, barış mücadelesi kolay değil, kardeşlik mücadelesi kolay değil. şimdi, söz sizde, karar da sizde, mühür de sizde.''
 

'Pakistan'ı unutmuyoruz'

Pakistan'ı unutmadıklarını belirten Erdoğan, Başbakanlık olarak 10 milyon dolar civarında yardım sağladıklarını, gıda, ilaç gibi yardımların da gönderildiğini söyledi. Erdoğan, 26 vagon, 40 tır yardım malzemesi gönderileceğini, Silahlı kuvvetlerin C 130 uçağıyla da ayni yardımları ulaştırmaya çalıştıklarını anlattı. Diyanet İşleri Başkanlığının geçen Cuma yaptığı kampanyada camilerde 30 milyon civarında destek verildiğini, bu Cuma da bunu devam ettireceklerini belirten Erdoğan, ''İstiyoruz ki Türkiye'ye yakışan bir yardımı biz de kardeşlerimizle buluşturalım. Ramazan ayının bereketi inanıyorum ki bunu daha da artıracaktır'' dedi. Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığına, Kızılay'a, hayır kurumlarına, hayır sahiplerine teşekkür etti.
 

Van'a götürülen hizmetler

Başbakan Erdoğan, 3 yeni yurtla Van'daki yurt kapasitesini 3 bin 374'e çıkardıklarını söyledi. Sağlıkta da Van'da çok ciddi yatırımlar yaptıklarını belirten Erdoğan, Van'a yapılan sağlık yatırımlarının 206 trilyona ulaştığını belirtti. Erdoğan, bu yılın ekim ayında aile hekimliğine geçileceğini hatırlatarak, ''Her ailenin doktoru olacak. Doktora telefon açacaksın ücretsiz doktorun seninle meşgul olacak'' dedi. Van'da 5 bin 797 konut inşaatını başlattıklarını ve bunların 3 bin 767 tanesini sahiplerine teslim ettiklerini ifade eden Erdoğan, ulaştırmada Van'a tarihinin en büyük yatırımlarını gerçekleştirdiklerini söyledi. Erdoğan, ''79 senede Van'a 36 kilometre bölünmüş yol yapıldı. Biz 7,5 senede 214 kilometre yol yaptık. Ne demek bu? Yaklaşık 6 kat fazla'' diye konuştu.

Erdoğan, Kapıköy'de sınır kapısı açılması için İran ile anlaşıldığını, konunun Yüksek Planlama Kurulunda imza aşamasında olduğunu da bildirdi. Van'a 2007 yılında doğalgazı getirdiklerini anlatan Erdoğan, iktidarları sürecinde hiç bir zaman Van'ı yalnız bırakmadıklarını, tarımda Vanlı çiftçinin, üreticinin yanında olduklarını, 2003-2010 arasında 480 trilyon tarım desteklemesi sağladıklarını vurguladı. Erdoğan, ''Ziraat Bankası yüzde 59 faizle kredi veriyordu çiftçimize, bunu 13'e indirdik. Daha sonra yüzde 5,6'ya indirdik. Eğer damlama yağmurlamayı da yapıyorsa 0 faizle kredi verdik. Bizden önce 2002 yılında Ziraat Bankası 68 bin lira kredi vermiş. Biz 2010 yılının ilk 6 ayında 353 kat artışla 24 trilyon kredi verdik'' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, konuşmasının ardından miting alanındakilerle ''Beraber yürüdük biz bu yollarda'' dizelerini söyledi. Alanda ''Ere ere hezar caran ere (evet evet binlerce defa evet'' yazılı Kürtçe pankart ile Türkçe ''Bu pakette sadece otlu peynir olsa statükoya inat evet'', ''Çok iktidarlar gördük, kılıcı kanlı yiğitlerin diyar-ı şehri Van'da. Urartu Kralı Birinci Sardur iktidarını da biliriz, CHP iktidarını da. Alem şahittir, senin gibisi gelmedi'', ''Ey mazlumların yareni seni düşlediğim medeniyet kuramıyla seni icraatlarınla, aşkınla, aşkınlığınla biliriz. Sen var oldukça biz de varız'' şeklinde pankartlar yer aldı.


 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler